Sevgili okurlarım merhabalar,
Ocak ayından bu yana sizlerle sohbet edemedik.
Gönül istiyor ki karşılıklı gönlümüzden geldiği gibi neşemizi, dertlerimizi paylaşmak, toplumsal değerlerimizi gözetmek velhasıl yaradılış varlığımız olan, insan olmanın güzelliklerini paylaşmak, insanı hiçbir şekilde ayırım yapmadan sevebilmek, anılarımızda kalan güzel günleri yad edebilmek. Eskiyen yıllarımızda mazi dediğimiz zaman mefhumunda hayatımızda iz bırakanları hatırlamak, onlarla o güzel günleri anabilmek…
İŞTE ÖYLE BİR ŞEY…
23 Temmuz 2022 günü bu arzu ve isteklerle ortaokul ve Lise yıllarımızda gönül dostum, akrabam aynı zamanda bacanağım olan Cemal Önder ve eşlerimiz ile yola çıktık, kısa bir zaman önce telefonuna ulaştığımız Lise Tarih öğretmenimiz Orhan Poyraz’ın Ordu Ulubey Kardeşler köyüne yaz için geldiğini öğrendik. Öğrencilik yıllarımızda hayatımızın yönlenmesinde çok büyük katkıları olan Orhan Hocayı görmek arzusu sanki bizleri o yıllara götürürcesine mıknatıs gibi çekiyordu.
54 yıl geçmişti, zaman akıp gitmiş, yaşlar kemale ermiş değişmeyen tek şey Orhan Poyraz bizim hala Tarih öğretmenimiz biz de onun yaramaz öğrencileri idik.
Kardeşler köyünde tam bir Karadeniz’in özelliklerini taşıyan insanları candan, misafirperver, yapmacık değil içtenlikle karşılandık. Orhan Hocam evinin bahçesinde bizleri misafir etti elleri ile ikramlarda bulundu yaptığı semaver çayı ve geçmiş yıllarımızda geçen anılarla dolu bir sohbet.
Belki de dünyamızın kirliliği, insanlarımızın geçim sıkıntısı içerisinde gecen günler bizleri dost ziyaretlerimizden uzaklaştırdı. Dedelerimizden aile büyüklerimizden gördüğümüz o güzel geleneklerimizi unuttuk.
Çocukluğumuzda ne kadar mutlu idik. Akraba, komşu ziyaretleri, hafta sonlarında yapılan piknikler. Fırsat buldukça köylerdeki yakınlarımızı ziyaret ederek oyunlarımız. Hepsini birden maziye gömdük. Bazen buruk bir acı ile hatıralarımızı anıyor ne kadar istesek bir araya gelemiyoruz.
Evlerimizde bugünkü gibi teknolojimiz, televizyonlarımız hele hepimizin elimizden düşmeyen telefonlarımız yok idi…
Kurban bayramında çocuklarımız torunlarımız akraba ve dostlarımızla birlikte olduk… Şöyle bir etrafıma baktım 7 yaşından 77 yaşına kadar hepimizin ellerinde bir telefon, sorulan sorular veya cevaplar hiç alakasız anlaşılmıyor bile.
Çocuklarımızla, torunlarımızla aramızda ulaşılmaz uçurumlar oluşmuş farkında değiliz.
Gönül dostlarım bazen teknolojinin bu kirliliğinden uzaklaşıp, birbirimizi görebilsek, konuşabilsek hal hatır sorabilsek fena olmaz değil mi. Aynı odanın içerisinde mesaj ile haberleşiyoruz.
Diyorum ki bu günden itibaren dostlarımızla, komşularımızla az da olsa eski günleri yad edebilmek için bir araya gelebilmenin yollarını arasak. Bir çay, 40 yılı hatırı olan bir kahve ile de olsa sohbet edebilsek.
Giresun’a kadar gittiğimiz bu yolculuğumuzda arkadaşlarımızı bulduk, anılarımızı tazeledik. Sohbetler ettik. Yeni dostlarla tanıştık. Ünye Kent gazetesinde yıllardır görüşemediğimiz bir gönül dostumuzun ölüm haberine rastladık. Doğrulamak için Ünye Kent gazetesine uğradık Gazeteci yazar Hacer Öztürk Hanımefendi ve eşi Ali Bey ile tanıştık bizlere çok yardımcı oldular. Ordu Tribünden Gazeteci Ahmet Yenin Bey de bu sohbetimize katıldı. Yeni bir dostluk ve arkadaşlığın kapılarını araladık.
Gönül dostlarım az da olsa kendimiz için. Dostlarımız için zaman ayırmak lazım.
Bugün sizlerle içimden geldiği gibi sohbet etmek istedim.
Az oradan az buradan.
Ne diyeyim ki. İlk fırsatta tekrar buluşmak üzere Hoş kalın hoşça kalın. Dostlarla kalın…
İŞTE ÖYLE BİR ŞEY……
İdris ANARAT
29 Temmuz 2022, bafrahaber.com
Allah razı olsun sizden