Cihan Haber Ajansı Samsun Temsilciliği, savcılığın adını kullanarak açık bir yalan-yanlış haber yaptı.
Cihan Haber Ajansı Öğretmene vahşet olayı ile ilgili olarak ikisi de “Öğretmene dayağın altından, husumet çıktı” başlıklı haber yayımladı. İki haberin de başlığı ve özü aynı.

İlk çıkan haberde şu ifadelere yer verildi:
“…Bunun üzerine Habibe Y., Bafra Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili tahkikat başlatan savcılık, okul kameralarını inceleyip, öğrenciler ile hademelerin ifadelerini aldı. Hadisenin iç yüzü ile annenin ifadesinin birbirini tutmadığı ortaya çıktı.”

İkinci Haber ise şöyle:
“…Ardından da öğretmen hakkında Bafra Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili tahkikat başlatan savcılık, okul kameralarını inceleyip, öğrenciler ile hademelerin ifadelerini aldı. Hadisenin annenin anlattığı gibi olmadığı tespit edildi. Takipsizlik verildi.”

Bir yayın kuruluşunun haberi için “yalan” ifadesini kullanmak istemezdim ama o kadar açık bir ifade kullanılmış ki diyecek söz kalmadı.

Haber üzerine ilgili makamlardan bilgi aldık. Ortada ne kamera var ne de görüntü.

CHA olmayan kameranın olmayan görüntülerini izlenilmiş gibi haber yaparak savcılığın da adını kullanarak yalan habere imza attı.

Yalan bununla da bitmedi.

Haberde, öğrenci ve hademelerin ifadelerinin alındığı ve hadisenin annenin anlattığı gibi olmadığı ifade edilerek sanki öğrenci ve hademeler öğretmen lehinde ifade vermiş gibi bir hava yaratıldı.

Oysa ifadesi alınan iki öğrenci; annenin hakaret ettiği, öğretmenin de anneyi darp ve hakaret ettiği şeklinde ifade verdi.

Önemli bir husus var ki; Bu öğrenciler, öğretemen ile arası daha iyi olan, öğretmenin masa tenisi turnuvasına hazırladığı, özel çalıştırdığı öğrenciler.

Öğrencilerin ifadelerinin detayını girersek öğretmenin de sokağa çıkacak yüzü kalmayacak.

Ayrıca iki hademede ifade verdi. Hademeler tanıklıklarında detaya girmeden aralarında tartışma olduğunu beyan ettiler.

Cihan’ın haberindeki diğer yalan-yanlış ise savcılığın takipsizlik kararını verdi ifadesiydi.

Savcılık makamı henüz soruşturma aşamasında hatta tanıkların ifadeleri savcılık makamınca 4 Mayıs Cuma günü alındı.

Toplumun büyük kesiminin güvenerek ve beğenerek okuduğu Zaman Gazetesi de bu yalan-yanlışın içinde bulunmuş oldu.
Yalan-yanlış-yanlı haber sanıyorum böyle bir şey.

Haber yapılırken öğretmeni haklı çıkarmak için hiçbir şeyden kaçınılmamış babası öldürülmüş bir kız öğrenci ile kocası öldürülmüş bir annenin yaşadığı dram ve trajedi yok sayılmıştır.

Hatta öyle ki; öğretmenin, öğrencinin babasının katili ile arkadaşlık yaptığı ve bundan dolayı öğrencinin öğretmenine kin duyup yalan söyleyerek komplo kurduğu da iddia edilmiştir.

Biraz utanma ve vicdan diyorum.

Burada sorulması gerek bir soru daha var.
Okulun kamera kayıtları nerede`
Bu kameraları sizler sadece öğrencilerinizi izlemek için mi kurdunuz`
Neden bu kameralar öğrencinin suçlu olduğu durumlar dışında birden bozuluyor veya yok oluyor.

Savcılık makamı okuldan kamera kayıtlarını istemiş midir`

Anne feryat ediyor!
Bana inanmıyorsanız kameralara bakın diyor.
Annenin anlatımına göre müdür, “İnşallah bozuk kameraların olduğu tarafta olmamıştır bu olay” demiş.
Anne ise “içerideki kameralar bozuksa dışarıdakilerde mi bozuk, salonun dışında da beni darp etti” dedi.

Diğer bir iddiaya göre; öğretmen olaydan geçen 10 günlük süre içinde tanıklık yapan öğrencilere, “Ben davayı kazanacağım, bu dava benim için bir telefonluk olay. Davayı kazandığımda sizlere 5’er bin liralık tazminat davası açacağım” şeklinde caydırma amaçlı tehditte bulunmuştur.

Ali İhsan Başaloğlu