Kazakistan Cumhurbaşkanı bir amaç, bir hedef, bir gelecek  sloganı ile Türki Devletlerinin kaynaşması ve tek yürek tek bilek olabilmek için öncülük eden sayın Nazarbayev`e şükranlarımızı bildiriyoruz..

Kazakistan 1991 yılında hürriyetine kavuşmuş, Sovyetler Birliğinden ayrıldıktan sonra büyük bir kültürel reformlar yapmış, tarihine bağlı kalmış özelliklerini yaşatmaya çalışan, taze bir Cumhuriyet. Ata yurdumuzu canı pahasına korumuş ve tarihi değerlerine sahip çıkmıştır.

10 Aralık günü Samsun Havaalanından saat 16.10’da İstanbul`a hareket ettik. İstanbul`dan saat 20.50`de Astana Havayolları ile Kazakistan Almata şehrine hareket ettik.(Kazakistan ile Türkiye arasında 4 saatlik bir fark var) Saat farkı psikolojik olarak vücudumuzda bir tepki yaratmasına rağmen hemen ikinci gün adapte olduk. Almata Havaalanında aynı gün aktarmalı olarak Shimkent (Çimkent) havaalanına geldik. (Samsun İstanbul 1 saat 20 dakika. İstanbul-Almata 6 saat, Almata-Çimkent 1 saat 10 dakika.) Yolculuğumuz boyunca Astana havayollarının bizlere göstermiş olduğu hizmet ve ilgiden çok memnun kaldık.

Çimkent bembeyaz kar örtüsü ile kaplanmış hava eksinin altında -5 civarlarında idi. Fakat bizleri karşılayan Gençlerin sıcaklığı soğuk havayı eritmişti. Araçlara bindik Çimkent Üniversitesinin önünde “Dünya Türkleri Marşı ve Çanakkale Destanı yazarı Kural KÖMEK ve bir grup üniversite öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından büyük bir sevgi, saygı ile karşılandık.

 

Otelimize yerleşmeden önce bizleri misafir etmek ve sabah kahvaltısı yaptırmak isteyen bir grup ile Külliye diyebileceğimiz bir yere geldik. Güzel bir kahvaltı yapıldı bilhassa sohbetler arasında bulunduğumuz yerin adını sorduğumuzda hayret etmesek yalan olurdu diyebilirim. “Aziz Mahmut Hüda-i Külliyesinde idik. İstanbul`dan binlerce kilometre uzaklıkta bir Türk düşünürünün vakfında olmak bizleri memnun etti. Biraz istirahat ettikten sonra bizleri karşılayan grup ile başta Kural KÖMEK ve diğer eğitimci doçent, proflar, öğrenciler ile kalacağımız Dostluk oteline geldik.

Otelimize yerleştikten sonra Etnografya Devlet Müzesine gidildi. Müze Müdürü ve yetkili kişiler bizleri kapıda karşıladılar, bu satırlarda anlatamayacağım daha doğrusu kelimeler ile dile getiremeyeceğim bir ilgi ve alaka ile karşılandık. Müze o kadar güzel ve düzenli hazırlanmış ki, Türk Tarihinde adı gecen Türk boyları ve Devletler resimler ile tanıtılmakta ve yine Kazak örf ve adetlerini anlatan bölümler, yaşam tarzları çok güzel görsel ifade edilmişti. Hele bu konuları bize anlatan hanımefendi sanki bir şiir okurmuşçasına gönüllerimizde iz bırakıyordu.

 

Büyük bir salonda Kız ve Erkek çocuklarının nasıl yetiştirilmesi ile görsel bir platform hazırlanmıştı.

Aynı zamanda Müzede sinevizyon gösterileri ile Dünya Türklerinin tanıtımı yapılıyordu. Sayın Nazarbayev`in her yerde her zaman adı övgü ile geçmektedir.

Değerli okurlar sizlerle paylaşacağımız çok güzel anılarımız oldu. Şunu ifade etmeliyim ki Kazakistan özelliklerini kaybetmek istemeyen, geçmişine sahip çıkan Türk olmakla övünen ve Türkiye`yi çok seven bilhassa Mustafa Kemal ATATÜRK`ü örnek alan bir Kazak halkı ile karşılaşmak bizleri övündürdü. Sayın Nazarbayev için oda bizim Kazakistan’ın Atatürk`ü diyorlar. 

Kazakistan ziyaretimizin her gününü sizlerle köşemde yazı ve resimlerle paylaşmak istiyorum.

Bundan sonraki yazılarımızda dilimizden ve gönlümüzden geldiğince sizlerle olmak arzusu ile

Şimdilik Hoşçakalın…

İdris ANARAT