Öğrencilik yıllarınız hatırlarsınız. Tatil dört gözle beklenir. Nedendir bilinmez okuldan bir an önce uzaklaşmak ister her öğrenci.
   Oysa en güzel anıların mekânıdır farkına varılmaz. Varıldığında ise yaşamsal kaygılar, savaşlar içinde olunur iş işten geçmiştir.
   Öte yandan koca bir yılın yorgunluğunu atma hususunda ise mutlak gerektir.
   İşte böyle bir an içindeyiz.
   Karne kâbusu eskisi kadar olmasa da yine vardır eminim öğrencilerde.
   Günümüz öğrencilerine aslında üzülmüyor da değilim. Bizlerin kendi oyunlarımızı  zaman mekân dinlemeksizin aralıksız oynadığımız yaşarda onlar okul, dershane, özel kurs, etüt arasında mekik dokuyorlar.
   Mecburlar.
   Hayatın bu zoraki mecburiyetini minik bedenlerinde hissetmeleri ne kötü.
3.5 Aylık iyi gelecek eminim onlara. Ama hepsine değil. Birçok yerde defter, kitabı bırakan eller ya boya sandığı ya simit tepsisi tutacak çaresiz. Böylesi hayat her ne kadar tercihleri değilse de, emek parası denen mecburiyette kendilerine düşen pay.
   Zaten her şeyi alabildiğine suni yaşayan günümüz çocuklarına nasıl bir gelecek bırakıyoruz farkında mıyız`
   Kuşkusuz okulun son günleri ders ve sorumluluklar açısından en zor dönemdir öğrenci için.
   Konsantre kaybolur, hava sıcaktır v.s
   İşte böylesi zor bir dönemde Bafra Anadolu Lisesinin ortaya koyduğu başarı üzerinde uzun süre durulması ve hatta gurur denen illetin iplerinin bir süre salıverilmesini gerektiriyor bence.
  Samsun’da yapılan Liseler arası Bilgi yarışmasında birinci oldu Anadolu Lisemiz. Hem de sorulan soruların tamamına doğru cevap vererek.
   Rana Günöz Cömert, Mustafa Erdem Arslan  ve Yunus Emre Uyar’ın 110 okul arasında Samsun Birincisi olması sadece bir yarışma olarak değerlendirilmemeli.
   Onlar biz yetişkinlerin oluşturduğu soru işareti bol Türkiye’sinin, karamsarlığa, peşin alınmış yenilgi kararlarına, acabalarına umut veren genç yaşamlar.
   Onlar “Nereye gidiyoruz” endişelerine,”merak etmeyin biz geliyoruz” nidaları.
Bizler için somut şey yapmamalarına karşın, Asri mezarlık önlerinden  omuzlarda Cumhuriyet Meydanına omuzlarımızda taşıdıklarımızın yanında onlarda samimi bir sırt sıvazlanması hak etmiyorlar mı sizce de…
   Onlar parasıyla, puluyla, gücüyle, riyakarlığıyla, bol düğmeli ceketlerini yana yıkıla ilikleyerek her kapıyı açacağına inan global müsvettelerin içine düştüğü aldanmışlık kör kuyularından bilgileriyle inşa edilmiş merdivenle çıkmalarını sağlayacaklar eminim.
   Ve yine onlara bilenle bilmeyenin hiç de bir olmayacağını bir kez daha hatırlatacaklar.
   Her kez den bir az daha sizlere iyi tatiller çocuklar.
   Bu güzel Ülke için doğru kullanacağınızdan emin olduğumuz bilginize sağlık.