Geçen hafta cuma günüydü, annem aradı; “Afşin evin etrafı araba dolu, Büyükcami’den kim defnediliyor acaba, mahallede adım atacak yer yok” dedi. Telefonu kapatır kapatmaz, Bafra Haber sitesini açtım. İş adamı Recai Kırca’nın vefat ettiğini gördüm, ancak sıradan bir vefat haberi olmadığını, haberin detayına girince anladım. Rahmetlinin vefat ve defin haberine yüzden fazla yorum yazılmış, ilgili sayfaları yirmi binden fazla kişi ziyaret etmişti.
Camileri doldurup taşıracak, internet sayfalarına ilgiyi had safhaya çıkaracak bu güzel insanı nasıl tanımadığıma hayıflandım. Merakla çevremdeki insanlara sordum, Rahmetli Recai abimiz kimdi? Kimlere nasıl iyilikleri olmuştu da, sessiz sedasız yaşayıp göçerken, şehrinin insanları onu semaya çıkartmıştı. Kime sorsam; gariban babası, güler yüzlü, tertemiz kalpli bir gönül adamıydı, dedi. Yılların taciri olmasına rağmen adı ne bir kötülükle ne bir menfi işle anılmış, kim arkadaşlık yaptıysa fayda görmüş, kim selam verdiyse huzur bulmuş. Ne güzel bir adammışsın sen Recai ağabey!
Hâlbuki bizler her gün kimleri göklere çıkartıyoruz, kimleri methediyoruz, kimleri yere göğe sığdıramıyoruz, öyle değil mi? Yanı başımızda bir esnaf, sessiz sedasız on binlerin gönlüne girmiş haberimiz yok. Rağbet “güzel ile zengine” demişler. Hep aynı hataları yapıyoruz, popüler olanı, göz önünde olanı iyi ve faydalı sanıyoruz. Kim bilir kimler var aramızda, fakir doyuran, garibana el uzatan, sözünü yemeyen, ailesini koruyan kollayan, hak hukuk tanıyan…
Gündelik telaşlardan kurtulup çevremize bakamıyoruz, siyasi tartışmalardan gerçekleri konuşmaya fırsat bulamıyoruz. Ne ağalar, ne abiler, ne başkanlar, ne reisler gelip geçti şu şehirden, belki de hiçbiri rahmetli Recai abimizin cenazesine malik olamadı.
Bafra üzerine yazarken, belki Bafralılar üzerine de yazmalıyız. Bu şehrin bilinen simaları yerine bilinmeyen isimlerine yönelmeliyiz, örnek hayatları, örnek insanları topluma sunmalıyız. Çocuklarımız yetişirken, bu şehirden yetişenleri de işaret etmeliyiz; ‘’Evladım esnaf olacaksan, Recai Kırca gibi ol‘’, Sanatçı olacaksan, ‘’ Bedri Koraman gibi ol’’, öğretmen olacaksan ‘’Dilek Livaneli gibi ol‘’, doktor olacaksan ‘’Ali Rıza Kural gibi ol’’, siyasetçi olacaksan ‘’Ali Çetinkaya gibi ol ‘’ demeliyiz.
Geleceği inşa bugünden başlar. Şehrimizden yetişen, gerek Bafra’da gerek Bafra dışında yaşayan isimlerle evlatlarımızı buluşturmalıyız. İş hayatlarıyla, örnek yaşamlarıyla, eğitimleri ile rol model olacak kim varsa çocuklarımızı hemşerileriyle tanıştırmalıyız. İnsandan daha değerli bir varlık yoktur, insan, eşrefi mahlûkattır.
Gözümüze kara çalan madde bağımlılıklarını, uyuşturucu simsarlığını, gencecik çocukların yok olan hayatlarını, sokaklarda körelen hayatları nasıl önlemeliyiz. Doğruyu destekleyerek, iyi olanın yanında durarak.
17-22 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul Teknofest’e yüz akımız Bafralı gençler katılacak, geleceği inşa edeceğini umut ettiğimiz Bafralı gençler danışman öğretmenleriyle birlikte hepimizi temsil edecek. OSB’ler ile üretime geçmek isteyen şehrimizde üretecek nesillerin de yetişmesi için kendilerine destek olmalıyız. Örnek isimlerle nesillere rehber olmalıyız, gençlerimizin projelerine patent almaları için onları cesaretlendirmeliyiz.
Sadece teknoloji alanında değil, sanat, kültür, edebiyat gibi alanlarda da Bafra’dan yetişen gençlerin çalışmalarını ön plana çıkartacak planlamalar yapmalıyız. Bu noktada görev biraz da STK’lara düşüyor gerek Bafra’da faaliyette bulunan STK’lar, gerekse Bafra dışında faaliyet gösteren STK’lar gençlerimize sahip çıkmalı, yaptıkları işlere ön ayak olmalıdır.
Bu manada İstanbul’da yaşayan Bafralılar olarak İstanbul Teknofest’e katılan gençlerimize destek olmak için yanlarında olacağız, Recai Kırca’yı tanıma şansım olmadı, en azından geleceğin yıldızlarıyla şimdiden tanışmaya gitmeliyim.
Sağlıcakla kalın…
Av. Afşin HATİPOĞLU
17 Eylül 2019
[email protected]
