Bayram da ziyaret ettik büyükleri
uzun zamandır görmediğimiz akrabaları görebilme fırsatı yakaladık
bu sayede girdiğimiz zaman tünelinden
hasarsız yüzleşmelerle sıyrıldık
hayatın hızla değiştiren etkisinden herkez kararınca almış nasibini
kimisi daha durgun
kimisi daha espiritüel
kimisi daha zengin
kimisi daha fakir
herkes kendi gerçekliğinde yol almakta..
kırık dökük de olsa bazı sözcükler,
savrukluğa yenik olsa da bazı düşünceler,
`mis gibi dostluk kokusu` yayılmış havaya..
zaman zaman hissettiğimiz yalnızlıktan eser yok.
`kendini gerçekleştirme` diyaloglarının`,
`hayatı yakalama` monoloklarının`,
`güncel hayatın tükenmişliğini renkler arkasında saklama çabalarının` uzağında
`sıyrılır kısır döngüsünden` bayramlarda hayat
yaşlanan büyüklerimizin bize olan ihtiyacı sanki çizer rutinliği
yeni ve kati bir misyon yükleniriz dönerken yanlarından...
*************************
MEMLEKET İSTERİM
Programın konuğu Ece Temelkuran...
serzenişte bulunuyor, soruyor: "büyütüldüğümüz sol ilkelerin hepsi mi yanlıştı`"
değişim sancıları sarmış `yazarları` ..
`Mahir Kaynak` imzalı,` Ne Olacak` başlıklı (13 Ağustos 2011) yazı Ece Temelkuran gibi serzenişte bulunanlara cevap gibi..
değişime inat `yozlaşma`nın içinde direnenleri ise anlamak mümkün değil..
`hikayelerini yitirmiş hayatları` ve orada kalmayı kader sananları anlayamıyorum..
BAŞARILARIN SIRRI
"Başarıların sırrı rahatsızlıklarda mı`" üst başlığıyla bir haber ilişti gözüme..
Prof. Nevzat Tarhan: "manik depresif kişilerin beyni farklı çalışır. Bu kişiler kimsenin göremediğini görür, olağanüstü eserler çıkarır" demiş.
geç kalmış itiraf gibi..
***************************
HASTANELERE NASIL BAKMALIYIM`
Samsun adım başı hastane oldu.
her boş gördüğüm alana yine bir hastane yapılacak hissine kapılıyorum.
Özellerin bir çoğunda eleman yetersiz
hemşirenin yapması gerekenler yardımcı personele yüklenmiş..
iş yükü çok fazla..
kalite yetersiz ..
maaşlar yetersiz..
`Acil` bölümlerinde özellikle geceleri doktor bulmak mümkün değil.
daha bir hafta önce yeğenimin başına geldi.
rahatsızlanınca `acil`e götürmüşler.
ancak` bekleyin` diyen bir kişiden sonra hiç kimse uğramamış yanlarına.
onlar da rotayı devlet hastanesine çevirmişler..
trajikomik yani..
Fakülte, Araştırma, Romatem gibi kuruluşları tenzih ederim. Zaten gelişimini tamamlayamamış olanlar hastalarını buralara naklediyor.
Diyeceğim şudur ki: Ben koruyucu halk sağlığından yanayım.
Hastalanmadan bilinçlenmekten yanayım
hem böylece otomatik olarak iş yükü hafifler
sağlık personeli de başetmek zorunda kaldığı `tükenmişlik sendromu`yla bu kadar haşır neşir olmaz.