Japonya’da olan bir depremde kurtarma ekibi genç bir kadının yaşadığı enkaza ulaşırlar. Yıkıntıların arasında kadının cesedine ulaşırlar. Kadının enkaz altındaki pozisyonu biraz ilginçtir sanki ellerinde bir şey tutarak iş yaparken dizlerinin üzerine çökmüş haldedir. Bu esnada sanki ev üzerine yıkılmış gibidir. Kurtarma ekibinin lideri yine de canlı olma ümidi ile kadına ulaşmaya çalışır, maalesef kadın çoktan ölmüştür.
 Ekip oradan başka bir enkaza hareket etmek üzere iken bir sebepten dolayı ekip lideri açtığı delikten içeri doğru kadının cesedinin altına doğru bakar ve seslenir! "bir çocuk!. Bir çocuk var!" der.

Ekip uzun bir çalışmadan sonra çiçekli bir battaniye içinde ölü kadının cesedinin altında 3 aylık bir çocuk bulurlar. Kadın son bir hamle ile çocuğunu kurtarmak için bedenini ona siper yapmıştır. Ekip çocuğa ulaştığında hala bebek uyumaktadır.

Doktor çabucak gelir ve çocuğu muayene eder. Battaniyeyi açtığında içinde bir cep telefonu bulur. Ekranda yazılı bir mesaj vardır. Mesajda şu yazıyordur!.." eğer kurtarıldıysan, seni sevdiğimi hatırla!"

Asırlardan beri çözülemeyen kadın sorunu köleci sistemle birlikte gelişen cinsiyet ayrımı ve aşağılanması yazılı tarihe de geçerek günümüze kadar gelmektedir. Bu kadar zaman içinde çözülemeyen kadın haklarının önündeki en büyük engel inançlardır.

Kadercilik anlayışıyla kadının erkeğe, boyun  eğme ve uyguladıkları katı kurallarla pekiştirilerek günümüze kadar gelmiştir.

Bir bütün olarak köleci sisteme tekabül eden bütün inançlar kadını ikinci sınıf görmektedir, erkek egemen güç işlerine geldiği için böyle göstermektedir. Kadın annedir, kadın bacıdır, kadın evlattır, kadın çocukların annesi eştir. Tüm bu değerler bile göz önünde tutulsa kadının değeri verilemez. Sorumsuz üç beş çocuk yapmış erkek kadınını çocuklarının karnı doysun diye sokaklarda dilendirmez.

Tecavüz olaylarında kadınlar, kızlar öldürülmez. Özgürlükten hiç bahsetmiyorum, özgürlük kavramı kişiye göre değişebilir. Dişisiz erkek, erkeksiz dişi olmaz. Sadece kuralları erkeklerin belirlemeleri,( son seçimlerde de gördük meclise giren kadın sayısını, devlet birimlerinde kaç kadına yetki verildiğini) kadınları eşitlik diye hak arayışına sürüklemektedir.
 
Yukarıda da geçen gerçek olayda kadının AŞİL TOPUĞU evlatlarıdır. Bu yüzdendir  ister evli ister boşanmış olsun toplum düzenini, aile düzeni gibi bir arada tutmaya çalışması. Yoksa kadın bir infilak ettiği zaman bomba etkisi yapar.

 Sevgiyle kalın