Katliam Anıtı Dikilsin mi?
Haftaya, Ahmet Abi’nin “Bafra’nın Ünlü Şıracıları” yazısıyla başladım, ne güzel yazmış Ahmet Abi, yüreğine sağlık! Bir şehri ancak yerel kültürü ayakta tutar, ancak farklılıkları ön plana çıkartır. “Bafra’nın Konakları”, “Bafra’nın Esnafları”, “Bafra’nın Delileri”, “Bafra’nın Muhtarları”… Kısacası Bafra’ya ait olan her şeyi kaleme kağıda dökmeliyiz, not etmeliyiz, geleceğe taşımalıyız. Bu şehir bize emanet, bu emaneti her yönüyle nesillere aktarmalıyız. “Söz uçar, yazı kalır” Bafra’nın her vasfını ön plana çıkartacak kitaplar yayınlamalıyız. Arşiv araştırmaları için bütçeler ayırmalıyız ve Bafra tarihini her yönüyle yazmalıyız. Bu hizmet betondan, binadan, sanayiden belki de daha önemlidir. Çünkü kimliği olan bir şehir her şeyi başarabilir.
Başkan’ın 900 günlük icraatlarını ve şehre ait gelecek vizyonunu değerlendirmiştik. Yazının yayında kaldığı sürede ise, Başkan’ın Covid-19 testinin pozitif çıktığını öğrendik. Kendisine tekrar geçmiş olsun diliyorum, en kısa sürede de sağlığına kavuşmasını ümit ediyorum.
Geçen haftaki yazının altına yapılan değerli yorumlara ise birkaç cümle ile değinmek isterim, zira değer verip yazan tüm hemşerilerimiz şahsım adına kıymetlidir. Yazılarımın tamamını siyaset saikiyle kaleme aldığımı düşünen ciddi bir kesim olduğunu görüyorum. Bu doğal bir sonuç gibi görünse de, gerçeği yansıtmamaktadır. Ben sizlerle Bafra’ya ait tespitlerimi paylaşıyorum, konuya özel görüşler beyan etmeniz bence daha sağlıklı olacaktır. Zira benim siyaset yapma düşüncemden daha önemli bir şey varsa, o da Bafra’nın geleceğidir. Bakınız tekrar altını çiziyorum, ortada şöyle bir gerçek var, Bafra’nın bütçesi 84 milyon TL, yakın özellikleri taşıyan başka bir ilçenin bütçesi ise 157 milyon TL. Gerçek bu! Konu bu. Sorgulanması gereken nokta bu, ben değilim! Bunu anlamanız gerekiyor. Yıllık bütçeniz ne kadarsa, şehrinize o kadar hizmet edersiniz, Ben size şimdiden söyleyeyim 2021 yılında Bafra Belediyesi’nden hizmet beklemeyin, çünkü parası yok!
Bafra üzerine yazdığımdan beri, hemşerilerimizden mesajlar geliyor ve farklı konuları gündeme getirmemizi rica ediyorlar. Ben de gelen mesajlara yönelik bazı başlıkları gündemime almak isterim. Ayrıca sizlerde gerek özelden yazarak, gerekse yorum kısmına not düşmek suretiyle görüş istediğiniz konuları belirtebilirsiniz.
Bafra’da yaşayan herkes bilir ki, Bafra’nın bitmek bilmeyen bir elektrik kesintisi gerçeği vardır. Özellikle yağmurlu havalarda elektrik bir şekilde kesilir. Gençken bunu sıradan sanırdık, ama başka şehirlerde yaşadıkça bunun Bafra’ya özel bir durum olduğunu gördük. Kendi havzasında iki tane Baraj olan bir ilçenin elektrik kesintisi yaşaması ve bunun çözülememesi inanılmaz bir olay. Son dört yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Kaç defa elektrik kesildi inanın hatırlamıyorum. Neredeyse 20 milyona dayanan nüfusuyla belli tamirat faaliyetleri dışında planlı kesintiler dışında kesinti yaşamayan mega kent burada dururken, iki baraja ev sahipliği yapan 150 bin nüfuslu bir ilçenin neden sürekli elektrikleri kesilir, anlamak mümkün değil. Su kesintisine gelince bu daha da vahim bir durum, Türkiye’nin en büyük ırmağının yanı sıra sayısız göle yataklık eden şehrimizde su kesintisinin önüne geçilemiyor. 2020 yılında insanımıza ihtiyacı olan bu temel kaynakların sorunsuz şekilde sunulması gerekir. Bu konuda acil bir çalışma yapılmalıdır.
Bafra ve çevresi su ürünleri üretiminde hatırı sayılır bir potansiyele sahip, özellikle balıkçılık sektöründe birçok başarılı şirketimizin dünya çapında işler yaptığını biliyoruz. Bununla birlikte balıkçılık üretiminin doğa ve çevre ile doğrudan ilişkili olduğu da bir gerçek. Su ürünleri alanında birden fazla bakanlık gözlem yapıyor, su ürünleri birliği ise bu konuda geniş yetkilere sahip. Sektörün cazip hale gelmesiyle kontrolü de doğal olarak zorlaşıyor. Bana gelen şikâyetlerin ardından konun uzmanı ve yetkilisi olan kişilerle görüştüm ve kendilerine baraj gölünde kaçak çiftliklerin olup olmadığını sordum. Bana verilen bilgiye göre, baraj bölgesine devlet yıllık 6 bin ton kapasite vermiş, ancak bu kapasitenin henüz %70’i kullanılıyormuş. Baraj alanında kamu kurumlarının ve yetkili birliğin denetimlerine rağmen izinsiz girişimler olabiliyormuş. Benim bu konudan anladığım, baraj çevresi mahalle sakinleri bu rahatsızlıklarını kapasiteyi belirleyen ve geniş yetkilere sahip olan bakanlıklar nezdinde dile getirmeliler. Milletvekilimiz Sayın Kırcalı’nın bu konuda mahalle sakinleriyle görüşmesi faydalı olacaktır.
Geçen hafta belediye meclisinde açılan bir başlık kamuoyunda tartışılıyor. Özellikle Sayın Yiğit’i tebrik ederim oldukça üretken bir yazar, yazının başında belirttiğim alanlarda kendisinden faydalanmak gerekir. Bir köyün adının ne olacağını, o köyün sakinlerine sormak gerekir, eğer suç içeren, ülke menfaatleriyle çelişen bir durum yoksa bölgede yaşayan insanlar kendi köylerinin adının ne olacağına karar vermelidir. Bizlerin onlar adına karar vermesi doğru olmaz. Ve yine bu ve benzeri konuları gündeme getiren Sayın Aytünür’e de bir parantez açmak isterim, çok duyarlı bir meclis üyesi, her konuya katkı verme gayretinde, son toplantıda kendisine gelen zarfa karşı da misyonerlik itirazında bulunmuş. Benim tanıdığım Hakan Aytünür bir mektupla din değiştirmeyecek kadar sağlam bir mümindir. Onun nezdinde tüm meclis üyelerimizi de selamlarım
100 yıl önce büyük acılar yaşandı, bu acıları düz bir betonla anmak ve hatırlatmaktansa, Bafra’ya bir “Kurtuluş Müzesi” yapalım, sadece Esençay’da -Çağşur- değil, o dönem Bafra’nın neresinde hangi acı ve katliam yaşandıysa onları kompozisyon edelim. Böylece, Bafra’yı ziyaret edenler, atalarımızın çektiği azapları, şehrimizin Kurtuluş Savaşı’ndaki yerini somut şekilde görsün. Bu müzeye ait bir de katalog çıkartılsın, bunu da Hasan Yiğit hazırlasın.
Sağlıcakla kalın
Av. Afşin Hatipoğlu
7 Aralık 2020, İstanbul, Bafrahaber.comNot: Lütfen sadece, başlığı, linki ve manşet görselini paylaşınız. Yazının tamamını ekran kaydederek veya kopyalayarak paylaşmayınız.
Uzaktan konuşmak ne boş, yaşamak lazım
Avukat bey gerçek olan şeyleri tesbit etmiş ve kaleme dökmüş. seçimler olmadan bafrada cok vaetler verıldı akp tarafından. en basıtı otagar kalkıcaktı fakat para olmadıgı ıcın suan otogar tadılat yapılıyor. baska bırsey anlatmaya gerek yok bence..
Doğduğu , büyüdüğü , çocukluğunu, gençlik yıllarını geçirdiği şehir için hala emek veren avukat beye selamlar