Kaynağı en az 450 yıl öncesine dayanan ve Bafralılar tarafından korunarak bugünlere kadar yaşatılan Sele Sepet Top Kandil geleneği, belediye eliyle yok olma tehlikesi yaşıyor. Sele sepet akşamları sokaklar daha sakin, daha sessiz.
Artık maniler söylenmiyor, fenerler yakılmıyor. Kapıların zilleri çalmıyor, evlere şeker alınmıyor. Artık Ramazan'ın 14'ünü 15'ine bağlayan akşamlar, on binlerce insan; anneler, babalar, çocuklar konserlere gidiyor. Adı sele sepet olan konserlere...
Çocukların sesleri yükselmiyor artık sokaklarda... Manilerin yerini türküler, şarkılar; fenerlerin yerini havai fişekler almış... Geçtiğimiz yıllarda kaç yıllık olduğunu, Bafra'ya ait olup olmadığını tartıştığımız Sele Sepet geleneği, dev konserler yüzünden yok olmak üzere! Amatörce tarih araştırmaları yapan, Bafra sevdalısı Recep Yılmaz Ağabeyimizin Sele Sepet Top Kandil geleneğinin kaç yıllık olduğu ve kaynağı konusunda son noktayı koyduğunu söyleyebiliriz.
Aksi iddia ve ispat olunana kadar Sele Sepet Top Kandil geleneğinin kaynağının 450 yıllık olduğu konusunda hemfikir olmalıyız. Bir sene sonra bu kutlamalara katılacak olan belediye başkanından, organize edecek kişilerden, haberleştirecek muhabir arkadaşlardan ilk ricam: Lütfen artık şu "600 yıllık gelenek" kalıbından vazgeçelim.
Yüzlerce yıldır kutlanan bu gelenek nasıl oldu da yağsız bir kandile döndü? Önce, maytap ve kız kaçıranlarla sele sepet akşamlarını kâbusa çevirdik. Bundan yirmi yıl önce, içinde benim de olduğum haylaz gençler tarafından, paragöz bakkalların sattığı maytap ve kız kaçıranların, kadınların ve çocukların yoğun olduğu yerlerde patlatılması ve emniyet güçlerinin etkili ve kararlı tedbir almaması üzerine zamanın Belediye Başkanı Hasan Aslan, Sele Sepet geleneğini şenliğe çevirdi ve belediyenin himayesine aldı.
Her şey güzel olacaktı... Belediyenin maddi imkânlarıyla şekerler, fenerler dağıtılacak, Mehteran takımı marşlar söyleyecek, Hacivat-Karagöz oynatılacak, Ramazan kendine yakışır şekilde yaşanacaktı. Öyle olmadı... O gün sepetin içine bir elma atıldı. Elmanın içindeki şirin yüzlü, güzel sesli kurt, seleyi de, sepeti de kemirdi. Ne top kaldı ne de kandil. O elma kurdu, sele sepet akşamlarında düzenlenen konserlerdi...
1998 yılında dönemin Belediye Başkanı Hasan Aslan'ın Belediye binası önünde tertip ettiği Sele Sepet şenliği, sonun başlangıcı oldu. Hasan Aslan'ın, halk da eğlensin diye yerel sanatçılarla başlattığı konser furyasını Şükrü Neiş devam ettirdi ve Zihni Şahin ile zirve yaptı.
Türk Halk Müziği sanatçısı Sebahattin Hafızoğlu ve yerel sanatçılarla konser serüvenine başlayan Hasan Aslan'ı, Şükrü Neiş takip etti. Şükrü Neiş, 2005 yılında Bafralı sanatçı Hakan Demir'in de içinde olduğu bir konserle etkinliği fuar alanına taşıdı. 2006 yılında Sibel Yıldırım'ı getirten Başkan Neiş, gelen bazı tepkiler üzerine 2007 yılında fuar alanında Hacivatlı, Karagözlü bir Ramazan etkinliği düzenledi. 2008'in sanatçıları ise Ahmet Yazmaz, Güler Aydeniz ve Osman Öztekin'di.
Aslına uygun bir şekilde kutlanması amacıyla belediye tarafından himaye altına alınan Sele Sepet akşamlarında artık orta ölçekli konserler düzenleniyor; belediye başkanları Sele Sepet'in 600 yıllık bir gelenek olduğunu, bunun sadece Bafra'da kutlandığını övünerek söylüyordu.
Yere göğe sığdıramadığımız, Bafra'ya has olduğunu iddia ettiğimiz Sele Sepet geleneği artık yok oluyordu. Bu yok oluşun tohumu ise 15 yıl önce yeşersin diye atılmıştı.
Ali İhsan Başaloğlu
25 Temmuz 2013, bafrahaber.com
