Yapmalıyız

   Yoksulluk kanına işler insanın…
   Canını yakar,sesiz bırakır yaralar.
   Mahurdur elbet ama,söz konusu evlat,anne,baba olursa da içine atarsın. Çaresizliğini,gözünden süzülmesini önleyemediğin göz yaşlarına gizler susarsın.
   Öyle bir susmadır ki,
   Ana Baba parasıyla eli cebinde ahkam kesenlere de,satılığa çıkarılmış insanlıkların bol sıfırlı karşılıklarına da aynı tarifen işlem yaparsın.
   Uzun süre “neden hep kötüler kazanıyor” sorusuna,bulamadığın cevabın,döndüremediğin şansın,dönemediğin köşenin,güldüremediğin bahtının sorumlusunu ararsın fellek fellek.
   Bir zaman sonra soru da sormaz olursun.
   Aranan cevap bulunmuştur çünkü.Niyazi Mısri’nin sözlerinde olduğu Gibi:
   “Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş,
   Bürhan (tanık) aradım aslıma, aslım bana bürhan (tanık) imiş”
   Sorumlusunun bolca olduğu,sorunların arasında,sormak yada sorgulamak ürkekliğinde sürdürülen yaşamsal sıkışmışlıklar başrollerde günümüzde.
   Adına yaşam denilen bir mücadelenin içinde kişiselliğimize vurduğumuz demin,acı veren hazzını yaşıyoruz.Yada öyle sanıyoruz.
   Artık anlamak,kabullenmek gerek.
   Bu ülkenin işsiz yada yardıma muhtaç zümresi sadece yardım programlarına çıkanlardan ibaret değil.
   Sessiz köşelerinde önüne geçemedikleri gururlardan,kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyenler de var.
   Samsun’da var,Bafra’da var,Karadeniz’de var Türkiye’de var,Dünya’da var.
   Birilerinin bir saatlik yat gezisinde harcadıklarıyla bir ömür geçinmek zorunda kalanlarda var,
   Gün ağarmadan bir iş bulup çalışmak hayaliyle yollara dökülenler de,yattığı yerden kazananlarda.
   Gamsız,kedersiz kahkaha kenar süslü yaşamlarda var,tebessümleri gün be gün yüzünde donup kalanlarda.
   Yoksulluk kader değil belki,evet çalışana ekmek var her yerde.Peki ama verdiği tüm mücadeleye rağmen uzanamadığı bir dilim ekmek yüzünden solan yaşamlarda yok mu`
   Bir iş ve bir dilim ekmek uğruna düşülen yolların,çıkmaz sokaklara kesiştiği yerlerin son durakları olan  kahvehaneler günümüzde artık sadece eğlence mekanı mıdır` Yoksa;çaresiz çoğunluğun alakasız sohbetler eşliğinde hüküm sürdüğü sığınma yerleri mi`
   Küsüp kırılmaların,bıkıp darılmaların ötesine geçme vakti geldi sorunların.
   Bu kadar zorlaştırmanın manası yok hayatı.
   Söylemesi,hayal etmesi hatta yazması kolay diye düşüne bilirsiniz.Susmanın sağır sesliğine bürünmektense,kendini ifade etmenin ağır yükümlülüğüne teslim etmek vakti...
   Başkalarının derlerini dert edinmedikçe,yaşadığın coğrafya için elini taşın altına koymadıkça aşılamaz sorunlar.
   Biz bunu hep yaptık.
   Yine yapabiliriz.
   Yapmalıyız…

  • BafraHaber Yorum
  • Yapmalıyız içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0