Fevzi Doktor`un ölümünün ardından muayenehane sessizliğe bürünmüştür.

Aslında Haziran ayı için alınan kapatma kararı gerçekleşmez, Allah ona nefes aldığı son güne kadar mesleğini yapacağı ömrü vermiştir. Son hastasına yazdığı yarım kalan reçete,  adeta bunun kanıtı gibidir. Birer ailesi bu reçeteyi özenle saklamaktadır.  Boş kalan muayenehanedeki, her biri tarih kokan eşyalar taşınırken, Esma ve Nüket kardeşler gözyaşlarına boğulurlar. Emektar Hadiye Hanım da oradadır. Fevzi doktorun masasının çekmecesinden kurutulmuş lavanta çıkar, meraklanırlar ve Hadiye Hanım`a sorarlar.

Kızları az sonra babalarının bilmedikleri bir yanını daha öğreneceklerdir. Fransa`da eğitim gördüğü yıllarda öğrenip edindiği, lavanta çayı içme alışkanlığını, muayenehanesinde her zaman sürdürmüştür. Hastaların çare bekleyen sorularının cevapları, muayeneler, bazen hoş sohbetler geri gelmemek üzere bitmiştir. Onlarca yıla şahitlik etmiş duvarların, pencerelerin sessiz çığlıkları arasında muayenehane boşaltılır, 48 yıldır yerinde sağlık bayrağı gibi dalgalanan  “Dr. Fevzi Birer”    tabelası yerinden sökülür.

 Fevzi Doktor,  tıptaki gelişmeleri, Fransa ve Türkiye`de yayınlanan tıp dergilerinden de olsa yakından takip etmektedir. Mesleğini icra ettiği yıllarda tıbbi alet üretimi çok az ve pahalıdır, bu nedenle geride sadece küçük tıbbi aletler, stetekoskop ve mikroskobundan başka bir şey bırakmaz. Mesleğini yaptığı yıllar içinde tek bir hastası ve hasta yakınıyla polemiğe girmemiştir.  Bugüne kadar yazıya yapılan yorumlardan bunu çok iyi görebiliyoruz.

 Fevzi Doktor, Bafra`ya olan minnet borcunu her fırsatta ödemiş biridir. Ya Bafralılar, ona minnet borcunu ödediler mi?

Hayatında, bir kez olsun devletin parasına talip olmamış, büyük fakültelerin hocalık tekliflerini elinin tersiyle itmiş, mütevazı muayenehanesinde yarım asır hemşerilerine sağlık hizmeti vermiş, çoğunu ölümden kurtarmış, iyileştirmiş bu insana, bir teneke parçasını çok gördüler.

 Bafra`da yaşadığı evin bulunduğu sokağa adının verilmesi için harcanan tüm çabalar, maalesef boşa gitmiştir, tüm Bafra sınıfta kalıp, bir kişiye minnet borcunu ödeyememiştir. Ezbere verilen sokak ve cadde isimleri çok daha mı güzel?

Hatanın neresinden dönülse kardır diye düşünüyorum, bu konuda tüm hemşerilerimden yardım bekliyorum.

Bafra`nın unutulmaz insanlarından Fevzi Doktor`un yaşamını kaleme almaya çalıştığım bu yazıda, onun 80 yıllık yaşamından, ancak küçük kesitler sunabildim. Bafra`nın yakın tarihinde derin izler bırakan bu çalışkan, dürüst ve mücadele ruhu yüksek insanı, yeni nesillerin de tanımasını istedim. Bu konuda yanılmadığımı da anladım. Yazının toplam okunma sayısı, bu yazı hazırlandığında 8.000 gibi çok yüksek sayılabilecek bir rakama ulaşmıştı. Ulusal gazetelerde bile bu kadar yüksek sayıda okunma sayısı mümkün değilken,  çok sevindirici olan bir durumla daha karşılaştık. Okuyanlardan çoğu gençlerden oluşuyordu. Aralarından, belki nice Fevzi Doktorlar çıkacak gençlerimizin olması, Bafra`mız için ne kadar güzel değil mi? 

Bu gençlerin çoğunun başarılı insanlar olacağını biliyorum. İnşallah onlarda başarılı olurlar, başarılı insanları yazan birileri nasıl olsa çıkar.

 Bu yazı dizisinin hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen, Fevzi Doktor`un eşi Yüksel Hanım`a,  kızları Ayşegül, Esma ve Nüket Hanım`a, Dr. Mahmut Atmaca`ya, fotoğraf yardımında bulunan Levent Birer`e, Diş Hekimi Mustafa Biren`e,  günlerce yazının redakte işiyle ilgilenen Avukat Dilek Kiraz`a ve bafrahaber.com ailesine çok teşekkür ediyorum.

Özellikle Fevzi Doktor`un yakın arkadaşları, akrabaları, komşuları, meslektaşları, şifa dağıttığı hastaları ve hasta yakınlarının yorumlarını bekliyorum. Sağlıcakla kalın.

Recep Yılmaz