I. Dünya Savaşı sonrası güçler dengesinin bozulması, savaşı bitiren barış antlaşmalarının oldukça ağır hükümler içermesi, 1929 Ekonomik Krizinin dünyaya etkileri, Almanya, İtalya ve Japonya’nın yayılmacı politikaları dünya insanlığını II. Dünya Savaşına sürüklemiştir. Almanya’nın 1939’da Polonya’yı işgaliyle savaş başlamış; Avrupa, Pasifik ve Kuzey Afrika olmak üzere üç cephede devam etmiştir. Hitlerin Nazi Almanya’sı Yıldırım Harekatıyla Fransa’yı işgal etmiş, Kartal Hücumu Hava Harekâtıyla İngiltere’yi barışa zorlamaya çalıştıysa da başarılı olamamıştır. Barbarossa Harekatıyla SSCB’yi kısa sürede teslim almayı amaçlamış fakat 1941’de Ruslar tarafından Stalingrad’da durdurulmuştur. Nazi Almanya’sı Kafkasya petrol yataklarına ulaşmak, Rusların Karadeniz’e hâkim olmasının önüne geçmek, Türkiye’ye diplomatik baskı kurmak ve Karadeniz’in kuzey kıyısının ortasında bulunan önemli bir üs merkezi olan Kırımı ele geçirmek için Ekim 1941’de harekât başlatmış Nisan 1942’de Kırım işgal edilmiştir. Ruslar bu süreçte bazı yerleri geri almayı başardıysa da Alman birlikleri 8 Mayıs 1942’de yoğun bir hava taarruzu desteğiyle, “Tuzak Avı” harekatıyla Kerç istikametine saldırıya geçmişlerdir. Taarruzu yakından destekleyen Alman VIII. Hava Kolordusu önemli rol oynamıştır. Uzun ve etkili bir bombardıman sayesinde kuvvetli Sovyet tahkimatları zayıflamış, ünlü Alman Komutan Von Manstein Kerç Yarımadasını ve Sivastopol’ü ele geçirmiştir. Bu hava taarruzu esnasında 8 Mayıs 1942’de Sivastopol’u bombardımandan dönen Almanlara ait Messerschmitt Bf-109 E* tipi avcı uçağının yakıtının azalması neticesinde Bafra civarında bulunan Kapıkaya’ya zorunlu iniş yapmıştır. Zorunlu iniş yapan uçağın enkazı olduğu yerde bırakılırken pilotu Ankara’ya gönderilerek enterne* edilmiştir.
8 Mayıs 1942’de yaşanan bu ilginç olayı Kazım Önder şu şekilde anlatmaktadır;
“Bu olay cereyan ettiğinde Kolay’da yeni yapılan Merkez ilkokulunda 4. Sınıf öğrencisiydim. Okulun bahçesinde bizler arkadaşlarımızla oynarken ırmağın diğer tarafından yani Düzköy tarafından ve Kolay’ın üzerinden büyük bir uğultu ile adeta yaralı bir kuş gibi irtifa kaybeden uçağı gördük. Uçak kıyamet kopmuş gibi gürültü çıkarıyordu, ırmak boyu gitti ve kayboldu. Uçak Kapıkaya Köyü’ne düştü dediler. Uçağı gören herkes telaşlandı ve Alman uçağı gelmiş dediler. Meraktan hepimiz adeta yerimizde duramıyorduk. Öğretmenimiz Adile Kıpçak bize çocuklar yarın kumanyalarınızı hazırlayıp, üzerinize kalın elbiseler giyerek geleceksiniz sizleri uçağın enkazına götüreceğim dedi. Ertesi gün büyük bir heyecanla malzemelerimizi aldık yürüyerek Yukarı Yazıya gittik. Yukarı Yazının karşısında eski adı Rumca Köstenuşağı şimdilerdeki ismiyle Yeni Köy bulunuyordu. Bizler için kayıklar kiralandı. Kayıklara bindik ve karşı kıyıya geçtik. Öğretmenimiz bize marşlar söyleterek yürüttü ve derenin kenarına geldik. Köylüler uçağın düştüğü yeri bize gösterdi. Kapıkaya’dan Kızılırmak’a bir dere akıyordu. O dereden 200 metre yukarıda yer alan yamaca uçak düşmüştü. Uçak deniz üzerinden gelmiş, Kolay üzerinden geçerek Kapıkaya’ya düşmüştür. Kapıkaya Köyü sağda kalıyor, solunda ise yeni yetişen ağaçlarla kaplı bir orman vardı. Uçak bu ormana öyle bir iniş yapmış ki adeta ağaçları yarı belinden budamış ve çakılmış vaziyetteydi. Uçağın yanına gittiğimizde kalabalık birbirlerine bir şeyler anlatıyordu. Öğretmenimiz bize çocuklar uçağın içine bakacağız dedi. Sırayla uçağın içine baktık ve çıktık. Uçağın içindeki göstergeleri ve kanı gördüm. Alman pilot iniş sırasında yaralanmıştı.” Oradakiler öğretmenimize şunları anlattılar: “Biz tütün tarlasında çalışıyorduk, uçağın düştüğünü görünce kazmayı tırpanı alıp uçağın yanına gittik. Biz oraya gittiğimizde pilot uçaktan atladı ve elinde tabanca vardı. Bize Bulgaristan Rusya tekrarlayıp duruyordu. Pilot nereye düştüğünü bilmiyordu. Biz Türkiye, Türkiye deyince elindeki tabancayı attı ve ellerini kaldırarak teslim oldu. Pilot, elini yüzünü yıkandıktan sonra muhtar onu alarak Bafra’ya götürdü.” Öğretmenimiz bize: “Haydi çocuklar geri döneceğiz dedi.” Yürüye yürüye Köstenuşağına geldik ve kayıklarla tekrar karşıya geçtik.
Daha sonra pilot şunları anlatmıştır; “Sivastopol’ü bombalamaya gittik orada yara aldım Almanya’ya dönmeye çalışırken dümenim bozuldu ve yakıtım azaldı. Bende Karadeniz’in üzerinde dolaştım gidebildiğim yere kadar gideyim dedim. Düştüğüm ülkeyi Bulgaristan veya Romanya olduğunu zannettim fakat Türkiye’ye düştüğümü bilmiyordum.”
Pilot Bafra’daki Eski hükümet konağının yanındaki hapishaneye getirilmiş, çok sayıdaki meraklı Bafralı, Alman pilotu görmek için buraya gelmiştir. Bafra’dan, Alman Nazi Avcı uçağını incelemek için bir heyet Kapıkaya’ya gönderilmiş, uçak incelenmiş ve fotoğrafları çekilmiştir. Düşen uçağın ön pervane kısmı ezilmiş diğer yerlerinde çok ciddi hasar olmadığı belirtilmiştir. Bir zaman sonra uçağın bazı parçaları sökülerek Bafra’ya götürülmüştür. Köylüler uçağın bazı parçalarını hatıra diye almışlardır. Köylülerin almış olduğu uçağın bazı parçaları, bugün hala Bafra’da antikacılık yapan Hayrullah Yılmaz’ın elinde bulunmaktadır.
Alman Nazi Avcı uçağının düşüş hikayesi hakkında Galip Anarat ile 8 Mayıs 2022 uçağın düşüşünün 80. yılında yaptığımız mülakatta şunları aktarmıştır; “Kolay Merkez ilkokulunda 3. veya 4. sınıfta okuyordum. Bize öğretmenimiz Mehmet Kayalar Çağşur Yün Dağı denilen yere Çağşurla Köstenuşağı arasındaki tepeye bir Alman savaş uçağının düştüğünü söyledi. Ertesi gün uçağı görmek için buraya gezi yapılacağını bu geziye 3-4-5 sınıflarda okuyanların götürüleceğini ifade etti. Biz kayıklarla karşıya geçtik ve yürüyerek uçağın düştüğü Haydar Alan Mevkine geldik. Orada bize bilgiler verildi. Uçak düştüğünde ilk yanına tütün tarlasında çalışan köylüler gitmişler. Pilot nereye düştüğünü bilmediğinden önce kimseyi yanına yaklaştırmamış. Biz oradayken bir heyet, uçağın yanında incelemelerde bulunuyor ve fotoğraflarını çekiyordu. Uçağı bizlerde inceledikten sonra oradan ayrıldık.”
O dönemde Kolay Merkez ilkokulu 3.4. ve 5. sınıf öğrencilerinin uçağın enkazının olduğu yere götürülmesi oldukça ilginç bir durumdur. Galip Anarat ve Kazım Önder anılarını aktarırken uçağın başında bir heyetin olduğunu çok sayıda fotoğraf çekildiğini ifade etmelerine rağmen bugün bu olayla ilgili tek kare fotoğrafa rastlanmamıştır. Ayrıca o dönemde Bafra’da çıkan yerel basında olayla ilgili tek bir haber yapılmamıştır. Bunun temel sebebi Türkiye’nin tarafsızlık politikası izlemesi, doğabilecek sıkıntılardan çekinmesiyle alakalıdır. Yapılan akademik çalışmalarda ise Bafra’ya düşen Alman Nazi uçağından hiç bahsedilmemiştir. Detaylı paylaşım ilk kez yapılmaktadır. Savaş sona erdikten bir yıl sonra, Bafrasesi gazetesinde, Bafra Mal Müdürlüğünden Tayyare enkazı adı altında satış ihalesinde şu ifadeler yer almaktadır: “Kapıkaya dolaylarına mecburi iniş yapan Almanlara ait tayyare enkazı 13.09.1946 Cuma günü yapılan açık artırmada sürülen 50 liralık pey haddini görmediğinden bir ay müddetle pazarlığa bırakılmasına karar verilmiş ve pazarlığın son günü de 14.10 1946 günü tayin edilmiş olduğundan taliplerin bu süre zarfında mal müdürlüğüne müracaatları istenmiştir.” Daha sonra uçağın enkazının akıbeti hakkında bilgiye ulaşılamamıştır.
Savaş yılları süresince Türkiye topraklarına dokuz farklı devlete ait askeri uçak zorunlu iniş yapmıştır. Bu inişler hava muharebesinde alınan hasarlar nedeniyle olduğu kadar çeşitli arızalar nedeniyle de gerçekleşmiştir. Keza savaşın sonlarına doğru Türkiye’ye iltica etmek amacıyla Türk topraklarına iniş yapan pilotlar da olmuştur. Türk topraklarına zorunlu iniş yapan uçakların mürettebatına hükümet 1907 La Haye Sözleşmesi hükümleri gereğince muamele etmiştir. Enterne edilen askerler Ankara’ya götürülürken, uçaklar çoğunlukla ulaşım yetersizliğinden dolayı iniş yaptıkları yerde tutulmuş ya da uçabilecek durumda ise Kayseri Uçak Fabrikası’na götürülmüştür. Düşerek kullanılamaz hale gelen savaş uçaklarının parçaları sökülerek hammadde olarak kullanılmıştır.
Türkiye’ye iltica etmiş, esir düşmüş olanlar, Türk ulusunun tarihsel kökeninden gelen barışçıl ve hoşgörü anlayışıyla muamele görmüşlerdir.
Sevgi ve Selamlar
30 Ekim 2023, bafrahaber.com
Emin Günaydın
Tarihçi- Sosyolog
KAYNAKÇA
Bafrasesi, 27-11-1940.
Bafrasesi, 11 KANUNİEVVEL 1940.
Bafrasesi, 5-10-1946
Hans- Jürgen Becker, Rudolf Hölling, Messerschmitt Bf 109 Unter Fremden Flaggen, Motor Buch Verlag, Stuttgart 2006.
ŞAHİN, Mehmet Serkan, “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türk Hava Sahası İhlâlleri ve Türkiye’ye Zorunlu İniş Yapan Savaş Uçakları”, International Social Sciences Studies Journal, 5/32, 2019, s. 1880-1895.
TEKE, Cevdet, “II. Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye'ye İltica Eden Deniz ve Hava Araçları”, ETÜT Dergisi, 4, 2022, s.127-148.
http://www.airkule.com/yazar/II-DUNYA-SAVASINDA-TURKIYE-DE-HAVACILIK-VE-OLAYLAR-3/1321/
MÜLAKATLAR
ÖNDER, Kazım, 15 Kasım 2022.
ANARAT, Galip, 8 Mayıs 2022.
*Araştırmanın yapılması esnasında her türlü desteği veren kıymetli dostum Erkan Yıldırım’a ve Hayrullah Yılmaz Bey’e teşekkürü bir borç bilirim.
*Enterne: İki ülke arasındaki bir savaş durumunda gemi, denizaltı, uçak, tank gibi savaş araçlarının üçüncü bir ülkeye teslim olup aracın alıkoyulması, mürettebatının ise gözaltına alınıp bir süre sonra ülkelerine gönderilmeleri şeklinde anlam ifade eden bir kavramdır
Emin hocam, emeğine sağlık, harika bir yazı. av. afşin hatipoğlu
Emeklerinize sağlık , bafra ya değer katıp geçmişin bafra sının ne kadar önemli olduğunu sizin sayenizde öğreniyoruz. teşekkürler
Haydaralan kapikaya değil, inözu köyü sınırları içerisinde. uçakla ilk temasi inözu köyü turkmenler mahallesinde yaşayan kara lakapli biri yapmış. kara 1. dunya savaşı sırasında ruslara esir düşmüş, bu nedenle biraz rusça biliyormuş. kara plotu rus zannetmis, rusça konuşmaya çalışmış, plot da bu nedenle rusya topraklarina düştüğünü zannetmis, çok korkmuş. plot ve uçak almanmiş.
Bu kiymetli katkılarınızdan dolayı teşşekkür ediyorum.kara lakaplı kişinin ismi veya akrabalarından birileri varmıdır?emin günaydın