1995 Kobe depremi sonrasında şehirleri yerle bir olan Japonlar, “bu bölge de deprem beklemiyorduk, bu yüzden hasar büyük oldu” demişti. Yani, fay hatlarından uzak olmak da kurtarıcı bir anlayış değil. Kanaatimce tecrübe şu ki; deprem acı bir sürpriz ve hayatın devamı adına, ertelenemeyecek kadar ciddiye alınması gerekiyor. Samsun üçüncü bölge deprem kuşağında gözüküyor haritalarda… En son Ladik depremiyle çok sayıda can kaybı yaşamış. Eğer,Işıkara’nın dediği gibi yedi -sekiz sene de bir yıkıcı deprem oluyorsa, sekiz sene sonra sırada neresi var`, sorusu akla geliyor… Depremle yaşamayı öğrenmekten söz ediyor uzmanlar… Belki bu ifadeyi biraz somutlaştımak gerekiyor. Sanırım en somut hali, “erken uyarı sistemlerinin kurulması”… İnsanoğlu rehavete kapılmaya müsait yaratılmış… Her zaman depremi hatırda tutarak yaşamak vatandaş açısından çok gerçekçi değil. Bilinçlenmek vatandaşın üzerine düşen kısımdır… Etkin tedbirleri alması gereken devlettir, belediyelerdir… Binaların sağlamlaştırılması için yıkılmasını beklememek gerek… İstendiği taktirde, öncelikler arasına alındığı taktirde, binaların depreme dayanıklılık ölçümleri süratle gerçekleştirilebililr… Ayrıca depremin; evde mi, okulda mı yoksa hastanede mi yakalayacağı belli olmadığından, sadece oturduğunuz evin sağlamlığı da yaterli değil… Van depreminde yapılan tespitlerde devlet binalarının sağlam, mütahitlerin yaptığı binalar yıkıldığı, söyleniyor. Bu da aslında geçmiş depremlerden ders alındığını gösteriyor… Anlaşılıyor ki, mütahit binalarının da sıkı takip edilmesi gerekiyor… Demek ki, inşaat malzemesinden tasarruf olmazmış…
Tedbir devletten, bilinç vatandaştan, taktir Allah’tandır…
Kelime dağarcığı: Ortadoğu: sözde bahar, özde karakış Deprem: doğanın kendini gerçekleştirmesi Sanat: psikolojik savaş tekniği
Depremle aşina olduğumuz ifadeler: -Türkiye deprem ülkesi -Depremle yaşamay öğrenmeliyiz -Artçı sarsıntılar bir süre daha devam eder -Deprem öldürmez binalar öldürür
