Bugünkü yazıma, Bafra’ya fakülte kazandırma aşamasında önümüze çıkan zorlukları anlatabileceğim bir Nasreddin Hoca hikayesi ile başlayacağım…

“Hoca, bir gece mezarlık kenarında yürüyerek evine doğru giderken, ayağı kayar ve boş bir mezara düşer. O zaman kendi kendine ‘Acaba burada biraz yatsam sual melekleri bana da gelir mi`’ diye düşünür ve gömleğini çıkararak yarı çıplak mezara uzanır. Bu sırada hayvanları çanak çömlek ve cam eşya ile yüklü katırcılar da mezarlığa doğru gelirler. Katırların boyunlarına asılı zincirlerin çıkardıkları sesler, hayvanların konuşmaları ve katırcıların bağrışmaları duyulur. Nasreddin Hoca, bütün bu gürültü ve seslerden hiçbir anlam çıkaramaz. Kendi kendine ‘Ne talihsiz bir zamanda buraya düştüm. Kıyamet Günü gelmişe benziyor’ der.

Dehşet ve korku içindeki Nasreddin Hoca hemen mezardan kaçmayı düşünür. Fakat tam mezardan çıkacağı sırada, fincancı katırları da Hoca`nın düştüğü mezarın önüne gelirler. Mezardan yarı çıplak bir mahlûkun çıktığını gören hayvanlar, paniğe kapılarak ve birbirlerine çarparak koşuşmaya başlarlar. O zaman da sırtlarındaki çanak, çömlek ve cam eşya yere düşerek paramparça olur.

Sinirlenen katırcılar, Hoca`yı yakalayarak kim olduğunu, geceleyin mezarlıkta ne aradığını sorarlar. Ne diyeceğini bilemeyen Hoca, öteki dünyadan geldiğini, bu dünyada olan biteni merak ettiğini söyleyince, katırcılar Hoca`yı iyice hırpalarlar.
Hoca, gece yarısı vücudunun her tarafı ağrı ve sızı içinde evine geldiği zaman karısı niye geç kaldığını sorar. Öteki dünyadan geldiğini söyleyince karısı:
- "Peki, o dünyada neler olup bitiyor`" diye sorar.
Hoca "Hiçbir şey! Eğer fincancı katırlarını ürkütmezsen...”

----------

Bu deyim "topluluğun nüfuzlu kişilerini tenkit etmekten kaçınmak" anlamına gelmektedir

Şimdi soracaksınız neden bu fıkrayı aktardın`

Ülke genelinde öncelikle tekel binalarının fakültelere devri ile başlayan fakülteleşme sürecinde, ilçemizin bu kapsam dışında kalması Bafra’daki duyarlı bazı kesimleri harekete geçirdi.

Bunun doğal sonucunda da 15 Bafra Sevdalısı BAFRA İÇİN HEPMİZ Adı ve sloganı ile bir araya gelerek Bafra’ya fakülte kurulması isteğini ortaya çıkarmak ve yetkilileri harekete geçirmek için bir imza kampanyası başlattı.

Kampanya herkesi şaşırtarak 60 Binleri aştı.

İcranın başında olanlar, “BAFRA İÇİN HEPİMİZ platformunun amacını, altmış bin imzanın hedefini” yanlış algılayarak ÜRKTÜLER.

— Bafra’dan sorumlu vekilimiz Ahmet Yeni;
“Fakülte için imza kampanyasına gerek yok.
Fakülte için bina lazım, bunun içinde bağışçı bulmamız gerek.
8 yıllık iktidar dönemimizde zaten gerekli çalışmaları yaptık.
Bu dönemde ilçeye birçok okul kazandırdık” dedi ve İmza kampanyasının kendilerine karşı yapıldığı yanılgısına düştü.

AK Parti iktidarını överken de eski Milli Eğitim Bakanı’nın yaptıklarını yok sayarak, “Başka bir şey yapmışlarsa çıksın biri açıklasın” dedi.

Ahmet yeninin panik havasında yapmış olduğu bu açıklamalar yersiz ve tutarsızdır.

İmza kampanyası kimseye karşı kimse ile birlikte yapılmamıştır.

Fakülte isteğini duyarlılığını somut olarak ortaya koymak, bu güne kadar yapılan çalışmaları hızlandırıp halkın maddi ve manevi destekleyeceğini bildirmekti.

Kendilerinden önceki iktidar partisinin Sinop milletvekili Milli Eğitim Bakanının koalisyon hükümetinde ilçemize kazandırdığı ilçemiz için hayatı önem taşıyan öğretmen evi gibi bir esere rağmen eleştirmesi yanlıştı.

Sekiz yıllık milletvekilliği ve iktidarları döneminde fakülte için meydanlarda konuşmaktan ve bir iki yazışmadan öteye gidecek bir çalışmaları olmamıştır

Bu meydanlardaki sözleri ve yazışmaları, Milli Piyango Öğrenci Yurdunun yanındaki binaya iki yıllık su ürünleri fakültesi getirmekti.


— AK Parti milletvekili ve Grup başkanvekili Suat Kılıç; 

Bulunduğu konum itibari ile imza kampanyası sonucu yaptığı açıklamalarla hayal kırıklığı yaratmıştır.

İlçemiz insanını zihniyet ve düşünce bakımından yirmi yıl geride olmakla suçlamıştır.

Biraz da haklıydı…
Çünkü bu konuşmayı Ticaret ve Sanayi odasının toplantı salonunda yaparken kendisine oda başkanımız başta olmak üzere diğer yetkililer;
Bafralının yirmi otuz yıl öncesinden imece usulü yardımlaşma ve bağışlarla,
Tuğla fabrikasını,
Salca fabrikasını,
Bafay yağ fabrikasını ve Çetinkaya bölge hastanesini yaptığını söyleyememişti.
.
Buna Rağmen Suat Kılıç maksadını aşan sözler sarf ederek ilçemiz halkına hakaret etmiş, küstahlık yapmıştır. 

O konuşmayı tekrar dinlemek isteyenler buraya tıklayarak yazdıklarımın ne kadar gerçek olduğu gözleri ile görebilir.
http://www.bafra.tv/siyaset/suat-kilic-bafra-tso-toplantisinda.html

— Bakanımız Mustafa Demir;

Fakülte için tekel binaları isteğimize;
”Tekel Binalarına sulanmayın yaklaşmayın “ talihsiz açıklamasını yapmıştır.

Tekel binaları Bafralının öz malıdır. Çevremizde olmak üzere ülkemizin her yerinde tekel binalarının fakültelere devredilirken, ilçemizde tekel binalarından bizleri uzak tutmak istemelerine bir anlam veremiyoruz.

Velhasıl sekiz aydır somut olarak başlayan fakülte mücadelesinde bugün icranın başındakiler hala kararsız.

Yapılan çalışmalar sonucunda ilçemizin doğal, sosyal, ekonomik, kültürel yapısına uygun;
Turizm fakültesi ve Su ve Doğal kaynaklar fakültesi uygun bulunmuştur.

Bu amaçla rektörümüz tarafından BAFRA İÇİN HEPİMİZ platformu görevlendirilmiş bu iki fakültenin dosyası hazırlanıp senatodan karar çıkartılmıştır.   

Fakülte için yer olarak da Çetinkaya Beldesindeki fakülteye ait altı yüz dönüm arazı uygun görülmüştür.     
Bu süreçte aranan fakülte binasını yapacak bağışçılarda ortaya çıkmıştır.

Aşçı ailesi bunlardan bir tanesidir.

Bütün bu olumlu gelişmeler rağmen icranın başındakilerin gelinen bu nokta ta samimiyetsiz davranarak zaman kaybettirmektedirler.

Çarşamba bizden sonra başlamasına rağmen yolun sonuna gelmiştir.

Çünkü Çarşamba’daki icranın başındakiler halkla bütünleşmiş samimi, duyarlı, sorumluluk içerisinde hareket etmektedirler.

Aynı sorumluluğu başta milletvekillerimiz olmak üzere belediye başkanımızdan, kaymakamımızdan ve diğer yetkililerden bekliyoruz.

BAFRA İÇİN HEPİMİZ platformunu altmış bin imza ile ilçemiz halkı görevlendirmiştir. Bu süreci sonuna kadar takip edecek ilgilenecektir.

Bu süreci olumsuz şekilde baltalamaya, yavaşlatmaya, sorumsuzca hareket edenlere karşı gerekirse yeni bir imza kampanyası ile en ağır şekilde tepkisini ortaya koyacaktır.

Birileri çıkıp aman susun konuşmayın FİNCANCI KATIRLARINI ÜRKÜTMEYİN diyerek bu güne kadar bu çalışmanın hiçbir yerinde olmayan veya engellemeye çalışan duyarsız davrananlar karşısına her şekilde tepkisini koyacaktır.

Gerekirse fincancı katırlarını ürkütecektir.

Fakülte olarak Turizm Fakültesi yer olarak Çetinkaya beldesindeki üniversiteye ait altı yüz dönüm arazı uygundur.

Zamanında tekel binalarına bizleri yaklaştırmayanların, Çetinkaya beldesindeki bölge hastanesi inşaatını yarım bıraktırarak hastane yapımını başka yere kaydırarak bu binayı çürümeye bırakanların şimdi çıkıp fakülte binasını buralara yapalım demeleri oyalamacadır, aldatmacadır. Seçim sürecine girilmesi ile uyutmacadır.

Tekel binaları ve çetinkaya beldesindeki bölge hastane binaları ilçemiz halkı için manevi değer taşımaktadır.
Bugünkü iktidarın ilçemiz halkının iki dönemdir vermiş olduğu siyası desteğe karşı bu binalara devletten kaynak aktararak halkımızın hizmetine sunulacak aşamaya getirmek;
Namus borcudur…

Fakülte konusunda icranın başındaki yetkilileri bir an önce birlik beraberlik içerisinde tek ses, tek vücut olarak halkımız ile bütünleşmiş şekilde çalışmaya davet ediyorum.

Gelecek eğitim döneminde fakülte binasını yaparak fakültesine kavuşmuş öğrenci kabul edecek hale gelmiş olmak zorundayız.
Umarım icranın başındaki yetkililer bu sorumluluğun farkındadırlar.

Yoksa BAFRA İÇİN HEPİMİZ platformu altmış bin imzanın sahibi halkımız ile FİNCANCI KATIRLARINI ürkütmeye devam edecektir.
Saygılarımla
İsmail Karahan