Anılarda Yaşatmak

<p>Kaybetmek sevilmez ve ben de sevmiyorum kaybetmeyi. Ama hepimiz hayatımızın bir döneminde her ne kadar istemesek de kayıplar yaşamışızdır. Kaybedilen zaman, kaybedilen ilişkiler, kaybedilen dostlar, kaybedilen yakınlar, kaybedilen bir organımız, bazen ölüm...</p> <p>Her kayıp bizi üzer, acı verir bize. Ama ölüm, karşısında en çaresiz hissettiğimizdir kendimizi. Acının ve çaresizliğin dibe vurduğu zamanlardır hayatımızdaki o anlar. Baş etmek kolay değildir, darma dumandır değerlerimiz, beklentilerimiz, hedeflerimiz ölüm karşısında. Duygularımızı taşıyamaz yüreğimiz o zor zamanlarda.</p> <p>Hayatımda kendi payıma düşen acılardan ilkini yaşadığımda 26 yaşındaydım. Gençliğimin o doludizgin yıllarında çok ağır gelmişti o ilk kayıp, hayatım sönüvermişti birden, bir kürek harlı ateşi atmışlardı boğazımdan aşağıya ve yıllarca o ateş sol yanımda cayır cayır yanmıştı. Annem, babam ve kardeşlerimde de derin hasarlar bırakmıştı onun gidişi. Öğretmendi kardeşim, bütün hayalleri ve umutlarıyla dağdan akıp gelen bir çamur yığının altında kalmıştı. Yaşadığım sancının boyutlarını şimdi bile sınırlayamıyorum. Sonra bırakıp gidenler ise, “Allah ölümü sırasıyla versin.” deriz ya o çok dilenen cinsten olanlardı. Yani sıralı sayılırdı. Babam ve annemin gidişi de izler bıraktı ben de. Ama daha olgunlaşmış, kayıpların acısını daha anlayarak kabullenebileceğim yaşlardayım artık.</p> <p>Şimdilerde kayıp haberlerini aldığımda, sersemlerim. Hayıflanır yüreğim, daha çok birliktelik yaşanmadığı için kaybedilenle, sonra yaşanmışlıklar canlanır belleğimde. Ne yapmıştık, neler paylaşmıştık. Mutlulukları yakalayabilmiş miydik birlikte... Cevaplar bazen çok belirgin, bazen de sisler arasında. Eğer sisler arasındaysa sorularımın cevapları, suçluluk duyar yüreğim, cezalandırır kendini yaşanmamışlıklar için.</p> <p>Biz istesek de istemesek de yitip gidiyor zaman içindeki insan. Durduramayacağımız bir süreç yaşlanmak. Büyüklerimizi, sevdiklerimizi yitiriyoruz birer birer. Keşke daha yakın olabilsek büyüklerimize, sevdiklerimize ve daha çok anlayabilsek onları.</p> <p>Anı yaratabilsek büyüklerimizle, hatta tüm sevenlerimizle ve sevdiklerimzle. Öyleki sevginin, paylaşmanın anlamlı bir hayatın sırrı olduğuna inanabilsek. Birlikte paylaşılan süreçler arttıkça anılar, güzel paylaşımlar ve yaşanmışlıklar da artıyor, siz kaybetseniz bile öldürmüyorsunuz kaybedileni; yaşatıyorsunuz anılarınızda. Bunu bilmek beni bir nebze de olsa rahatlatıyor, onlara dualarımızın ulaştığına inandırıyor beni.</p> <p>Bir psikoloğun şu anekdotu bana güzel paylaşımların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tıp fakültesi ikinci sınıf öğrencisi 19 yaşındaki evladını kaybeden anneye psikolog sorar: “Bu acıya nasıl dayanabildiniz?” Annenin cevabı : “Eğer Allah bana, sana 19 yıllığına bir hediye veriyorum, sonra o hediyeyi senden alacağım, deseydi memnuniyetle kabul ederdim. Ben oğlumu Allah`ın bana 19 yıllık hediyesi olarak kabul ettim. Onunla çok büyük mutluluklar yaşadım, o 19 yıl hayatımın en muhteşem yılları oldu. Çok güzel paylaşımlarım oldu oğlumla. Ve şimdi bana o yılları yaşatan Allah`ıma binlerce şükrediyorum, anılarda yaşatıyorum onu...”şeklindeydi.</p> <p>Belki mutlu bir gününüzdeydiniz, içinizi karartmış, size burukluk yaşatmış olabilirim. Ama şunu çok iyi biliyorum ki bitişler ne haberli geliyor ne de hazırlanmamıza izin veriyor. Bir yıldız daha kaymadan hayatımızdan sıkı sıkı sarılalım onlara. Hafıza yorganımız kıvrım kıvrım kanatlarının arasında sıcacık saklayabilsin o anları.</p> <p>Kalın sevgiyle, sağlıcakla, mutlulukla...</p>
  • BafraHaber Yorum
  • Anılarda Yaşatmak içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0