Sevili dostlar; güzel ülkemizde sorun deyince birçok şey aklımıza gelir. Ancak ilk aklımıza gelen hiç şüphesiz terör sorunudur. Ekonomik, işsizlik vs…gibi meseleler zamanla çözülür. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan, güvenliğimizi tehdit eden bölücü terör öncelikli olarak mutlaka bertaraf edilmelidir. Bu konuda sağ duyulu tüm halkımız ve yöneticilerimiz mutabıktır. Hal böyleyken bir türlü olumlu sonuç alınamamaktadır. Öyleyse uygulamada, yürütmede veya strejedide bir eksiklik yada hata var denilebilir. Dış destekli bölücü terörün ana unsuru insandır. Elinde silah Mehmetçiğe kurşun sıkan militanla ona lojistik destek sağlayan kişiler arasında hiçbir fark olmadığı gibi, Ankara’da hem de TBMM gibi kutsal bir çatı altında vekil sıfatıyla bulunup  terör elebaşının ağzıyla konuşup terör örgütünü alenen destekleyen kişilerde aynı derecede bölücülüğe ortaktır ki bu olay yargı tarafından da tescillenmiştir.
   Yüksek yargı, anayasamızın ve kanunların verdiği yetkiyi kullanarak gereğini yapmıştır. Hiç şüphesiz o partinin kapatılması gerekiyormuş ki kapatılmıştır. Peki sorun çözüldü mü` Terörle işbirliği yapan, bir tüzel kişilik olan parti miydi, yoksa o partinin üyesi olan insanlar mıydı` Parti bir kavramdır insansa bir varlık. Eylemi gerçekleştiren bir varlık olan insandır. Yaptıkları eylem suçsa cezalandırılması gerekende suçu işleyen insanlardır. Son yaşanan olayda ise terör örgütü ile eş güdümlü çalışan parti kapatıldı. Birikmiş borçları da devletin bütçesinden ödendi. Olan yine gariban halkın ödediği vergilere oldu. Ertesi gün yeni bir partinin tabelasını taktılar.Terör örgütü ile işbirlikleri artarak devam ediyor. Demek ki parti kapatmak  havanda su dövmekten başka bir şey değil ve sorunu çözmüyor. Devletimizin birlik ve bütünlüğüne saldıran, Atatürk’ün kurduğu TBMM’sinde Cumhuriyetin altını oymaya çalışan örgüt yandaşları iki fireyle kurtuldu. Esas cezalandırılmaları gereken, hatta cezaları da idam olası gerekenler hala elini kolunu sallayarak geziyor ve kin kusmaya devam ediyorlar. Bu böyle olamaz, kimse kendini kandırmasın. Ülke ve millet menfaati için bir şey yapılacaksa derhal anayasada düzenleme yapılmalı. Siyasi parti yasaları yeniden düzenlenmeli. Soyut kavramlarla değil, somut kavramlar muhatap alınmalı. Asıl suç unsuru olan parti üyesi insanlar ağır cezaya çarptırılmalı ve bu cezada diğerlerine ibret olmalı.
    Sonuç: Türkiye Cumhuriyetini yönetenler devletimizin gücünü kullanmalı, devletimin üniter yapısını bozmak için eyleme kalkanların kafasını ezmeli. Sorun böyle çözülür…