Bafra`da 1920 Yılında Bir Beyaz Rus Pilot

Bafrada 1920 yilinda bir beyaz rus pilot
Bolşevikler 5 Kasım 1917’de Petersburg’da hükümet darbesi girişimini başlattılar. Bolşevikler bu girişimleriyle 7 Kasım 1918 günü başarı sağladılar ve iktidarı ele geçirdiler. Bu olay Jülyen takviminde ekim ayına denk geldiği için ‘’Ekim Devrimi ‘’diye de adlandırılmaktadır. 
Çar’ın Beyaz Ordusunun son kalelerinden biri olan Kırım’dan, 1920 Kasımında ayrılan yüzbinlerce Beyaz Ordu mensubu ve Bolşevik karşıtı halkın 150, 200 bin kadarı başta istanbul olmak üzere Gelibolu ve çok az miktarı da Karadeniz sahil şehirlerine çıkmıştır. 
Bolşevik Devriminden sonra Osmanlı Devleti’ne ilticâ eden Ruslara, “Beyaz Rus” denir. Bunlar iç savaş sırasında Çarlık taraftarı Beyaz Ordu mensubu ve taraftarı oldukları için bu ismi aldılar. 
İlk gelenlerin çoğu, Rus aristokratları ve zenginleriydi. 1920 Kasım ayında Kızıl Ordu galip gelince, Beyaz Ordu yanlıları, önce Kırım’a çekildi,  sonra aynı ay içinde ülkelerini terk ederek İstanbul’a ilticâ etmeye başladılar. 
Bunlar Rus subaylarıydı. 1920 yılı sonbaharında ise Beyaz Ordu’dan geriye kalanların kurduğu Gönüllüler Ordusu veya Vrangel kuvvetlerinin Kırım’da kesin yenilgiye uğramalarından sonra, aralarında General Vrangel’in de bulunduğu gemiler dolusu asker ve sivil kaçıp Türkiye’ye geldi. 
Rusya’dan kaçan Beyaz Rusları, müttefiklere âit gemiler, İstanbul’a getirdi. Beyaz Ordu’nun büyük bölümü Gelibolu Yarımadası’na, Don Kazakları Çatalca’ya, Kurban Kazakları Limni Adası’na, yerleştirildi. 
1920 yılının soğuk bir kasım ayında Bafra Kızılırmak Burnu Gelemağra Köyünden içeri giren Rus takasında, Kırım’dan kaçan askerlerle birlikte, bu askerlerin eş ve çocuklarıda bulunuyordu. Karadeniz sahilleri, Beyaz Rusların müttefiki olan İngilizlerin kontrolünde olduğu için Karadenize rahat çıkmışlardı.
Günlerce süren yolculuk hepsini hırpalamış ve yormuştu. İçlerinde Çarlık Rusyası Beyaz Ordusunun pilotlarından Sergey ile birlikte eşi ve iki çocuğuda vardır. Kafilenin içinde Türkçe bilen Tatarlar da olduğundan sahil köylerindeki halkla zor da olsa anlaşırlar.
Gelemağra’ya çokta uzak olmayan Harız Köyü’nde barınabilecekleri samanlık, boş evler, salaşlık gibi yerler olduğunu öğrenirler. Grubun büyük çoğunluğu Mustafa Beyin çiftliğine (Kel Sait’in Çiftliği) yerleştirilir.
Pilot Sergey ile birlikte eşi ve iki çocuğu da bu çiftliğe yerleşmiştir. 
1910 yılında Bafra’nın Karaburç Köyü’nde dünyaya gelen anneannem Cemile Bilgiç’in Harız Köyü’nde de akrabaları vardır. 
Henüz 10 yaşında olmasına rağmen meraklı bir çocuktur. Harız Köyü’nden gelen haberle şaşkına dönerler. Yerli halkın kültüründen çok farklı, çoğu hiç Türkçe bilmeyen farklı giyinen sarışın insanlar Harız köyündedir.
Diğer köylüler gibi seyre gitmeye karar verirler. O yıllarda asayişin berkemal olmayışı bile onları durduramaz. Kalabalık bir grup olup Harız Köyü’ne varırlar. Gördükleri gerçekten anlatılanlar gibidir. Erkeklerin çoğunun üzerinde askeri üniforma bulunmakta, genç kız ve kadınlardan bazılarının saçları çok kısa kesilmiş bazılarının da o gün öğrendikleri gibi bir ipekli cinsi olan lapiska gibi örülmüştür. Kızlar uzun boyu ve renkli gözleriyle çok alımlıdırlar. Seyre geldikleri insanlar onlar için gerçekten seyirliktir. Sinemanın ve tiyatronun nerdeyse hiç bilinmediği köylerde gerçek bir tiyatro ve filim oynamaktadır.
Ninem Cemile gördüklerini hiç unutmayacak, ileride, biri de annem olan iki kızını “lapiska saçlım” diye sevecek ve her fırsatta yaşadıklarını anlatacaktır. 
Bolşeviklerden kaçıp Bafra’nın Harız Köyü’ne sığınanları zor bir yaşam beklemektedir. Çar’ın Beyaz Ordusunda subay olabilmek için soyluluk ünvanı bulunması gerektiğinden, kontlar, kontesler, dükler, düşesler, baron ve baronesler artık sıradan insanlardır.

Bir zamanlar Rus semalarında gururla uçan, muhtemelen de 1916 yılında işgal edilen başta Trabzon olmak üzere Doğu Karadeniz şehirlerinde keşfiyat uçuşu yapan Rus pilot Sergey köyde hayvan gütmekte, kadın ve çocuklar ise başta tütün olmak üzere bağ bahçe işlerinde çalışmaktadır.

Yine de İstanbul’da temizlik işleri, bulaşıkçılık, çiçek satıcılığı, ütücülük gibi zorlu işleri yapan diğer Beyaz Ruslardan daha şanslıdırlar. 

1922 yılında İngilizlerin Karadeniz’i tamamen terketmesinden sonra diğer beyaz Ruslar gibi Avrupa ve Amerika’ya gidebilmek için tamamı İstanbul’a gider. 
Türkiye’den ayrılmadan önce bir Beyaz Rus’un söyledikleri çok anlamlıdır... “Rusya’dan kaçarken hep şunları düşündük ‘1492’te İspanyol engizisyonundan kaçan Yahudilere kapılarını açan tek millet Türklerdi. 1920’lerde de bizi geri çevirmeyeceklerdi.”
Beyaz Rusların çok büyük bir kısmı Türkiye’yi terketse de bir kısmı İstanbul’da kalarak ileride tanınacak Türk vatandaşlığı hakkını kazanacak ve bu toprakların bireyi olarak yaşamaya devam edecektir.
Her şeyden aziz bildiğimiz Anadolu toprakları, onlarca ırka, dinlere ve mezhebe ev sahipliği yapsa da büyük acıların yaşadığı bir coğrafya olmaktan hiç kurtulamamıştır.
Bugün aynı acıları Anadolu tekrar yaşamakta.
Afganistan, Irak, ve Suriye’den kaçmak zorunda kalan milyonlarca masum insana ev sahipliği yapmaktadır.
Sileğim odur ki: Tüm insanlar doğup büyüdüğü vatanlarında yaşasınlar. Ne merte ne de namerde muhtaç olmasınlar. Ama olmuyor, kapitalizm denen acımasız canavar, dünyanın bütün sinemalarında oynuyor. 
Biz ise çaresizce seyrediyoruz. 
RECEP YILMAZ.

  • BafraHaber Yorum
  • Bafra`da 1920 Yılında Bir Beyaz Rus Pilot içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0