Okuma `Eylemi`nin Serüvene Dönüşmesi (III)

Kitap okuyan bir insan, aslında neyi, kimi, niçin ve neden okumaktadır` Bu soru, basit gibi görünmesine rağmen, cevap çok da basit değildir. Kitabın yazarı da bir insan olduğuna göre, okuma eylemi son tahlilde insanın kendini, kendi benliğini okuması, kendisini daha yakından tanıması, kendi üzerinde yoğunlaşması ve derinleşmesi değil midir` Ya da insanın kendi üzerinden veya kendinden hareketle olay ve olgulara bakması değil midir`

 

Gezegenleri, yıldızları ve galaksileriyle içinde yaşadığımız devasa evren,  fiziksel olgular, orada olup biten hadiseler, fiziksel ve metafiziksel meseleler, hep insan varsa, bir anlam ve değer taşır; yoksa bunların hiçbirinin anlamı olmaz. Çünkü onları okuyan, değerlendiren, hayatına bir biçimde yansıtan ve katkı sağlayan insan yoksa bütün bu muhteşem ve göz alıcı şeyler ne ifade edebilir ki`

 

Kitap okumak, insanı, eşyayı, olguları ve olayları okumak, anlamak, yorumlamak ve onları konuşturmak veya onlar üzerinden konuşmaktır. Hiçbir kitap tek başına durup dururken konuşmaz, konuşamaz. Okuyucu okuduğu kitabı nasıl konuşturabilir` İyi bir okuyucu, aynı zamanda okuduğu kitabın görünmeyen yazarı, onu yeniden yazan insandır. Kitaptaki duygu ve düşünceler, okuyucunun zihinsel dünyasında bambaşka bir forma kavuşur, deyim yerindeyse, o, yazarın düşüncelerini ve niyetini bir basamak olarak kullanıp kendi düşüncelerini yeniden inşa eder, üretir ve dönüştürür. Dolayısıyla kitaba can veren ve kelimelere ve cümlelere yeni bir ruh üfleyen, belki de ilgili kitabın üzerine başka bir kitap ve dünya inşa eden okurun/insanın bizatihi kendisidir.

 

Bütün kitapların üzerinde durduğu temel konu, insanoğlunun varoluş ve varlığını sürdürme macerasıdır. Hepsi de bizi ve bizim hikâyemizi farklı bir üslup ve muhteva ile yine bize anlatmaktadır. Ama hikâyenin içeriği kadar anlatılış tarzı da bizi etkilemekte ve bizim için büyük önem taşımaktadır.

 

Kitap okumak, benliği aşmak, “ben”den “biz”e çıkmak için ilk ve en önemli adımı atmaktır. Martin Babur’ın, “benim ‘ben’ olmam için ‘biz’e ihtiyacı var” sözü bizim burada anlatmaya çalıştığımız meramımızı güzel anlatmaktadır. “Ben”de takılıp kalmamak, oradan “biz”e geçmek veya terfi etmek, daha doğrusu benliği aşmak ve yukarılara doğru çıkmak için kitap yeri kolay kolay doldurulamayacak bir hazine ve büyük bir yardımcı dosttur. Herhangi bir konuda ilk adımı atamayanlar veya merdivenin ilk basamağını çıkamayanlar, son basamağı da asla çıkamazlar. Belki çıktıklarını sanırlar, oysa vardıkları nokta ilk basamak bile değildir. Çünkü son basamağın yolu ilk basamaktan geçer

 

Kitapların olmadığı bir dünyayı düşlemek insanı ürkütüyor. Eğer kitaplar olmasaydı veya yazılmasaydı, insanlığın bugün gelmiş olduğu kültürel ve entelektüel birikimler, bilimsel ve teknolojik gelişmeler de olmazdı. Mesela, papirüslerden dünyanın ilk ve en ileri tıp bilgi ve deneyimlerinin olduğu ülkelerin başında kadim Mısır tıbbı olduğunu öğreniyoruz. Yine kaynaklar(kitaplar)dan tıp tarihinin en büyük hekimlerinin Galen, Hipokrat, İbn Sina ve Ebu Bekr Razi gibi isimlerin olduğunu biliyoruz. Modern tıbbın gelişmesinde ve birçok hastalığın ortadan kaldırılmasında bu bilgi ve birikimlerinin çok önemli bir rol oynadığı açıktır. Yazılı bir geleneğimiz olmasaydı, tarih boyunca insanlığın her türlü birikimi, tecrübeleri, inişleri ve çıkışları bize ve gelecek kuşaklara nasıl aktarılacaktı` Bu, tek başına sözlü gelenekle başarılabilecek bir şey değildir. Bilgi ve deneyimleri içselleştirme, yeni okuma biçimleriyle zenginleştirme ve gelecek kuşaklara aktarmada elbette ki, sözlü geleneğin de önemli bir rolü vardır. Ama burada daha belirleyici ve etkin olan şey, yazılı kaynaklar, belgeler, kitaplar, hasılı yazılı gelenektir. Bu geleneğin en önemli taşıyıcısı da hiç şüphesiz ki, kitaplardır. Yeni bilgi ve bulguların inşa edilmesinde tarihten tevarüs ettiğimiz bilgi ve belgelerin tartışılmaz bir rolü olduğu inkar edilemez. Dolayısıyla kitap, sadece kuru ve işlevsiz bilgileri aktaran sıkıcı ve basit bir araç değil, aynı zamanda yeni bir dünyanın inşa edilmesinde, insanların daha mutlu ve daha sağlıklı bir hayat sürmesinde de ayrı bir yere ve öneme sahiptir.

 

  • BafraHaber Yorum
  • Okuma `Eylemi`nin Serüvene Dönüşmesi (III) içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0