Bir garip öldü diyeler

Kâh öteki çocuklar olduk, kâh Kızılırmak`ta kızılca kıyamet, kâh Kızılırmak`ta Gülbiçen. En son şiir olup yağdık geceye, Mustafa Usta ile. 
Birkaç gün evvel aniden kaybettik arkadaşımızı, kardeşimizi, iyi olacağı haberini beklerken ölüm haberiyle şok olduk. 
Evet, erken ve ani kaybettik arkadaşımızı...
Bafra`da ilk roman yazarımızdı Mustafa. 
Kızılırmak Kızılca Kıyamet belgesel tadında bir romandı ve ikincisini de yazmayı çok istiyordu sponsor sıkıntısı olmasa. 
Kızılmak`ta Gülbiçen içinde kaybolacağınız, Bafra`da geçen acı bir aşk hikâyesini anlatıyor. 
Bafra`nın tarihini, aşk hikâyesiyle harmanlayıp anlatan ancak, usta romancılara özgü olabilir, anlattı Mustafa okuduk, okuduk bir daha okuduk. 
Ama Öteki Çocuklar Mustafa`nın kendi hayat hikâyesi, hani vardır ya yokluk ve zorluk içinde büyüyen, daha çocuk olmadan adam olan, büyümekle çocukluk arasında kalan, özelliklede erkek çocuklarının küçük yaşta babalarını kaybetmesiyle birdenbire artık bu evin erkeği sensin sorumluluğuna büründürülen öteki çocuklar. 
Mustafa da babası genç yaşta ölüp, erken büyümek zorunda kalan çocuklardan, belki de hırçınlığı, aksiliği, asiliği öteki çocuk olmasındandır. 
Biz okuldan, mahalleden arkadaştık, söyleyecek o kadar şey var ama ben şu kadarını söyleyeyim, Bafra kendi çocuğuna hiçbir zaman sahip çıkmamıştır, yanındayken seni pohpohlayan insanlara arkanı dönmeyiver yandın, hele cebin boşsa hepten yandın. Herkes herkesi sevmek zorunda değil anlayabilirim ama insani görev diye bir şey vardır, yıllarca birlikte çalışmış, birlikte yemek yemiş, su içmiş, arkadaşları yoktu cenazesinde, verilen selamın bile hakkı varken bırakın kırk yıllık kahvenin hatırını. 
Bu ölümdü, farz etseydiniz huysuz, aksi, bir kardeşinizdi, ne olurdu cenazeye gelseydiniz, bu kadarcık insani değeri de hak etmedi mi merak ediyorum. 
Bizler öteki çocuklarız, hayatı daha erken öğrenen, zorluklar karşısında daha erken pişen karşıdan sert aksi görünen ama yumuşacık, kocaman bir yüreğe sahip olan, affetmesini bilen, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu hala daha uygulayan, bir parça ekmeğimizi hayvan insan ayırmaksızın aç olanla paylaşmasını bile öteki çocuklar. 
Varsın cebimiz dolu diye kimse yalakalık yapmasın. 
Bugün diğer basında çalışan kardeşlerimizin de arkasından konuşmuyorlar mı, işleri olduğu zaman gel haberimizi yap, resim çek, geceleri gündüzleri var mı, ceplerinde paraları var mı, ailelerini geçindirecek kadar para kazanıyorlar mı, can güvenlikleri var mı hiç, kimsenin umurunda değil çok basit gibi görünüyor karşıdan ama öyle değil. 
Şimdiye kadar çoğu sigortasız çalıştı sırtlarından haksız kazanç sağlandı, karın tokluğuna bile çalışamadılar. 
Çok üzgünüm, Bafra aşığı olan bir kardeşimizi kaybettik. İçimizden biriydi, ölüm hak diyelim ama vefasızlıkta bu kadar olmazdı. Daha yazacak çok eserleri vardı, yarım kalan hayalleri vardı. Arkasında, kale gibi sağlam gönlü yarım kalan bir eş, üç tane çok iyi yetişmiş evlat, boynu bükük bir anne bıraktı, Allah sabırlar versin. Allah mekânını cennet etsin kardeşim!
Gonca Vural
  • BafraHaber Yorum
  • Bir garip öldü diyeler içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0