Yaşadığımız dünyalar sanallaşıyor mu`

 “Kuralsızlar” adlı bir film izledim. Aslında yarısını izledim. Konusu ilgimi çekmişti ancak gerçekçi gelmediği için yarıda bıraktım.
       Konu, gelir düzeyi düşük ve sorunlu ailelerin çocukları etrafında yoğunlaşıyor. Sorumsuz, başına buyruk bu çocukların, topluma kazandırılması için gerekli nezaket kurallarının öğretilmesi konu ediliyor.
       Tam anlamıyla serseri bir gençlik… Tek zevk aldıkları şey, dans. Gürültülü, popüler müzik eşliğinde dans etmekten hoşlanıyorlar. Aslında bu tarz, psikolojilerini de yansıtıyor.
       Okula, nezaket kurallarına özen gösteren salon dansları hocası bir bey (yani esas adam) geliyor. Başına buyruk bu gençlere, salon dersleri vermek istiyor. Teşekkür etmeyi bile bilmeyen gençlere, dans vasıtasıyla görgü ve nezaket kurallarını öğretmek istiyor. Hayalperest öğretmen, klasik Amerikan filmlerinden de aşina olduğumuz gibi ilk denemelerinde başarılı olamıyor.
       Uzun sayılamayacak bir uğraştan sonra, çocukların dünyalarına girmeyi başarıyor.
       Bence,  buradan itibaren inandırıcılığını yitirdi senaryo.
       Bir yanda, hanımlara kapılarını açan, ‘matmazel’ diye hitap eden bir entelektüel. Diğer yanda nezaketi dahi yanlış anlayan bir öğrenci grubu.
       Gerçek hayata geldiğimizde, sormamız gerekiyor: “kaç entelektüel böyle bir işe girer ve girdiyse kaç dakika sabreder`”
       Bunun için bir derviş sabrı lazım.
       Filmlerde kahramanlarımız, hem çok sabırlı, hem de idealistliğin bile ötesine geçmişler.
       Böylesi hayalci kurgularla insanlar sanal dünyanın içine çekiliyor ve gerçek ile sanal algıları karışıyor. Sonuçta, ancak filmlerde olur, dediğimiz olaylarla karşılaşabiliyoruz, gerçek hayatta.
       İnsanlar zaman içinde gerçekçi olmayan dünyaları arar hale geliyor. Bulamadığında da mutsuz oluyor.
       Sanırım gerçek algımızı korumak için daha özenli hareket etmek gerekiyor.
  • BafraHaber Yorum
  • Yaşadığımız dünyalar sanallaşıyor mu` içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0