<p>başkalarının kuvveti kalmadığında devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa pabuç bırakmayacak kudreti bulunan, kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da yürek bağı kopmayan, sevgi dolu fedakâr insan dişisi, duyguları ve aklıyla engin, bazen güneş, bazen gölge olan, her türlü şart altında ve annelerini çok kötü incitseler de çocuklarını sevmek duygusallığını taşıyan, her yaştaki çocuklarının yaralarını sarmaya çalışan, sorunlarını dinleyip, paylaşan bir sabır ağacı, toplumun kilit taşı olan...</p> <p> </p> <p>Ama diğer yandan dünya kurulduğundan beri değer verilmeyen, itilen, kakılan, erkek çocuk doğurmadığı için kocası tarafından üzerine kaynar su dökülüp yakılan, namus töresi ile anılan, namusundan sadece şüphelendikleri için kardeşinin eline silah verilip öldürtülen, taşlanarak öldürülen, bazı aile düzeninde yaşamı da, bedeni de ailenin malı olarak görülen, aşağılanan, sözüne ve fikrine değer verilmeyen, kendisine yasaklar konulan, cinsel zorbalık uygulanan, hareketleri kısıtlanan, yaralanan, sürekli aşağılanarak özgüvenini yitiren, dövülmeleri için küçücük bir sebep bile yeterli olan yine kadın...</p> <p> </p> <p>Neden? Çünkü erkeğin onun üzerinde yetkisi vardır. Döver de sever de...</p> <p>Peki, bir kadın da ana kuzusu değil mi? Bir kadın de insan değil mi?</p> <p>Peki, bu kadar kadın hakları var da bu kadınların hakkı neden yok?</p> <p> </p> <p>Aslında bu gerçek, sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddet değildir. İnsanın güçlü olanının zayıfı ezmeye meyilli olan günahlı tarafının bir göstergesidir.</p> <p>Yaşam döngüsü içinde incelendiğinde kadına şiddetin çok eskilere dayandığı görülür.</p> <p>“ Dizini dövmemek için kızını döven “ baba, “ eşinin sırtından sopayı eksik etmeyen “ koca söylemleri kadına yönelik şiddetin bir dışavurumu değil midir? Ve yine koca dayağı, toplumda “ Aile içinde olur böyle şeyler. “ denilerek meşrulaştırılmıyor mu? Umursamazlık beslenmiyor mu? Şiddetin meşruluğu ailede evin reisi bayla ya da abiyle şekillenmiyor mu?</p> <p> </p> <p>Aile yapısı şiddeti içeren davranışların ortaya çıkışında etkili olmaktadır. Şiddetin gücü, en önemli toplumsal dayanağı da ailede başlıyor. Baba, genel olarak otoriterdir. Ailesiyle kuracağı sıcak bir ilişkinin otoritesini sarsacağından korkar, çünkü öyle yetiştirilmiştir.</p> <p>“ Erkekler ağlamaz, o, erkektir yapar, karı gibi gülme, erkek adam ağır olur. “ gibi sözlerle toplumdaki rol modeli yerleşmiştir benliğine. Ya kızlar “ Kız kısmı çok konuşmaz, sus baban duymasın.”       Denilerek toplumdaki rolleri belirlenmiştir farkında olunmadan. Hâlbuki erkek çocuk yetiştiren anneleri bu konuda duyarlı olmaları gerekmiyor mu?</p> <p> </p> <p>Erkekler güç, hak sahipliği, iktidar ile özdeş kılınırken, kadına kadın kimliği ile değer verilmiyor.”      Çocuk doğuran ana”      , “ eşinin hizmetini gören hanım “ ya da “ göz zevkine hitap eden bayan “ kimlikleriyle tanımlandı kadınlar. Oysa bir Çin atasözü şöyle der:</p> <p>“ Kadınlar gökyüzünün yarısını kaldırır. “ Kadından “ kadın”       diye söz etmek halen ayıp sayılıyor. Erkek cinsel kimliği olabildiğine kışkırtılırken kadın cinsel kimliği bastırılıyor ve ayıplanıyor. Üstelik aynı toplum kadın bedenini alınıp satılır bir madde haline getiriyor.</p> <p> </p> <p>Ne yazık ki erkek egemenliğini kabullenmesini sağlayan geleneklerle ve değer yargılarıyla kuşatılmıştır kadın. Büyüklerimizden defalarca duymuşumdur. “ Bir kız çocuğu dünyaya geldiğinde kırk saçak ağlar.”      derlerdi.</p> <p> </p> <p>Ne gariptir ki; şiddete maruz kalan bir kadın için mutlaka bir sebep aranır. Toplumsal yaşantımızda şiddeti o denli benliğimize yerleştirmişiz ki dayağın mutlaka haklılık yönü olduğunu düşünürüz.</p> <p> </p> <p>Toplumun kilit taşları olan ve onlarsız bir toplum asla olunmayacağı bilindiği halde tarihin pek çok döneminde horlanmış, sömürülmüş ve hunharca katledilmiş kadınlarımıza sahip çıkmamız gerekmiyor mu?  Kadına yönelik aile içi şiddeti, sağlık hizmetleri, adalet hizmetleri gibi pek çok hizmet alanının ortak çabalarıyla önlenebilecek sorun olduğunu ne zaman göreceğiz? Kadınlarımız daha ne kadar şiddete maruz kalacak? Kocasından dayak yediği zaman başvurduğu karakolda “ Bu seferlik affet kocandır.”       diyen bir görevli değil de kendine sığınan vatandaşa sahip çıkıp, koruyan, duyarlı bir insan olmanın zamanı çoktan gelmiştir artık.</p> <p> </p> <p>Bir kız çocuğu dünyaya geldiğinde kırk saçağın ağmaması dileklerimle...</p> <p> </p> <p>Kevser Topyıldız Küçük</p>