"Neden sinirlendiğimi bilmiyorum ama kendimi sinirlenmekten alamıyorum" deyiverdi, oğlum.
Son zamanlarda ki geriliminin önemli bir nedeni hafta sonu gireceği SBS sınavı. Beklentinin yüksek olacağını hissettirmemeye çalışsak da kendisini baskı altında hissediyor.
Bununla beraber ergenliğe adım atıyor. Boyu sürekli uzuyor ama içindeki çocuk aynı kalıyor. Bununla birlikte kendisine çocuk gibi davranılmasına sinirleniyor. Dışarıdan birisinin bir talebi olduğunda rotayı bilgisayara çeviriyor. Büyükleriyle inatlaşmaya dünden razı. Şakalaşırken dozunu kaçırıyor ve karşısındakinin canını yakabiliyor.
Empati kurmaya ve anlayış göstermeye çalışıyorsunuz ancak ruh haliniz her zaman elvermeyebiliyor ve kendinizi yüksek ses tonuyla konuşurken bulabiliyorsunuz. En son şunu söyleyiverdim: "Sana çocuk gibi davranmamızı istemiyorsan, büyük gibi davran"
Bu cümle etkili oldu sanıyorum, çünkü odasına gitti ve bir süre ortalıkta gözükmedi.
Hayatın pratiği biraz farklı. Okuduklarınız rehber olsa da yeterli değil. Her çocuğun kişiliği farklı, beklentileri ve tepkileri farklı. Aynı reçete işe yaramıyor.
Hepsinden önemlisi çocuklarımız çok hızlı büyüyor. Büyüdükçe hırçınlıklarıyla beraber anlama kapasiteleri de artıyor. En fazla hoşuma giden yanları da bu. Onları takdir etmekten hoşlanıyorum. Çünkü bunu hak ediyorlar tüm akranları gibi.
BİR SEMİNERDEN İZLENİMLER
Geçen hafta Samsun Gönüllü Eğitimciler Derneği`nin düzenlediği seminere katıldım. Prof. Selehattin Turan konuşmacılardan biriydi. Bir akademisyenden ziyade bir toplum insanı edası ve samimiyetiyle yaptı konuşmasını. Eğitimin geleceği ve şu andaki durumu üzerine fikirlerini paylaştı bizimle.
Altı çizilecek noktalar vardı. Bunları sizlerle de paylaşmak isterim.
-Tarım toplumu mu, medeniyet toplumu mu olacağımıza karar vermek zorundayız.
-Eğitimde iki önemli değer = Kendine güven, Topluma güven.
-Batı = Akıl / Rasyonalite
Doğu = Akıl/ Gönül
-Eğitimdeki sorunlar derin, yeni bakış açılarına ihtiyaç var.
-Akademik önceliği bırakıp iyi insan yetiştirelim.
-Batı da ve Amerika` da "Lise" bitti. Çünkü, okula devamsızlık oranı % 45
-Her çocuk, özgün ruhu ile ilgili bir şey bulmak ister okulda.
-Dil ve sanat olmadan hayat olmaz; Kelime bolluğuna ihtiyacımız var.
-Sanat insanı, "İyi insan" yapar.
-Çocuğa kaç soru çözdüğünden ziyade, ne anladığını sorun.
-Geleneksel aile yapısı çözülüyor.
-Öğrenci, hakikatler peşinde meslek edinen kişidir.
-Okulun asli görevi, heyecanın korunmasıdır.
-A.Hamdi Tanpınar`ın "Zaman Kırıntıları"şiirini okuyun, okutun.
-Kendi gelecekleri ile ilgili planları olmayanlar başkalarının planlarına dahil olurlar.
-Sorunların %80 sorumlusu şikayet edenlerdir.
Son olarak Bülent Bakiler`e ait olan "Anneler Gidince" şiiri ile konferans sona erdi.
