Çingeneler zamanı

Cingeneler zamani

Sevenleri sevdiğine vermediler vermediler, güzel yüzlüm şirin sözlüm, seni bana çok gördüler, çok gördüler. Onsuz geçmez bugünlerim, bugünlerim, kızım gönlüm, seni arıyor, seni  istiyor, seni arıyor. Abe kaynana ne yaptın bize, ne yaptın bize biz birbirimizi çok sevdik, kaçıyoz bize, kaçıyoz yârimle.

Düğünlerimizin vazgeçilmez müziğini yaratan romanlar, kimdir? Anavatanları neresidir? Ülkemize ve Bafra’ya geliş öyküsünü bu yazımızda inceleyeceğiz.

 Onlar her ne kadar şehirlerimizin kenar mahallerinde yaşamlarını sürseler de yerleştikleri şehrin bir parçası haline gelmiş, kültürel olarak da bulundukları şehirlerin hem kültürünü almış hem de kendi kültürlerini müzik alanında da olsa kabul ettirmişlerdir.

Anayurtları Hindistan ve Pakistan’dan yüzlerce yıl önce çıkıp Asya’nın değişik bölgelerine, sonra Avrupa’ya, en sonunda da Amerika’ya kadar giden göçebe ruhlu Çingenlerin en çok iz bıraktığı coğrafya hiç kuşkusuz Anadolu ve Rumeli topraklarıdır.

Poşa, boşa, arabacı, mıtrıp, mıtırıp, kalaycı, abdal, elekçi, cono, bohçacı, çerge, roman, esmer vatandaş, çingen, çingit, haymatloz ve yanlış bir isimlendirme olan kıptı isimleri ile anılmışlardır.

Kıpti aslında eski Mısırlılara Yunanlar tarafından verilmiş bir isimdir. Dünyadaki genel adlandırmalardan en çok kullanılanı ise kıpti kelimesinden bozulma gypsy ismidir.

Dünyanın en mazlum milletlerinden biri olmalarına karşılık, yüzyıllardır yaşadıkları tüm ülkelerde dışlanmışlardır. Tarihin hiç bir döneminde vatandaşı oldukları ülkelerde yönetime karşı gelmemiş, kimsenin yapmak istemediği mesleklere sahip çıkmışlardır.

Kalaycılık, elekçilik, sepetçilik, demircilik,[maşa] lağımcılık, temizlik işleri, dilencilik, ayakkabı boyacılığı ve boya imalatı, hayvan bakıcılığı, ayıcılık, falcılık, meyve ve hurda toplamacılığı onların yaptığı mesleklerden bazılarıdır.

Tek gurur kaynağı meslekleri ise müziktir. Adeta o meslek için yaratılmışlardır. Tüm yaşadıkları coğrafyaların içinde en rahat ettikleri ülke Osmanlı İmparatorluğu ve devamı olan Türkiye’dir.

Yazılı bir edebiyatları olmadığından onlara ait bir eser yoktur. Yaşam şekilleri yerleşik ve göçebe de olsa diğer halklardan farklıdır.

Kendilerine Çingene denilmesinden hoşlanmazlar. Sevdikleri en güzel adlandırma romandır. Bu ismin Roma İmparatorluğu döneminden kaldığı düşünülmektedir.

Bafra’daki Çingenelerin tarihi çok eskilere dayanmaz, 30 Ocak 1923’te Lozan’da imzalanan halkların değişimi kararıyla, Müslüman oldukları için Türkler, Pomaklar, Patriotlar, Çitaklar, Arnavut, Makedonlar gibi zorunlu mübadeleye tabi tutularak, Türkiye’de değişik şehirlerde iskân edilmişlerdir.

Samsun ve Bafra’da iskân edilenlerin tamamı drama şehrinden gelmiştir. Samsun’da daha yoğun bir nüfusa sahiplerdir. Bafra’da ise sayıları 500 civarındadır. Bafra’ya geldikleri yıllarda bir kısmı Büyükcami Mahallesi PTT civarında bulunan Rumların terk ettiği evlere yerleştirilmişse de, ekonomiden pek anlamayıp günlük gelirleriyle yaşamayı seçtikleri için bu şirin iki katlı evleri ellerinde tutamayıp satmışlardır.

Şimdi ise tamamına yakını Gaziosmanpaşa Mahallesinde yaşamaktadır. Bafra’daki Çingenelerde, ülkenin diğer yanındaki Çingenelerin paylaştıkları meslekleri paylaşmışlardır.

Çarşı Camisinin önündeki ayakkabı boyacılarının tamamına yakını Çingenedir. Eğer sizi sevmiş ve güvenmişlerse hoş bir sohbet sizi bekliyor demektir. Ekonomik olarak bir dönem çok zorluk çekmişlerse de Bafra’nın büyük iş kapısı Tekele giren kadınlar ailelerinin rahat geçinmelerinde önemli rol oynamışlar ve sosyalleşme imkânı bulabilmişlerdir. Ayrıca kadınları evlere temizliğe giderek de aile bütçesine katkı sağlamaktadır. 

Çingeneler benim onları tanıdığım yıllarda Kibaroğlu sinemasının da müdavimidirler. Türkan Şoray’ın tek bir filmini bile kaçırmazlar. Acıklı sahnelerde ise hüngür hüngür ağlar, diğer seyircilerinde ağlamasına neden olurlardı.

1976 yılında Endüstri Meslek Lisesine girmiştim, okuluma giderken her gün onların mahallesi olan Çayırlıktan geçiyor ilgi ile onları izliyordum. Çingeneler evde durmayı çok sevmezler, hep kapı önlerinde otururlardı.

Zurna kadar boyu olan küçücük çocuklar elindeki enstrümanı, büyük bir maharetle kullanıyor son moda şarkıların namelerini çıkararak, görenleri hayretler içinde bırakıyordu.

Ben 6 ay mandolin kursuna gitmiş bak postacı geliyor selam veriyor parçasını bile çalmayı becerememiştim. Bu hiç eğitim görmeyen çocuklar müzik konusunda nasıl bu kadar yetenekli oluyorlardı anlayamıyordum.

Bafra’daki sünnet ve düğün törenlerinin vazgeçilmez müzisyenleri yine onlardan çıkıyordu. Gazipaşa Camiinin karşısında toplandıkları kıraathanelerde onları her zaman bulabilirdiniz. Ayrıca ramazan davulculuğu da yaparlar, para toplarken güzel maniler söylerlerdi.

Dünyadaki diğer ırklar gibi onların da iyileri ve kötüleri olsa da kendilerinden başkasıyla asla kavga etmez, rahatsızlık vermezlerdi.

Yaşadığımız o yıllarda pek dikkat etmesem de, aradan geçen onlarca yıldan sonra, ırkların bir ülkenin en büyük zenginliği olduğunu anlayacaktım.

Her ne kadar Bafra’nın adı asayiş bakımından ulusal basında kötü de anılsa, onlarca ırkın yaşadığı Bafra’da, ırkından dolayı hiç kimse rahatsız olmamış, kardeşçe yaşamı bugüne kadar paylaşmışlardır.

Dünyada turizmin gelişmesiyle daha rahat bir nefes alan Çingeneler, İspanyada Flamenko, Macaristan’da Çigan, ve yaşadıkları ülkelere göre değişik isimler alan müzikleriyle büyük bir endüstri yaratmışlar.

Yaşadıkları ülkelerin ekonomilerine büyük katkı sağlamışlardır. Ülkemizde ise Ahırkapı roman orkestrasının dışında çok bilinen bir oluşum henüz yoktur. 

Bugünkü eğitim sistemiyle onların okumasını sağlayıp başarılı olmalarını ve ekonomiye entegre olmalarını beklemek, bir Arabın kayak şampiyonu bir Eskimonun atletizm madalyası alması kadar hayalcidir.

Benim en büyük dileğim ise Bafra’nın yetenekli Çingenelerinin ziyan olan yaşamlarının atılacak adımlarla engellenmesidir. Müzik Meslek Lisesi onların severek okuyacağı bir okul olacaktır. Onların genlerinde hep özgürlük, hep müzik vardır, kapı gıcırtısına bile oynayan romanlar çalgısız yapamaz ölürler.

Recep Yılmaz


  • BafraHaber Yorum
  • Çingeneler zamanı içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0