Çocukluğumun Bayramları

<p>Tadı tuzu kalmadı hiçbir şeyin artık. Düşünüyorum da bayramlar mı değişti acaba, suçlu bayramlar mı? Yoksa yaşlandıkça dilimizde kaybolan tat alma zerrecikleri gibi ruhumuzdaki tat alma hissimizi mi, duyarlılığımızı mı kaybettik?</p> <p>Çocukluğumun bayramları ne kadar farklıydı. O eski bayramlar zamanın içine yerleştirilmiş çiçek bahçeleriydi, uçsuz bucaksız bozkırların içinde kır çiçekleriydi. Mübarek günlerdi.</p> <p>Bayram geldiğinde sevinçten, heyecandan yerimizde duramazdık. Arife günü kurtlar, kuşlar bile oruç tutar diye çocuk halimizle biz de oruç tutardık. Mezarlıklara gider, artık anılarda yaşayan sevdiklerimizin mezarlarının üzerindeki otları temizler, çiçeklerine su verir, mezar taşlarını silerdik.</p> <p>Arife gecesi bayramdan bayrama alınan ayakkabılarımız başucumuzda uyurduk. Bayramlık giysilerimizi sabah gözlerimizi açar açmaz ilk görebileceğimiz yere asardık. Zor ederdik sabahı. Ve güneşin ilk ışıklarıyla yatağımızdan fırlardık.</p> <p>Hep özeldi benim için bayram sabahları, hep heyecanla kalkardım. Babam, rahmetli, sabah ezanıyla giderdi camiye. Bayramlaşmak için de babamın gelmesini beklerdik camiden. Top sesiyle bayram başlardı. Başta annem olmak üzere kapıda sıraya dizilirdik babamın elimi öpmek için. İlk onun bayramını kutlardık. “Allah tekrarına erdirsin”  diyerek babam da öperdi bizi. Bayram harçlığımızı da verirdi elimize. Sonra annemizi kucaklayıp onun elini öperdik. Kardeşler birbirimize sarılarak evdeki bayramlaşmayı bitirirdik. Sonra bayram sofrasına otururduk ailece. Yemekten sonra dedemlere giderdik, ardından amcalar, halalar...</p> <p>Çok uzun ve güzel günlerdi bayram günleri benim için. Aynı gün annemin köyüne giderdik. Orada da bir başka güzel geçerdi bayramlar. Köyün her gittiğimiz evde yer sofraları kurulurdu. Tirite bayılırdım. Rahmetli ninemin yaptığı sütlaçların ve köy ekmeklerinin tadı hala damağımda.</p> <p>Topladığım şekerlerimi yemediğim, evimizdeki şekerliğimize koyduğum günleri şimdi ne çok özlüyorum.</p> <p>O eski bayramlarda küsler barışırdı, yıllanmış âşıklar kavuşurdu. Özlemler son bulur, hüzünler biterdi. İnsanlar akrabaları ve ahbaplarıyla bayramlaşmak için evlerinde misafirlerini beklerlerdi. Evlere misafir gelirdi, sıcacık olurdu mutluluğun taştığı evler.</p> <p>Güzeldi o zaman bayramlar, telaşlıydı. Bir aile mefhumu vardı, büyüklerin elleri öpülürdü, öyle büyükler bırakılıp tatile çıkılmazdı, bir saygı vardı.</p> <p>Şimdi çok iyi anlıyorum birkaç güne sıkışmış kocaman mutluluktu o eski bayramlar.</p> <p>Dünyanın bir ucundan öbür ucuna ulaşımın zorluğuyla gidilirdi anaya, babaya, akrabaya bayramlaşmaya. Şimdi ise telefonla bayramlaşılıyor nice zamandır.</p> <p>Bayramlar “ tatil”  oldu. Artık kapıların zilleri çalmıyor, komşuların çocukları gelmiyor, şekerlikler boşalmıyor. Dört gözle beklediğimiz sevdiklerimiz neredeler?</p> <p>Bayramlarımızı mı kaybediyoruz? Kaybolan aslında bayramlarımız değil, hislerimiz, duyarlılıklarımız.</p> <p>Duyarlılıklarımıza yeniden can verebilirsek, bayramlarımız da yaşayacaktır.</p> <p>Haydi, bizi biz yapan değerlerimizden olan bayramlarımızı yaşatmaya...</p> <p>Tüm akrabalarıma, dostlarıma, arkadaşlarıma, o çok sevdiğim öğrencilerime mutluluk dolu bayramlar dileklerimle...</p> <p>Kevser Topyıldız Küçük</p>
  • BafraHaber Yorum
  • Çocukluğumun Bayramları içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0