Toplumlara, toplumların üyelerine ortak geçmişi hatırlatan, birlik dayanışma kabiliyetini güçlendiren, geleneklerin ve çeşitliliğinin devamını sağlayan unsura kültürel miras denir.
Kültürel miras, paylaşılan bir bağ, bir topluluğa ait olma anlamına da gelir. Tarihimizi ve kimliğimizi, geçmişle, günümüzle ve gelecekle olan bağımızı temsil eder.
Kültürel miras yalnızca gördüğümüz dokunduğumuz somut nesneler ile sınırlı değildir. Bu mirasın oluşumuna katkı sağlayan soyut unsurlar da vardır. Bir toplum içinde nesilden nesile geçen gelenek görenekler, geleneksel zanaatlar, tasvirler, bilgi birikimi, yetenekler gibi. İşte bu somut olmayan kültürel mirasa verilebilecek en güzel örneklerden biri de Bafra’da Ramazan ayının 14'ünü 15'ine bağlayan gecede kutlanan sele sepet top kandil şenlikleridir.
Sele sepet top kandil şenliklerinin nasıl ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır
Bu gelenek, sadece neden Bafra’da var? Bu âdeti kim çıkarmış? Bir zamanlar birlikte yaşadığımız Rum komşularımızdan mı, devşirip İslamlaştırdık? Çok net bilinmiyor.
Bu konuyla ilgili birçok rivayet vardır. Bunlardan biri de şudur:
Ramazan'ın başlangıcı ve bitişi gökteki Ay hesabına göre yapılır. Ay hesabında yıl 354 gündür. Gökte ay, hilal şeklinde görüldüğünde bu ince kenarlı bir sepete benzer. O dönemlerde ticareti elinde bulunduran bazı Rumlar, Müslüman halkı kendine çekebilmek ve alış-verişlerini artırabilmek gayesiyle daha önceden hazırlanmış ve içine mum dikilmiş sepetlerle ayı gözetlerler ve ay hilal şeklinde görülür görülmez Ramazan'ın başladığını bu sepetlerle sele sele diye bağırarak dolaşıp halka haber verirler. Ramazan ayının 14'ünü 15'ine bağlayan akşam ise gökteki ay yuvarlak yani top şeklini alır.
Bu defa ellerindeki selelerin üst kısmı da kapatılır ve top şeklini alan ve içinde mum yanan sepetlerle sele sepet top kandil diye bağırarak dolaşılır ve Ramazan'ın yarılandığı müjdesi verilir. Halk da, yarısı geçtiğine göre diğer yarısı daha kolay geçer sevinciyle bu geceyi neşeli geçirmeyi, eğlencelerle bunu kutlamayı adet haline getirmiştir.
Zamanla bu gelenek Müslümanlarca da benimsenmiş ve Müslümanlara has bir adet haline gelmiştir. Somut olmayan kültürel mirasımız arasında yerini almıştır.
Ramazan, Müslümanlar için oruç, namaz, zekat, fitre, sabır, hoşgörü, Kur’an ayıdır. Ramazan ayının Bafralı çocuklar için ayrı bir önemi vardır. O da sele sepet top kandil şenlikleridir. Bu şenlikler sadece Bafra’da kutlanır.
Sele sepet için hazırlıklar günler öncesinden yapılır kapılara gelecek çocuklara, verilmek üzere şeker alınır ve bozuk paralar hazır edilir, evde çocuğu olan hemen hemen her aile, çocuklarına kat kat görünümlü, rengârenk kağıttan yapılmış fenerler alırlar, Sele sepet şenlikleri iftar yapıldıktan hemen sonra başlar, alınan kat kat kağıt fenerler çıkarılır, ortasına mum yakılır, sokaktaki çocuklar gruplar halinde toplanırlardı. En önde küçük çocuklar arkada ise yaşça büyük olanlar bulunurdu.
Çocuklar hep bir ağızdan şu maniyi söyleyerek yürümeye başlardı.
Mahallede şenlik var,
Bize geldi etraf dar,
Sele –sepetleri alın,
Çıkın yola ey çocuklar
Bu maniyle evdeki çocuklarda sokağa davet edilirdi.
Ellerinde fenerleriyle dolaşan çocuklar, adeta ateş böcekleri gibi görsel bir şölene imza atarlardı
Sonra şu mani söylenirdi:
Haydi, hep gezelim
Şekerleri süzelim
Bu gece sele-sepet
Eylenelim, gülelim.
Çocuklar belirli bir düzen içinde evleri gezmeye başlar. Evlerin kapılarına vurup bu sefer şu maniyi patlatırlar.
Sele-sepet top kandil,
Aç kapıyı ben geldim,
Ay da yıl da bir kere,
Kapına ben geldim.
Kapılar açılır, çocuklar topladıkları şekerleri, yanlarında taşıdıkları küçük selelere koyarlar, bazı şakacı gençler ise evin yetişkin genç kızı varsa ”Eğer şeker vermezsen, Kızın almaya geldik “ diyerek mani uzatırlardı.
O akşam için şeker hazırlamayı unutanlar ise harçlık vererek çocukların gönüllerini alırlardı. “Ey! Ev sakinleri, Verin bize telkinleri, Sele sepet geçiyor, İkram edin şekerleri” manisi ile evleri ziyaret etmeye devam ederlerdi.
Kapıyı açmayanlar için ise çocukların” Açın kapınızı bize, Uğur gelir evinize ,Eğer bahşiş verirseniz, Bolluk getiririz size” şeklindeki manileri de hazırdı.
Çocuklar çok sevdikleri öğretmenlerinin kapısına gelince şu maniyi söylerlerdi. ”Domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı, Bizim hoca dünyanın yıldızı yıldızı ”
Bütün bunlar cereyan ederken küçük kazalarda yaşanırdı. Bazı çocukların fenerleri yanar ve çocuklar ağlamaya veya üzülmeye başlar. Bunu gören büyükleri hemen yenisini alır mutlu olan çocuklar şu maniyi patlatır.
Sele sepetim yandı,
Şekeri içinde kaldı,
Üzüntümü gören babam,
Bana yenisini aldı.
Bu maniler eşliğinde şenlikler tamamlanır. Çocuklar büyük bir sevinçle evlerine dağılırlar. Gecenin sonunda en çok şeker ve hediye toplayanlar başarılarını arkadaşlarına ve ailelerine büyük bir gururla anlatırlar.
Bunun yanında eskiden belediye ve askeriye tarafından fener alayları geçidi yapılır, çocuklara fenerler dağıtılır, sokakta Hacivat Karagöz gibi gölge oyunları oynatılırdı. Fakat 90’lı yıllardan sonra aslından biraz uzaklaşmıştır. Gençlerin, bulaşık telini yakıp çevirmeleri, sinek ilaçların ucuna ateş tutarak alevlendirmeleri, maytap, patlayıcı, kız kaçıran, torpil gibi patlayıcılar ile yumurta atmaları kazalara yaralanmalara neden olmuş, gecenin anlam ve önemine gölge düşürmüştür. Bu yaşanan olumsuzluklardan dolayı çocuklar sokaklara inemez olmuştur. Sele -sepet top kandilin kutlanacağı yer toplu konser törenleri, kapalı mekânlar değildir. Kutlanacağı yer sokaklardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla eski günlerine tekrar kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Atalarımızın bize miras bıraktığı somut olmayan bu kültürel mirasa sahip çıkıp, gelecek kuşaklara aktarmak zorundayız. Bafralılar olarak çocuklarımıza bu geleneği anlatmak ve yaşatmak için onlara kağıt fenerler alıp onların sokaklarda dolaşmalarını sağlayarak, kendi çocukluğumuzda yaşadığımız mutluluğu hissetmelerini sağlamalıyız.
Sele-sepet top kandil şenlikleri son iki yıl korona virüs salgınından dolayı sokakta değil, balkonlarda kutlandı.
Bu yıl Bafra sokaklarında ateş böceklerini ellerinde fenerleriyle göreceğiz.
Sevgi ve Selamlar
Emin Günaydın
Tarihçi-Sosyolog13 Nisan 22, BafraHaber.Com
Not: Yazının kaynak gösterilerek dahi kopyalanıp yayımlanması yasaktır. Yazıyı sadece başlığı ve manşet resmi ile link vererek paylaşabilirsiniz
Maalesef her şeyi yok ettiğimiz gibi bu mükemmel kültürel mirası da yok ettik!sokaklarına çocukların çıkamadığı, çocukların sokakta oynayamadığı bir şehirde sele sepet yok olmuş demektir.
Teşekkür ederim hocam teşekkür.
Bizde ışıklı mahallesi çocuklarıyız birkaç anlaşırız ile beraber selesepette gezer şeker toplandık rahmetli bir bekçi amcamız vardı her sene mendili arasimd çikolata verirdi bütün çocuklara ilk önce ona giderdik allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun eskiden hersey çok güzeldi