Ben Türkçemi Özledim

“ İnsanın iki yurdu vardır: Biri, üzerinde yaşadığı topraklar, diğeri o topraklarda konuşulan dildir. Benim ana dilim Fransızcadır ve görevim, onun hudutlarında nöbet tutmaktır!” diyor Fransız Yazar Albert Camus.
Biz de ise; 
Waav üstündeki koku çok freesh!
Benim için fav yapar mısın?
Linki tıkla, dawload yap bana mail at!
Bu müziğe senin soundun olmadı.
Tamam, ben hemen onu e- mail repling ederim.
Şu enerji drinklerinden varsa alalım bir tane, yoksa icetea de olur.
Ups, saat 3 olmuş…
Cümleleri almış başını gidiyor. Bu cümlelere üzülmeli mi ağlamalı mı bilmiyorum. Bildiğim, bu cümlelerin bağımsızlığımızın ve gururumuzun nasıl törpülendiğinin acı birer örnek olduğudur. Burası Türkiye. Hangi dili konuşuyoruz biz, nece konuşuyoruz? Türkçe mi, Türkilizce diye ucube bir dil mi?
Ve yine uyduruk kısaltmalar:
Selam- slm
Kendine iyi bak- kib
Allah’a emanet ol- aeo

Ünlü harfleri yazmaktan aciz, bunu kendilerine yük sayanlar da bunun ileride Türkçeye vereceği zarardan nasıl böyle habersizler, bunu da anlayamıyorum.
Hani Türkçem bana ana sütü gibi helaldi! Hani Türkçem benim ses bayrağımdı! Hani dilimizi atalarımızdan miras aldığımız kadar gelecek kuşaklardan da ödünç almıştık! Hani dilsiz koskoca bir hiçtik biz! Hani…
Fransızlar sıkı yasalarla dillerini koruyup yabancı kelimelerin Fransızca karşılıklarını buluyorken, biz neden dilimizi yabancı kelimelerle doldurarak kendi dilimize Fransız kalıp anlaşabilmeyi imkansız kılmaya çalışıyoruz, oysa her sözün ararsan Türkçesi varken. Bugün lisede, üniversitede okuyan bir İngiliz on beşinci asırda Shakespeare’in yazdığı piyesleri rahatça okuyabiliyorken, neden bugün Türk genci Atatürk’ün nutkunu doğru dürüst okuyamıyor?
İnsan başka kültürlere merak duyar, ancak bu merak hızla nasıl hayranlığa dönüşür, insan bu hayranlık içinde kendini nasıl böyle unutur. Nasıl böyle terk eder, kendini nasıl reddeder, dilini acımasızca nasıl bu kadar dışlar anlayamıyorum.
İnanılmaz bir özenme duygusu var bizde nedense. Türk kültürünün bozulmasıyla ilgili çok eskilerden beri neler söylenmemiş ki! 
“Türk’ün köpeği çarşıya inince Acemce havlar” denmiş, Türkçe konusunda Karamanoğlu Mehmet Bey’i kızdırmışlar ve o da “ BU GÜNDEN SONRA, DİVANDA, dergahta, bergahta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil konuşulmaya!” demiş. Atamız bizleri ”Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” diye uyarmamış mı? Oktay Sinanoğlu “Türkçe giderse Türkiye gider dememiş mi?
Maalesef biz modadan müziğe her alanda özellikle dilde kendimiz olmayalım da kim olursak olalım dercesine uğraşmışız. Var mı böyle bir ülke yeryüzünde? Hassasiyetimizi kaybettiğimiz gibi özellikle dil konusunda daha da hızlı yol almış gibi görünüyoruz. Yeni bir iş yeri açıp da adını Türkçe koyan neredeyse yok bu ülkede.
“Niçin bu derginin adı yabancı, niçin bu çocuğun adı Melisa?” diye sorulmuyor artık. Dil kavgası hızını kaybetmiş, galiba üzerinde kavga edilecek bir Türkçe kalmamış. Hayatımızdan uzaklaştırdığımız değerlerimizin bıraktığı boşluk yabancı kültürlerle hızla doldurulmuş ve hala hızla doldurulmakta…
Marketlere gidersin, raflarda:
Light süt, light yoğurt (Bunun yağsızı yok mu?)
Kahve evlerine gidersiniz, içecek ve pastalardan birkaç isim:
espresso, cappucino, ırishcream, cafffeesummeretta,frappemacchiato…
Yemek için dağıtılan el ilanlarına bakarsın:
Chickenwings, lasogna el farno, margarita, süper supreme, tiramisu, browni, sufle…
İş yer adlarına bakarsın:
The Marmara, kebapchi, eskidji, wishe bar, kitapchi, cafelatte,
Spor salonuna gidersin, program şöyle:
Pazartesi: gumball, crunch
Salı: aera yoga, absandhips
Çarşamba: tai-chi, body ball
Perşembe: aeraoriental
Cuma: pilates, gymball
Ve ülkem yabancı dille incelmeye devam!
Siren sesleri duyarsın. Bir cankurtaran, ama “ambulans” demişiz ona (ambulance=dolaşan) dolaşmakla insan hayatı kurtarılıyor da bizim haberimiz yok!
Duygusal dünyalarını:
“Sev beni, seveyim seni.”
Çilemse çekerim, kaderime güleri.”
İstedim vermediler, sen şoförsün dediler.”sözleriyle yansıtan şoförlerin dili de masumiyetini kaybetmiş.
“MSN LİSTENDE YER YOSKA GÜZELİM, FARKETMEZ BEN ICQ ilen de giderim.”
“MSN varsa güzelim, şimdi olmaz nette görüşelim.” Cümleleri yer almış,
TDK sözlüğüne bakarsın:
Start almak, start vermek, billboard,factoring, stand-by, mortgaga,bodyguard, full-time, rafting,anchorman, check-up… gibi sözcükler paşa paşa TDK’nin sözlüğüne kurulmuşlar.
Pes doğrusu! Modaya uyuyoruz, yok yok “trendi yakalıyoruz!” diyenlere. Bu sözcüklere Türkçe karşılık bulmaya, doğru ve yerinde kullanıma ne gerek var! Ne ayıp küreselleşme pardon globalleşme çağında olur mu böyle çağ dışılık, ne der elalem? Güzelim İNGİLİZCESİ, Fransızcası varken ayıp olur Türkçesini kullanmak diyenlere pes doğrusu! Üstelik bilim adamları, dünyada şu an 7000 civarında dilin konuşulduğunu ve bunlardan 1’inin iki haftada bir öldüğünü açıklamışken.
Doğup büyüdüğüm ülkemde hayata anlamadığım sözcüklerle şapşal bakmayı değil, hayata kendi dilimle düşünerek, anlayarak bakmayı ve onu öyle görmeyi istiyorum. Son sözü Yusuf Yanç’ın TDK ödüllü dizeleri söylesin istiyorum:
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı;
Bu günden sonra divanda, dergahta, bergahta, mecliste, meydanda,
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye,
 HATIRLAYANINIZ VAR MI?
Dolanın yurdun dört bir yanını, 
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri
Fermana uyanınız ar mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımız çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,
Özün, el diline özendiğine hiç yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik.
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı…
Hayal meyal hatırlayıp da soranınız var mı?
Toprağım, bayrağım, dilim, dinim, onurum, düşüncem kutsaldır, talan ettirmem diyenlere…
Sevgi, saygı, selamlarımla…
Kevser Topyıldız Küçük

  • BafraHaber Yorum
  • Ben Türkçemi Özledim içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 4
User defaultYorum Id: 119094
18 Mayıs 2021
00:02
  • Yorum Id: 119094
  • 18 Mayıs 2021
  • 00:02

Ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi yaşanan ve görünen ama anlaşılmayan dilimiz teşekkürler

User defaultYorum Id: 119091
18 Mayıs 2021
00:00
  • Yorum Id: 119091
  • 18 Mayıs 2021
  • 00:00

Ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi yaşadığımız.gördüğümüz

User defaultYorum Id: 118960
17 Mayıs 2021
03:15
  • Yorum Id: 118960
  • 17 Mayıs 2021
  • 03:15

Tesekkür ederim ögretmenim sizin bu yazınızı okumak ssızın ögrenciniz olarak gurur duyuyorum kalemınıze sağlık gönlünüze sağlık ögretmenim

Daha Fazla Yorum