Artık siyaset yazmayacağım

Değerli okurlarım geçen ki yazımda ‘’ Mecliste gurubu bulunan AKP-MHP-CHP ve DTP li 5’er tane Doğu ve Güneydoğu’lu milletvekillerinden oluşan Milli Çalışma Komisyonu oluşturulsun ve bu komisyon acil yapılması gereken yasaları ve yatırımları tespit etsin, meclis de bu komisyona destek versin. Bu şekil ve yol izlenerek terör ortak bir hareketle engellenebilir’’ derken; kimse sakın yanlış yorumlamasın o cümlede ki yasalar kelimesi ABD’nin ve iktidarın’’Kürt açılımı’’ senaryosunun ortaklaşa yasalaşmasından değil, toprak reformu gibi, ağalık ve aşiretçiliğin kaldırılması gibi, töre cinayetlerinin ve eğitimsizliğin önüne geçilmesi gibi, bölge halkına yani esnafa ve küçük çiftçiye (aşiretler ve ağalar hariç) Ziraat ve Halk Bankalarından kredi desteklerinin verilmesi gibi, sağlık hizmetlerinin daha yaygın hale getirilerek bölgede okuyan öğrencilere yurt ve kredi imkanlarının genişletilmesi gibi yaptırım ve yatırımların yasalarının çıkartılmasından bahsettim. Gerçi benim daha önceki yazılarımı okuyanlar bu amaçla dediğimi anlamışlardır, fakat ilk defa beni okuyan okurlarımın yanlış anlamasına mahal vermemek için bu açıklamayı yazmak ihtiyacı duydum.                                                                                                              

Evet, benim bu yazımdan 1 gece sonra Cumhurbaşkanı parti liderlerini bir masa etrafında toplayıp konuşacağını televizyonlardan söylendi. Ben bunu televizyonda ilk duyduğumda ‘’Herhalde Cumhurbaşkanı beni okuyor, yakında danışmanlık teklifi gelir’’ dedim. Şaka bir yana bakalım olay nereye gidecek hep birlikte göreceğiz. DTP’nin kapatılmasına gelince de bence çok doğru bir karar, fakat ihtar niteliğinde bir karar. Anayasa mahkemesi DTP’nin sakalını kesti, boynunu koparmadı. Onlara aslında ‘’2 vekile yasak getir 19 tanesine dokunmamakla ‘’yeni bir parti kurup kendilerine çeki düzen vermelerinin, terörist başı ile terör örgütünün avukatlığından ve dümeninden çıkarak adam gibi siyaset yapmalarının önünü açtı. Gerçi ‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az’’ demişler. Bunu da zamanla göreceğiz.

Sevgili okurlarım bundan sonra iç ve dış siyaset ile ilgili yazı yazmamayı düşünüyorum. Çünkü hangi gazeteyi hangi dergiyi, hangi internet sitesini, hangi kanalı açsam her yerde siyaset ve politika var. Artık bana bööö gelmeye başladı. Eminim ki sizde benimle aynı durumdasınız. Belki bu işe en çok AKP’li arkadaşlarımız sevinecek ama bundan böyle Bafra ile ilgili yazılar yazmaya çalışacağım. Sizler benim iç ve dış politikadaki düşüncemin ne olduğunu az çok anladınız. En azından Faruk kesin bu konuda böyle düşünürdü diyebilirsiniz ama önemli olan benim ne düşündüğüm değil, sizin düşüncelerinizle benim düşüncelerimin ortak noktasının sağında, solunda yukarısında veya aşağısında kalan farklılıkların sebeplerinin araştırılarak doğru olanın bulunması...   

Sevgili okurlarım, beni ve ailemi tanıyanlarınız bilir. Ben ne MHP’liyim, ne AKP’li, ne CHP’liyimdir. Biz ailece evveliyattan beri Demokrat Partili, Adalet Partili ve Doğru Yol Partiliyizdir. Ben 1992 den beri de Doğru Yol Partisini Bodrum İlçe Teşkilatının delegesiyimdir. Rahmetli kardeşim Fatih’te 2003 seçimlerinde partimizin Muğla İl Genel Meclisi adayıydı.                                                    

Her ne kadar ben Demirel’e bazı konularda kızsam da, ona ‘’Egoist ve her zaman hırsına yenik düşen bir liderdir’’ gözüyle baksam da, Sayın Demirel’in bu memlekete çok büyük hizmetleri olmuş, çok değerli bir devlet adamıdır. Ayrıca dünya siyaset tarihine ender gelebilecek bir siyasetçi ve lider olduğu da açık ve nettir. Belki de onun bu hususta bu kadar başarılı olmasının sebebi  o kızdığım ‘’egoistliği ve de hırsı’’dır.                                                                                                                      

Hoş ve güzel Bafra yazılarımla buluşmak dileğiyle şimdilik hoşca kalın.    

Saygılarımla
Ahmet Faruk Urfalı

  • BafraHaber Yorum
  • Artık siyaset yazmayacağım içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0