Bafra temsilcisi olarak değerli arkadaşım Şair Fatma Hatun Esen, İstanbul temsilcisi Göl yayınevi sahibi şair-Yazar Mehmet Sabri Kılıç, Adana temsilcisi Oğuz Türkleri yönetim kurulu üyesi Şair-Yazar Münevver Düver, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya fakültesi Öğretim üyesi Sevil Piriyeva, Ankara TRT avaz televizyonu spikeri Nergiz Davidova ve Türkiye ilk bayan antrenör yardımcısı eğitimci Ebru Yıldırım.

Diğer Türk devletlerinden gelen bizlerle beraber olan;

Başkurtistan temsilcisi Dünya Türkleri Marşı bestakarı Nur Dautov, Özbekistan temsilcisi Şair Yazar çevirmen Mirzaif Mir Polat, Kalpaktürkleri temsilcisi Ay Cemal.

Birçok organizasyanda beraber olduğumuz değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Beraberce çok güzel anılarımız oldu.

12 Aralık 2015 Cumartesi günü Saat 10.00'da Shimkent (Çimkent) valisi tarafından kabul edildik, bu görüşmelerde diğer Türki devletler temsilcileri ve Kazakistan'ın değerli şahsiyetleri ile fikir alışverişinde bulunuldu dilek ve temennilerden sonra getirilen hediyeler yetkililere takdim edildi.

Özellikle yemek kültürlerinden bahsetmek istiyorum. Her toplantının sonunda bizlere mükellef hazırlanmış her türlü yiyecek ve meyveler ile çiceklerle süslenmiş sofralarda ağırlandık. Bizim kültürümüzden ayrı olarak alışamadığımız At eti idi. Tüm yiyecekleri at eti ile yapılmakta olup gelen misafirlerine at kesmek onlara verilen önemi göstermek içinmiş. Tabi bunun yanında dana, koyun ve tavuk etleri de mevcut idi. Her ne kadar bizler at eti yememeye çalışsak da at etinin tadını da aldık diyebilirim.

 

Aynı gün saat 12.30 da Devlet Floromonisinde Türk Dünya Marşı ve  Çanakkale Destanı tanıtımı yapıldı. Çimkent halkı önünde yapılan gösteriler ve konuşmalar sonunda katılımcılara söz verildi dilek ve temenniler de bulunuldu . Benim kaleme aldığım KAZAKİSTAN atlı şiirim çok ilgi gördü. (Her gittiğimiz yerde bu şiir Sayın Kural KÖMEK tarafından okunması istenildi ve yerine getirildi.)

 

Saat 16.00 da Resmi yemek programında diğer katılımcılar ile birlikte tanışıldı ve yine söyleşiler yöresel müzik dinletisi yapıldı.

Bu arada bizlere Kazakistan Milli kıyafetleri giydirildi ve hediyeler takdim edildi.

 

Saat 18.00 de Bağımsızlık parkı ziyaret edildi ve tarihsel bilgi

Verildi. Stalin Bağımsızlık parkının yapıldığı alanda ne kadar Kazak bilim adamı, okuryazarı varsa toplayıp kurşuna dizmiş. Hala o günleri buruk bir acı ile anlatıyorlar.

 

Saat 20.00 de Ahıska Türkleri Derneği ziyaret edildi Dernek temsilcileri ile tanışıldı.Konuşmalar yapıldı . Bilgi alışverişinde bulunuldu. Ahıska Türkleri Kazakistan temsilcisi sayın Şair Yazar İbrahim TÜRKİ beyin anlattığı geçmiş günlerde Sovyetler zamanında Ahıska Türklerinin çektiği çileler hepimizin gözlerini yaşarttı.

Sayın İbrahim TÜRKİ’nin kaleme aldığı Ahıska Türk çocuğu ile arasında gecen diyalog bizleri çok etkiledi,

 

Deden nirde ey oğlum

-dedem sürgündedir sibirde

 O zaman çığır nineni

-yohtur dertler yedi kadını

 Baban nirde bir gelsin

-babam savaşa gitmiştir

 O zaman çığır ananı

-O da vagonda gitmiştir

Kardaşın var mıdır?

-o mengüde yatıyir

Belki ablanda yohtur

-vardır o da içerde ağlıyır

Var mı hiç kimse sahabınız

-Salakan ilk sağır gül

Şimdi ne geçer halınız

-onu git staline sor...

 

Değerli okurlarım sizlerle paylaşacak daha çok anılarımız var. Kazakistan hatıralarımızın her gününü ve Ata yurdumuzu anlatmak benim için bir gönül Borcu oldu.

Şimdilik hoşçakalın. Her şey gönlünüzce olsun.

 

İdris Anarat