Akis Dergisi Kapağında Bir Bafralı: Hikmet Sami Türk

Akis dergisi kapaginda bir bafrali hikmet sami turk

Türk Siyasi Hayatına damga vurmuş, Time dergisi örnek alınarak yayınlanan, Türk basınındaki haftalık haber-siyaset dergilerinin ilki olan Akis dergisi , İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker'in yönetiminde 15 Mayıs 1954 - 31 Aralık 1967 arasında 706 sayı çıkmıştır. Metin Toker, Cüneyt Arcayürek, Kurtul Artuğ, Mümtaz Soysal, Doğan Avcıoğlu ve İlhami Soysal gibi yazarları bünyesinde bulunduran dergi Demokrat Partinin ünlü Tahkikat Komisyonu tarafından kapatılmıştır.

Tarihler 17 Mayıs 1958’i gösterdiğinde yani tam 64 yıl önce Akis Dergisinin kapağını Bafralı bir genç süslüyordu: Hikmet Sami Türk

Akis Dergisi Kapağında Bir Bafralı: Hikmet Sami Türk

22 Mayıs 1958 tarihli Bafra Gazetesinde Vural Dilmaç imzalı başyazı:

“AKiS Mecmuasının, 17 Mayıs 1958 tarihli sayısının kapağını süsleyen mütevazi insanı görmek, bizler için büyük bahtiyarlık oldu. Fizyonomisinden de okunduğu gibi bütün mevcudiyetini kültüre, ilme bağlamış bu genç, istikbâl için büyük ümitler vaad eden hemşehrimiz Hikmet Sami Türk idi, Memleketimize sayısız faydaları dokunmuş, halen örnek cemiyetçiliğin hamiliğini yapan muhterem Süleyman Türk'ün oğlu olan Hikmet Sami, Akis Mecmuasının bir müsabakasını kazanarak Türkiye münevverlerinin takdirini toplamıştır.

“Demokratik rejim içinde yaşamağa azimli milletler ne şekilde hareket etmelidirler?” konusunu büyük bir olgunluk ve görüşle kaleme alan arkadaşımız, değerli bir jürinin dikkatini çeken yazısıyla, bizlere hakikaten Demokratik rejim içinde yaşama azimli milletlerin ne şekilde hareket etmelerini lâyıkiyle açıklamıştır. Bu suretle akıcı uslûbu ve geniş muhayyelesinin kültür sahasında ne büyük bir yer kapladığına bir defa daha inanmış olduk. Memleketimizin nadide yetiştirdiği gençlerimizden Hikmet Sami Türk'ü tebrik eder, bahtiyar Türk ailesine; memnun minnettar hemşehrilerinin namına tebrik ve teşekkürü borç biliriz.” 

3 Temmuz 1958 tarihli Bafra Gazetesinde çıkan yazı

“Hikmet Sami Türk- Şehrimizin tanınmış Cemiyet adamlarından Süleyman Türk'ün oğlu Hikmet Sami Türk İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, tahsilini ikmal ederek, Haziran devresinde mezun olmuştur. Henüz genç yaşda olan babasını ve tahsil hayatı hiç aksamadan daima birincilikle geçen Hikmet Sami Türk'ü bu mes'ut neticeden dolayı tebrik ederiz.”

Haberden de anlaşılacağı üzere o tarihte 23 yaşında genç bir hukuk öğrencisi olan Hikmet Sami Türk (doğum: 1935) “Demokratik rejim içinde yaşamağa azimli milletler ne şekilde hareket etmelidirler?” başlıklı yazısıyla Akis dergisinin yarışmasını kazanarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. 

İşte o yazının öyküsünü Akis dergisinden aktaralım:

MÜSABAKA

Netice

"Efendim, birinci mi?"

 Genç adam, Akis’in beşinci yıl sayısının kapağını süslemek üzere İstanbul’daki fotoğrafçımızın flâşları beyaz cehresi üzerinde parlamaya başlayıp, gözleri kamaşınca işin şaka kaldırır bir tarafı olmadığına inandı. Ondan evvel nedense bir türlü inanamamış, bütün gece de yatağında "acaba, acaba?" diye dönüp durmuştu.

 Geçen haftanın başında Pazartesi akşamı, Kabataş Erkek Lisesinin 48 53 78 numaralı telefonundan bir ses, Hikmet Sami Türkü aradığını söylemiş, telefonun başına Hikmet Sami gelince de kendisine Akis’in İstanbul muhabiri olduğunu bildirerek mecmuanın 1957 1958 yazı müsabakasını kazandığı müjdesini vermişti. Ama Hikmet Sami buna bir türlü inanmadı. Telefonda ikide bir "birinci mi, birinci mi?" diye soruyordu'. Hikmet Sami Türk, müsabakaya hayli geç katılmıştı. Müsabakanın bittiği.30 Nisan 1958 tarihine kadar yazısının neşredilmemesi de ümidini tamamen kırmıştı. Öyle ya, hem yazısını hayli geç göndermiş, hem de bu yazı neşredilmemişti. Demek ki müsabakadan kendisi için hiç ümit yoktu. Ama Hikmet Sami Türk yanılıyordu. 

Elenenler

 Akis’in yazı müsabakası şartları ilân edildiği günden itibaren mecmuaya her gün tomar tomar mektup geldi. Hemen her iki mektuptan biri muhakkak ki bir müsabık tarafından gönderiliyordu. AKİS yazı ailesinden teşkil edilen bir küçük jüri bunları teker teker gözden geçiriyor ve şartlara uygun olanlar, olmayanlar diye sınıflandırıyordu. Kisa bir zaman sonra yazıların yekunu yüzleri buldu. 30 Nisan 1958 günü bu mektupların sayısı beş yüz civarındaydı. Küçük jüri bunlardan iki yüz kadarını "neşredilebilir" bulmuştu. Neşredilebilir kaydını alanlar tarih sırasına göre bir dosyada muhafaza ediliyor ve üzerlerine konan numaralara göre aralarında kura çekilerek neşrediliyordu. Ama bütün bir yıl içinde neşredilebilenlerin sayısı ancak 46 oldu. Geride yüz altmışa yakın yazı vardı. 30 Nisan günü, Doğan Avcıoğlu, Cüneyt Arcayürek ve İlhami Soysaldan müteşekkil üç kişilik bir tarama komisyonu bu yazıları bir defa daha neşredilenlerle birlikte teker teker gözden geçirdi. Bu üç kişilik tarama ekibi hemen her gün toplanıyor ve yazıları teker teker okuyarak büyük jüriye verilecek olanları seçiyordu. Nihayet yazılar ayıklana ayıklana on beşe indirildi. Sonra da, onbir kişilik büyük jüri toplantıya davet edildi. 

 Büyük jüri ilk toplantısını evvelki haftanın sonunda cumartesi günü Rüzgârlı sokaktaki AKIS idarehanesinde yaptı. Toplantıya Prof. Afet İnan, Faik Ahmet Barutçu, İsmail Rüştü Aksal, Prof. Fethi Çelikbaş, Cevat Dursunoğlu, Doç. MuammerAksoy, Ubeyde Elli, Doğan Avcıoğlu ve İlhami Soysal katıldılar. 

 Jürinin diğer iki üyesi, Prof. Turhan Feyzioğlu ile Cemil Sait Barlas, o saatlerde toplantı halinde olan C.H.P. Meclisinde olduklarından gelemediler. İlk defa usul meseleleri konuşuldu. Jüri üyeleri, uzun münakaşalardan sonra müsabaka yazılarının bilhassa hangi noktaları üzerinde durulacağı hakkında bir karara vardılar. Bu kararların başında, eğitim meselesi ile dilde sadelik geliyordu. Sonra yazıların okunmasına geçildi. Birden on beşe kadar numaralanmış olan yazılar teker teker okundu ve üzerlerinde konuşulduktan sonra bu yazılar bir ilk elemeye tabi tutuldu. Büyük Jüriye sunulan onbeş yazıdan yedisi -Nihat Öztas, Atalay Yörükoğlu, Hakkı Gülmen, Cevat Akgönül, Nihat Doğangüneş, Gülgün Gönenç ve Sekip Cemal Beriker imzasını taşıyanlar neşredilmiş, geri kalan sekiz yazı ise neşredilmemişti. Bunlar da Metin Turgut, Sezai Serhan. Engin Günçe, Hüseyin Özkam, Osman Erdener, Nihad Silahdaroğlu, Ömer Sakıp, Engin Soyak imzalarını taşıyordu. Bu yazılardan yedi tanesi İlk elemeyi de atlatarak ikinci tura kaldı. Jüri üyeleri, dört saatlik bir toplantıdan sonra, finale kalmış olan bu yazıları birer kere daha okumak ve nihai kararı pazartesi günü vermek üzere dağıldılar.

 İkinci ve son toplantı, geçen haftanın başında Pazartesi günü saat 15 de gene AKİS idarehanesinde yapıldı. Geçen toplantıda hazır bulunamayan Turhan Feyzioğlu ve Cemil Sait Barlas da yerlerini almışlardı. Finale kalan yedi yazı bir kere daha okundu. her birinin üzerinde ayrı ayrı münakaşa edildi. Nihayet sira oylamaya geldi. Gizli oy, açık tasnif usulüyle yapılan secimde önce birinci seçildi. Birinciliği 10 numaralı yazı kazandı. 10 numaralı yazının imzasına bakıldığında Hikmet Sami Türk adı görüldü. Hikmet Sami Türk yedi oyla birinci seçilmişti. Bundan sonra ikincinin tespitine geçildi. Gülgün Gönünç imzasını taşıyan 4 numara da gene yedi oyla ikinci seçildi. AKİS yazı müsabakasının üçüncüsünün seçimi, reylerin bir hayli dağılmasına sebep oldu. Atalay Yörükoğlu’nun 6 numarayı taşıyan yazısı rakipleri Nihat Doğangüneş ve Sezai Serhan’ın üçer oyuna karşılık oylardan dördünü alarak üçüncülüğü kazandı. Bir oy da Cevat Akgönül’e gitmişti.

 Müsabaka neticelerine göre Hikmet Sami Türk "Demokratik Rejim içinde yaşamağa azimli milletler ne şekilde hareket etmelidirler?" başlıklı yazı müsabakasının birinciliğine seçilmekle 1000 liralık büyük mükâfata ve Akis’in beşinci yıl sayısında kapakta resminin neşredilmesine hak kazanıyordu. İkinci Gülgün Gönenç 500, üçüncü Atalay Yörükoğlu da, 250 liralık mükâfatları alacaklardı.

 Kalburun üstündekiler

 Jüri neticeyi tesbit ettikten sonra herkes birbirine sordu: "Kim bu Hikmet Sami Türk? Tanıyan var mi?" Ama hayır Hikmet Sami Türkü kimse tanımıyordu. Müsabakaya gönderilen yazıların orijinalleri bulundu. Bunların üzerlerinde adresleri vardı. Hikmet Sami’nin adresine bakıldı. Adres gayet muhtasardı. "Hikmet Sami Türk, Kabataş Erkek Lisesi Öğretmen Yardımcısı, İstanbul", yazıyordu. İkinciliği alan. Gülgün Gönenç kimdi? Bu ismi Turhan Feyzioğlu hatırladı. Feyzioğlu "galiba" dedi "bu isimde birisi geçen sene NATO müsabakasını kazanmıştı Üçüncüyü ise gene bileni çıkmadı. Jüriden hiç kimse Atalay Yörükoğlu adını duymamıştı. 

Hemen o akşam, AKİS'in Ankara bürosundan İstanbul’a telefon edildi: Umumi neşriyat Müdürü, muhabire Hikmet Sami Türk adında birini arayıp bulmasını söyledi. Muhabir adres sorunca da "Kabataş Lisesinde Öğretmen Yardımcısıymış. Bu akşam muhakkak ara bul" dedi.' Hikmet Sami Türkü bulamamak bir felâket olurdu. Zira daha bir yıl önceden, AKİS'in yazı müsabakasında birinciliği kazanacak olan şahsin resminin AKİS'in beşinci yıldönümü sayısının kapağına konacağı vaad edilmişti. 

Bir hayat hikâyesi 

Telefonla konuştuğu sırada AKIS muhabiri olduğuna bir türlü inanmadığı muhatabına Hikmet Sami Türk ertesi gün hayatını anlattı. Muhabir ne yapmış etmiş onu bulmuştu.

 Hikmet Sami, hali vakti yerinde bir tütün tüccarının oğludur. İlkokulun ilk üç sınıfını Karadeniz’deki Çifaroksa’da okumuştur Müteakiben ailesi Samsun’un kazası Bafra’ya yerleşmiştir. Müsabakamızın birincisi ilk tahsilini, Bafra’nın İsmet Paşa İlkokulunda tamamlamıştır. Bafra Ortaokulunu bitirdikten sonra babası Süleyman Türk, onu İstanbul’a, Kabataş Erkek Lisesine göndermiştir. Halen, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin, anayasa profesörü Hüseyin Nail Kubalı’ya Millî Eğitim Bakanlığı ve Senatoca reva görülen muameleleri tasvip etmeyen son sınıf talebelerinden biridir. Hikmet Sami, ideal bir öğrencidir. Bütün tahsil hayatı boyunca, devamlı şekilde iftihar listelerini işgal etmiş ve her defasında da, hiçbir aksama olmadan sınıfını birincilikle geçirmiştir. Liseden, Edebiyat Kolları birincisi olarak ayrılmıştır. Kabataş Erkek Lisesi Mezunları ve Mensupları Cemiyeti, Hikmet Samiye altın bir Omega saatini armağan olarak vermiştir. Şimdi de Hukuk Fakültesini, sene kaybetmeden pekiyi derece ile -ki pek az kula nasip olmuştur- bitirmek azmindedir ve yapacaktır.

 Hikmet Sami, daha çok küçük yaştan itibaren derslerine zarar vermeyecek şekilde, sosyal münasebetler ve faaliyetlerle de uğraşmağa başlamıştır. İlkokulda, beşinci sınıfta iken, İnönü isimli duvar gazetesini tek başına hazırlamıştır. Ortaokulda iki sene Haysiyet Divanı başkanlığı yapmıştır. Lisede, bir ay kadar Kültür Kolu başkanlığını deruhte etmiştir. Gene lisede, arkadaşları ile birlikte ve Behçet Necatigil’in himayesinde, Dönüm isimli fikir ve sanat gazetesini çıkarmıştır. Arkadaşları onu temiz, çalışkan, dürüst, mert, cömert ve efendi bir insan olarak tanırlar. Zikri geçen meziyetleri, itimat telkin eden ve her azası ile gülen tatlı yüzü, ona geniş bir muhit sağlamıştır. Tevazuu, nezâketi ve medeni cesareti, her tuttuğunu koparmasında Hikmet Samiye büyük yardımcı olmuştur.

Vakit nakittir

 Hikmet Sami, Kabataş Erkek Lisesinden mezun olduğu zaman, Birleşik Amerika ve Avrupa’da rastlanacağı şekilde ailesine yük teşkil etmemek için, kendine bir meşguliyet bulmuştur. Kabataş Erkek Lisesinde, kütüphane işlerini tedvire memur, belletici yardımcı olmuştur. Para kazanmamaktadır. Ama, ücret ödemeden içinde sobası bulunan yatacak yer, yemek ve banyo bulmakta çamaşırlarını yıkatmaktadır. Kabataş Erkek Lisesinde, Hikmet Samiye, kütüphanenin bir köşesinde tahsis edilen oda, sadece İstanbul’un değil, mübalağasız Türkiye’nin en güzel mevkiidir. İçindeki kırık dökük koltuklara rağmen, Ortaköy sahillerinin Boğaza nazır manzarası, karşıdaki Kuzguncuk sırtları, İstanbul’da başını sokacak yer dahi bulamamış bir yüksek tahsil talebesi için aramakla bulunamaz. Hikmet Sami devraldığı zaman, Kabataş Erkek Lisesi Kütüphanesi perişan bir vaziyetteydi. Hikmet Sami, bir yaz tatilini feda etmiş, 10 bin kitabı bulunan kütüphaneyi, Lâle Devrinin çiçek bahçelerinin intizamı içinde tek başına tasnif etmiştir. Üç ay gece yarılarına kadar çalışmış, ailesini görmeğe Bafra’ya gitmemek fedakârlığında bulunmuş, milletlerarası ondalık sınıflama sistemine göre yazar soyadı ve alfabetik sıraya göre, koca kütüphaneyi kullanılır bir hale sokmuştur. 1958 de de, kütüphanenin 1.025 eski yazı kitabını, otuz günde tanzim etmiştir. Muvaffak olmak için eski yazı öğrenmiştir.

 Hikmet Sami, her şeyin para ile satın alınabileceği fani dünyada, en kıymetli unsurun zaman olduğunu daha çocukken kavramıştır. O tek dakikasını dahi boş geçirmemeğe azami ihtimam gösterir. Okur, okur, okur.. Bunda Kabataş Erkek Lisesi ve babasının kütüphanelerinin büyük yardımı olmuştur. Etrafını çevreleyen kitaplar, onda okuma aşkını yaratmıştır. Hikmet Sami, ders kitaplarının, insana her şeyi öğretebileceğine kani değildir. Hattâ, sadece ders kitaplarına saplanmanın bazen zararlı bile olabileceğini söyler. Babası, kendi kendini yetiştirmiş bir adamdır. Süleyman Türk, on üç sene müddetle Bafra Sesi isimli bir gazeteyi çıkarmıştır.

Bir şampiyon

 Hikmet Sami aynı zamanda iyi bir hatiptir de. İstanbul Üniversitesi 1958 münazara turnuvasının ferdi birincisidir. Hukuk Fakültesi ekibinin de bir numaralı şampiyon namzedi. Ayaklı bir kütüphane halinde olan Hikmet Sami, memleket dertlerim kendine dert bilen bir gençtir. Bir tek mevzu hakkında dahi "neme lâzım" dediğini duyan olmamıştır. Hikmet Sami’nin, öyle birçok Üniversite talebeleri gibi çaylar, balolar veya partilerle pek alıp vereceği yoktur. Böyle yerlere ender gider. Onun muhtelif mecmualarda deneme tenkit çeşidinden yazılarına rastlamak, millî bayramlarda ve ihtifallerde yaptığı konuşmaları dinlemek mümkündür. Hikmet Sami’nin sporla alâkası sadece meraklı bir seyirci olmağa inhisar eder. Lisede, baldırının kopan bir lifi üzerine arada sırada oynadığı futbolu da büsbütün terk etmiştir. Kitaplar arasında, umumi kültürünü son derece genişletmiştir. Dört senedir Kabataş Erkek Lisesi Kütüphanesini idare etmesi, ona elde edilmesi çok müşkül kazançları kolaylıkla sağlamıştır. Bütün bu zahmetli ve meşakkatli çalışmalara rağmen, Hikmet Sami insanlardan asla kendini tecrit etmemiş, bilhassa fikir ve edebiyat çevreleri ile olan yakın alâkasını devam ettirmiştir. Bu arada, kendi kendine İngilizce ve Fransızcasını da ilerletmiştir. Kabataş Erkek Lisesinde yardımcı Usan olarak Fransızca okumasına rağmen, İngilizce bazı edebi tercümeler yapabilmektedir. 

Hikmet Sami, Hukuk Fakültesini, umumi kültürünü arttırmak için bir vasıta kabul etmiştir. Hakimlik veya avukatlık yapmağa hiç te arzusu yoktur. Bütün ideali, İngiltere’den Anglo Sakson Parlamentarizmin incelemektir. Bunun için de, Akis’in Yazı müsabakası birinciliğinden aldığı 1.000 liranın, inkar edilmez bir faydası olacaktır. Hikmet Sami, kısacası, kitaplar arasında çürütülen dirseklerin, bol bol ve bıkmak usanmak nedir bilmeyen çalışmanın ve mağlup edilmez bir azman mahsulüdür. 

Şimdiki plânlarına göre tahsilini tamamladıktan sonra Bafra’ya dönecek, babası ile birlikte tütün tüccarlığı yapacaktır. Ama böyle pasif bir mesleğin, Hikmet Sami’yi tatmin edeceği, umulamaz. Memlekete hizmet ateşi, er geç onu daha faal hayata atacaktır. Zira Türkiye'nin şimdi demokrasi zihniyetini benimsemiş, bu yolda terbiye görmüş İnsanlara, her zamankinden fazla ihtiyaç vardır.

Erkan Avşaroğlu

Not: Yazının kaynak gösterilerek dahi kopyalanıp yayımlanması yasaktır. Yazıyı sadece başlığı ve manşet resmi ile link vererek paylaşabilirsiniz.

  • BafraHaber Yorum
  • Akis Dergisi Kapağında Bir Bafralı: Hikmet Sami Türk içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 4
User defaultYorum Id: 172204
17 Mart 2023
21:46
  • Yorum Id: 172204
  • 17 Mart 2023
  • 21:46

Sayın hikmet sami turk okul arkadaşım di. daha sonraları muhterem babası süleyman turk de mesleğim icabi arkadaşım oldu. çok ciddi ve gjuvenilir insanlardı. süleyman türk bafra nin sosyal yaşamında büyük yer tutmuş yıllardır ticaret öd ası başbakanlığı yapmis 1962 urunu tutun krizinde karadeniz tutunculugune buyuk katkilar saglmistir.kendisine rahmetler hikmet samiye selâmetler dilerim.sizede teşekkür ve saygilar.

User defaultYorum Id: 171958
15 Mart 2023
20:09
  • Yorum Id: 171958
  • 15 Mart 2023
  • 20:09

Harika bir yazı, bafra'nın evlatlarına örnek olması ümidiyle. av. afşin hatipoğlu

User defaultYorum Id: 171896
14 Mart 2023
23:47
  • Yorum Id: 171896
  • 14 Mart 2023
  • 23:47

Emeğinize kaleminize sağlık

Daha Fazla Yorum