Mülteci kelimesini gerçek anlamında kullanmıyorum, sadece benzetme yaptım. Kendi ülkemizde bile yaşadığımız yerden başka şehre göç ettiğimizde, ister istemez yeni yere uyum sağlama, korku, insanların bakış açıları, hepimizin aklından geçer.

Van depreminin ardından, depreme hiç de hazırlıklı bir ülke olmadığımızı bir kez daha gördük.

Yıllardır yaşanan depremlerden ders alamadık, özellikle vicdanları depreme uğramış müteahhitler yüzünden, doğanın verdiği depremden daha çok zarar gördü insanlar.

Bilinen gerçekler üzerinde çok durmayacağım, yarın Bafra`da bir deprem olsa ne olur düşünmek bile istemiyorum. Gerekli önlemlerimiz var mı` Organize olmuş kurtarma ekiplerimiz var mı` Yapılan binalar ne kadar sağlam` Herhangi bir hazırlığımız var mı`

Van depreminin ardından yine yurdumuzun her tarafından insanlarımız kenetlendi, ellerinden gelen insani yardımları esirgemedi. Bafra`da ki insanlarımızda ellerinden gelen yardımı esirgemedi. Fakat giden yardımlar oradaki insanlara organizasyon eksikliği yüzünden yeterince ulaşamadı, gerek görsel gerek yazılı basında görüyoruz.

Göçler başladı, Van`da ki vatandaşlarımız başka şehirlere sığınmaya başladılar, çaresizlik bu noktada. Bafra`ya gelen depremzedelerimizde var, evleri ocakları gitmiş, çocukları var, işleri yok, çaresizlik içinde yeniden yaşamaya çalışacakları yerlere dağılıyorlar.

Geçen yazımda beni adeta ırkçı ilan eden, yazıyı ısrarla anlamak istemeyen klavye kahramanları okuyucularımın haberi olsun.
Bafra`ya gelen Vanlı aileye de koştuk, elimizden gelen, üzerimize düşen insanlık adına ne varsa biz yapmaya devam ediyoruz.
Sadece bavullarını almış gelmiş insanlara yakınımızda oturan komşumuz gibi koşuyoruz, yetkililerimiz, duyarlı insanlarımız, kaymakamlığımız, hastanelerimiz ellerinden geleni yapacaklar bundan eminim, en azından yapanlara yardım edecekler.

Sadece benim gördüğüm ailenin iki çocuğu da deprem psikolojisi içerisinde ve soğuktan hastalanmışlar, sigortaları yok tedavi olmaları gerekiyor, tabiî ki hep birlikte Bafra`mıza sığınan kardeşlerimiz için koşuşturacağız, ha biz kim miyiz hiç bir yetkisi olmayan gönüllüler.
O yüzden acımasızca eleştiri yaparken elinizi vicdanınıza koyun, kafanızı klavyenizden kaldırın sizde bir şeyler yapın, çok işe yarayacaktır inanın.

Bir kez daha görüyoruz ki bu memleket hepimizin, yeri geldiğinde tek yumruk olmayı da biliriz, ekmeğimizi paylaşmayı da biliriz, bizleri ayrıştırmaya çalışan insanlara doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, tek yürekle cevap veririz.
Sevgiyle kalın