KADIN AYAKLARININ ÜZERİNDE DURMALI!

 Bugün kadına biçilen rol, çalışması ve üretici konuma geçmesi yönündedir. “Anne” ve “eş” sorumluluğu yanındadır, bu asli görevin! Ancak kadının yükü ağırlaşmıştır, çalışsa dahi ev hanımlığı kendisinden beklenmektedir.
     “Ev hanımı” olan kadınlara gelince, onlar üretici konumunda görülmemekte ve ısrarla çalışmaya teşvik edilmektedirler. Ev hanımları bu psikolojik baskının altında huzursuzdur. Yaptıklarının karşılığında bir türlü üretici konumda görülmemektedirler. Adeta “çocuklar bakıcıya bırakılsın, ev için yardımcı tutulsun ama üç kuruşa da olsa çalışsın kadın!” denilmektedir. Oysaki buradaki kayıplar göz ardı edilmektedir. Ev hanımlığının “ iade-i itibar” a ihtiyacı var, maalesef.
     Ev hanımlarının kendilerini geliştirme noktasında eksikleri olduğuna katılıyorum. Zamanlarını planlayıp kendilerini geliştirme fırsatları oluşturabilirler. Sabah programları ile gündelik rutin işler arasında sıkışmak zorunda değiller. Ancak çoğu zaman buna gönüllü oldukları da bir gerçek.
     Okumayı seven, çocuklarının eğitimini önemseyen, donanımlı bir anne aile ve çocuklar için her zaman bir şanstır. Çocuklara olumlu alışkanlıklar edindirmek, doğruya güzele yönlendirmek, hedef belirlemelerinde yardımcı olmak gereklidir. İşten yorgun gelen anne, baba bu sorumlulukları dershaneye mi, özel okullara mı yoksa bakıcıya mı bırakacaktır` Kadının en büyük sorumluluğu çocuğunu hem bu dünya hem de ahiret için hazırlamaktır, o yuvayı en az hasarla yürütmektir, sıcak yuva halinde tutabilmektir.
Ayrıca kadının kendi yetenekleri doğrultusunda meşguliyetleri olmalı, orada kendini ifade etmeli, sosyal iletişim alanlarına girmeli. Kendilerini yenileme ve aşma gayretleri olmalı.
     “Hep aynı iş” der ev hanımı. Bunu renklendirecek olan yine kendisidir. Evinin sorumluluklarını yaparken kendine de zaman ayırmalıdır. Yeteneklerini geliştirdikçe, kendine olan güveni artacaktır. Sanıldığı gibi kendine güvenin doğrudan parayla alakalı olduğuna inanmıyorum. Birikimle ve donanımla ilgili olduğunda ısrarlıyım.
     Maalesef ev hanımları arasında gazete, kitap okuma oranı, haber dinleme oranı çok düşük. Yani sıkılmakta haksız sayılmazlar! Bir de üstüne eklenen kimlik arayışı ev hanımını sıkıştırmaktadır.
     Evde olmak, çocuklarının yanında olmak demek değildir. Çocuklarının yanında olmak demek, yedirmek, içirmek, ders çalıştırmak demek değildir. Onlarla kaliteli ve eğlenceli bir şekilde hayatı paylaşmak demektir. Yani bu sorumlulukların bilinciyle hareket eden ev hanımı üç beş kuruşa dışarıda çalışan kadından daha fazla üretkendir, ayaklarının üzerinde durmaktadır.
  • BafraHaber Yorum
  • KADIN AYAKLARININ ÜZERİNDE DURMALI! içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0