Kent ve Kentleşme 2

 Ekonomik, teknolojik, siyasal, sosyal ve psikolojik nedenler sanayileşme ve sanayileşme sonrası dönemlerde kırsal kesimlerden kentlere çok hızlı göç akışına neden olmuştur. Kent nüfusları hızla artmıştır. Kontrolsüz ve aşırı bir kentleşme beraberinde pek çok problemi de getirmiştir. Bu problemler arasında işsizlik, çevre, hava ve gürültü kirliliği, hızla nüfus artışı nedeniyle alt yapı, ulaşım, alanlarında kent yönetimlerinin bu hıza yetişememesi sonucunda çarpık kentleşme ve gecekondulaşmayı da ortaya çıkarmıştır.

 

Bu gün, kent denildiğinde akla düzgün yapılanması, ferah sokakları, temiz havası, yeşil alanları, zengin kültürel fonksiyonları olan bir yerleşim yerine trafik sıkışıklığı, çarpık yapılaşma, hava kirliliği, yeşile hasret alanlar, oyun oynayacak mekânlar bulamayan çocuklar ve benzeri olumsuzlukların kol gezdiği yerler geliyorsa, bunun sebebi de kontrolsüz ve aşırı kentleşmedir. Kontrolsüz kentleşme ve kentsel dönüşümün umursanmaması bu konuda duyarsız kalmak, gereken çalışmaların yapılmaması bireysel ve toplumsal olaylar olarak da karşımıza çıkmakta ve insan huzurunu tehdit eder boyutlara ulaşmaktadır. 

 

Kültür ikilemleri, özgürlükler ve sorumlulukların sınırlarının neler olduğu konularında başıboşluk ya da kuralsızlık ekolojik denge, toprak, doğa, su ve iklim üzerinde olumsuz etkileri de tüm insanlığı ilgilendiren diğer önemli problemlerdir.

 

 

 

 

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi Kentlerimizin bir çok problemi bulunmaktadır. Ama bu problemlerden belki de en önemlisi sahipsizliktir. Kentte bulunan her yapının, her alanın, her tesisisin bir sahibi var. Bu sahipler özel kişiler, şirketler, kamu kurum ve kuruluşları ya da bizzat kamunun kendisidir. Buna mukabil, bir bütün olarak kentlerimizin sahibi yok. Sahipsiz kentlerimiz her geçen gün hızla harap olmakta, sorunlar çığ gibi artarak büyümektedir. Kent yönetimi denince aklımıza hemen belediyeler gelmektedir. Belediye Kanunu, belediyeleri, "Beldenin ve belde halkının yerel mahiyette medeni ve müşterek ihtiyaçlarını" karşılamakla görevli kurumlar olarak tanımlamaktadır.

Her ne kadar, kanun böyle tanımlıyorsa da belediyelerin ne yetkileri, ne de kaynakları kenti yönetmeye yeterli değildir. Çünkü kentleşme bir maliyet getirmektedir.  Bunu anlaşılır bir örnekle şu şekilde ortaya koyabiliriz. Tarihi eser ve dokular kente aittir. Ama belediyeler bu yapılara restorasyon alanında % 100 müdahale edemez. Buna kaynakları da yetmez. Bu bize kaynak ve yetki yetersizliği gerçeğini göstermektedir.

Bu nedenle yerel yönetimlerin yetki ve kaynakları konusunun yeniden düzenlemesi gerekir.  Bu düzenleme yapılırken kent tanımının en kapsamlı şekilde ele alınması, kent sahipliğinin belirlenmesi ile kentsel problemler ve çözümlerde ise hızlı hareket etme kabiliyetini sağlayacak esaslar üzerinden kanun ve hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.  

 

 

Saygılarımla….

 

 

  • BafraHaber Yorum
  • Kent ve Kentleşme 2 içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0