Bafra'nın Altın Makasları

Bafra nin altin makaslari

Değerli okurlarım bu yazımda sizlere Bafra tarihinin son 100 yıl içindeki “Altın Makasları’’ olan terzilerini yazacağım. 

Bu konu ile ilgili yazılı bir kaynak yok, fakat benim elimde babam Nazım Şahin Urfalı (Avcı Nazım) gibi bir “Bafra Cevheri’’ var. 

Babam 75 yaşında ve Bafra’nın son 60 yılını yaşayarak biliyor, geri kalan 40 yılını ise babasından, anneannesinden, dayılarından, halalarından, teyzelerinden ve diğer aile büyüklerinin anlatımlarından biliyor. 

Bafra ile ilgili bilmediği yok gibi desem yalan olmaz. Bafra’da kim kimin neyi, kim kimin akrabası, kim ne iş yapardı, hangi arazi kimindir, kim nereden gelmiştiri bildiği gibi, Bafra’nın eski yapılarını, yollarını, köylerini, muhtarlarını, esnaflarını, sizin anlayacağınız A’dan Z’ye Bafra’nın son 100 yıllık olaylarını bilir ve 1920 ve üstü doğumlu olanlarının çoğunu da bizzat tanır. Her ne kadar son 30 yıldır benimle birlikte Bodrum’da yaşadığından dolayı Bafra’da olmasa da, elinden telefon düşmez ve her gün düzenli olarak Bafra hakkında bilgi alır. 

Babamla yaptığım yine bir sohbetimde Bafra’nın en eski terzilerinin Bafra’da yaşayan gayrimüslimler olan Ermeniler ve Rumlar olduğunu anlattı. 

MAYRAM HANIM

Ermeniler ve Rumlar Bafra’dan gidince, Bafra’da gayrimüslim terzi kalmamış. Gitmeyen ve Bafra’da kalanların içinde de en tanınmışı bayan terzisi Mayram Hanım’mış. Mayram Hanım yaklaşık olarak 1890 doğumluymuş. Vefat ettiğinde de 70 yaşının üzerindeymiş. Ermeni olan Mayram Hanım çok güzel manto ve gelinlik diktiği gibi, Bafra’mızın bayanlarına elbiseler de dikermiş. Rahmetli Nenem Hacı Emine Hatun’un 1920 yıllarından sonraki terzisi de Mayram Hanım’mış. Mayram Hanım 1950 yıllarında Büyükcami Mahallesi’nde Gazi İlkokulunun karşısında Şok Marketin olduğu yerdeki Hacı Muharrirlerin evinde kiracı olarak otururmuş. Hacı Muharrirler dediğim kişiler Bafra’daki Özaydınlı Ailesinin ismidir. Daha sonra oradan çıkarak Foto Mümin’in Gazipaşa Mahallesi’nde Şehir Kulübünün (Şimdiki Müzenin 3 ev ilerisi) ilerisindeki evine taşınmış ve mesleğine orada devam etmiş.                                                                                                                                                              

MACİDE HANIM

Kadın terzilerinden Türkler içinde en meşhuru 1930’lu yıllarda Avukat Okan Çakmaklı’nın halası Macide Hanım’mış. Mansur Çakmaklı’nın kız kardeşi olan Macide Hanım Bafra’nın en ünlü ve lüks Türk Kadın terzisiymiş. 

Yine o dönemin meşhur kadın terzilerinden Bedir Hanım varmış. Bedir Hanım Derviş Urfalı’nın hanımıdır. Evleri Büyükcami Mahallesi ile Gazipaşa Mahallesinin köşesindeki evdir. O ev şu anda restore edilmiş vaziyette durmaktadır. Bedir Hanım manto terzisiymiş. Her kadın terzisi manto dikemezmiş. 

Bir de o dönemin tanınan kadın terzilerinde Sarı Ayşe varmış. Sarı Ayşe’nin evi Nalinci Hamit’in yanındaki ara sokaktaymış. 

Yine Bedir Hanım döneminde başka bir kadın terzisi Emine Yücesan varmış. Emine Hanım Vakıflar Bankası Müdürü Nafız Yücesan’ın annesi, terzi İbrahim Aydoğdu’nun da halasıymış. Evi Büyükcami Mahallesi’nde Müftü Sokak’taymış. Ayhan Karaalioğlu’nun evinin karşısındaki ev onunmuş. O evin olduğu yere şimdi bahçe içinde villa yapıldı. Bizim apartmanın da tam karşısındadır.

70’li yıllarda Sarı Ayşe’nin kalfası Mualla Karayılan varmış. Turan Karayılan’ın kız kardeşi olan Mualla Hanım da Bafra’nın iyi kadın terzilerinden biriymiş. Mualla Hanımın evi de Nalinci Hamit’in evinin gerisindeydi. 

Yine o yılların kadın terzilerinden Şükriye Yapar varmış. Elektrikçi Necmi Yapar’ın eşi olan Şükriye Hanımın evi de Bulvar Caddesi’nde Bafra Haber ofisinin bulunduğu binanın olduğu yerdeymiş.                                                                                                                                                                        

Bir de Berati Kefeli’nin kız kardeşi terzi Nedime Hanım varmış. Onun evi de yeni Pazar yerinin karşısında, Alaçam Caddesi’ndeymiş. 

Yine o yıllarda kadın terzisi Ayşe Güdelci varmış. Terzi Şadi Usta’nın kardeşinin kızı olan Ayşe Hanım’ın kocası Necmi Güdelci de terziymiş. Necmi Bey erkek terziliği yaparmış. Necmi Bey’in lakabı ‘’Sallabaş’’mış, dükkânı da Aydın Tabakların dükkânının yanındaymış. Sonra İstanbul’a taşınmışlar. Necmi ve Ayşe Güdelci’nin o yıllarda evi Asım Efendi Sokak’taymış. Yani Belediye Sinemasının arka kapısının karşısındaki köşe başındaki evmiş. 

Ayşe Hanım’ın bir de kayınbiraderi Mahmut Güdelci varmış. Mahmut Bey Bafra’da kirlenen fotör şapkaları temizler, kalıba koyarmış. 

Kadın terzilerinden yine başka bir Nedime Hanım daha varmış. Nedime Hanım Dr Fevzi Birer’in eşi Yüksel Birer’in de terzisiymiş ve Hacı Bekirlerin iki ev ilerisinde otururmuş. Nedime Hanım Bankacı Kasım Bey’in kızıymış. 

Yine 1950’li yılların ünlü bayan terzisi Abdülvahap Ayan varmış. Onun dükkânı da evinin altındaymış. Evi ise İstiklal Caddesi’nde Enver Turan’ın Efe Apartmanının yanındaki evmiş. Abdülvahap Bey’den sonraki dönemde, terzi Mehmet Aysan da Bafra’nın 1960-70’li yıllarının önemli bayan terzilerinden bir tanesiydi. Mehmet Aysan’ın dükkânı ise Büyükcami Mahallesinde Çizmeli Sokak’ta Hacı Tevfiklerin Konağının karşısındaydı.                                                                                                                                                                      

Burada kadın terzilerinin evlerinin yerini tarif etmemdeki amaç, Kadın Terzileri dükkân açmaz bu zanaatı evlerinde yaparlarmış.                           

ŞADİ BİÇER

Bafra’nın Türk olarak en eski meşhur ve bilinen erkek terzisi ise Şadi Biçer’miş. Şadi Usta 1915 yılından 1950’lere kadar Bafra’da terzilik yapmış. Şadi Usta Tekel’de veznedar olan Sedat Biçer’in ve Terzi Ahmet Biçer’in babasıymış. Aynı zamanda Saatçi Nevzat Kabaş’ın da annesinin babası yani dedesiymiş. Soyadı Kanununda terzi olduğu ve kumaş biçtiği için “Biçer” soyadını almıştır. Şadi Usta aynı zamanda 1925 yılından itibaren de Bafra’nın gençleri arasından birçok terzi kalfası da yetiştirerek gelecek nesillere bu mesleği aktarmıştır. Şadi Ustanın dükkânı Kuyumcular arastasında Bekir Tokalak’ın eski dükkânının yanıymış. Yani Kahveci Yusuf’un karşı köşesindeymiş.                                                                                                                                

Yine 1920 yıllardan itibaren Alptekin, Alpay ve Ahmet Ahıskalı’nın babaları İsmail Ahıskalı da Bafra’nın en önemli ve en meşhur erkek terzisiymiş. İsmail Ahıskalı daha sonraki yıllarda Kumaş tüccarlığı da yaparak bu zanaatı sürdürmüş ve o da birçok kalfayı Bafra halkına terzi olarak yetiştirmiş. 

1920-1970 yılları arasında birçok terziler makaslarıyla, mezuralarıyla, iğne iplikleriyle ve makinalarıyla “Bafra’nın Altın Makasları” olmuşlardır.                                                                                        

Bunları sırasıyla yazmak çok zor ama tarih tarih veya dönem dönem yazmak gerekiyorsa; mesela 1950’lerde Terzi Kemal varmış. Lakabı ‘’Yetimin Kemal’’ olan Kemal Usta ayakkabıcı dilsizin abisiymiş. Hanımı Melahat Hanım da onunla beraber aynı dönemlerde kadın terziliği yaparmış. Gazipaşa Mahallesinde Şehir Kulübünü yanında evleri varmış. O ev hala duruyor ve şu anda sanırım kızı ve torunları oturuyor. 1974 yılında Bafra Emniyet Amiri Cemalettin Erdem Bey o evde kiracıydı. 

Yine o yıllarda Terzi İbrahim Ünsal varmış. Mehmet Kemal Ünsal’ın babası olan İbrahim Usta ile İsmail Ahıskalı aynı dönemin terzileriymiş. İbrahim Usta, Şadi Usta’nın kalfasıymış. 

Yine o yılların sonuna doğru yetişmiş iki ünlü terzi daha varmış. Bu kişiler ise İbrahim İlik ile Burhan İlik’miş. Burhan İlik’in dükkânı Recep Kaya’nın İmren Lokantası yanındaki eski iş yeriymiş. Recep Kaya’nın babası Terzi Şakir Kaya, Burhan ilik’in kalfasıymış. Burhan İlik terziliği bırakınca Şakir Kaya o dükkânı ustasından devralmış ve zanaatını orada 1980’li yıllara kadar devam ettirmiştir. İbrahim ve Burhan İlik kardeşler terzi oldukları için soyadı kanununda İlik soyadlarını almışlar. Kardeşi İbrahim İlik’in dükkânı da Şekerbank’ın ilerisindeymiş. Daha sonra İbrahim İlik Bafra’daki terzi dükkânını kapatarak Samsun’a gitmiş ve zanaatına orada devam etmiş.                                                                                                                        

1940’ların başında yine o dönemin tanınmış terzilerinden Muharrem Var ve Kalfası Enver Özer bulunuyor. Muharrem Var Alman Harbinden sonra terziliği bırakarak Manifatura Tüccarlığına başlamış. Aynı zamanda da Kalfası Enver Özer’le birlikte İmren Lokantasını açmışlar. Ustasıyla birlikte terziliği bırakan Enver Özer, ustasıyla beraber İmren Lokantasını işletmeye başlamış. Daha sonra Muharrem Var lokantayı ortağı Enver Özer’e bırakarak Samsun’a gitmiş ve Mecidiye’de manifatura mağazası açmış. Enver Özer ise İmren Lokantasını işletmeye devam etmiş. Enver Özer, İmren Lokantasının sahibi rahmetli Mehmet Özer ile Cemil Özer’in babasıdır. Onlar da babalarından sonra restoranı yıllarca çalıştırdılar. Muharrem Var’ı Bafralılar ‘’Kolaylı Muharrem’’ lakabıyla tanırlar. Muharrem Var’ın terzi dükkânı Doktor Fevzi Birer’in yazıhanesini altındaymış. Muharrem Var benim en büyük teyzem Nevin Var’ın da eşidir.                                                                                              

Daha sonraki yıllarda ise terzi Hasan Düzbal, İsmail Nayır, Osman Ölmez, Üzeyir Gönül, Sefer Özbek’in isimleri duyuluyor. 

Terzi İsmail Nayır’ın dükkânı İmren Lokantasının çaprazında, Taş Petek Kahvesinin karşı köşesindeymiş. İsmail amca daha sonraki yıllarda terziliği bırakarak Büyükcami Mahallesi Muhtarı olmuştur. İsmail Nayır aynı zamanda Bafra’nın hem kadın hem erkek terziliği yapan tek kişisidir. Erkek terziliğini bıraktıktan sonra Çizmeli Sokak’ta bayan terzisi dükkânı açmıştır. 

Yine o yıllarda Terzi Sefer Özbek varmış. Dükkânı da Özmenlerin İş Merkezinin yanındaki yolun olduğu yerdeymiş. Eskiden orası yol değil dükkândı. O yol 70’li yılların sonuna doğru iş merkezi yapılınca açıldı. Sefer Özbek Tabakhane Muhtarı Terzi İbrahim Aydoğdu’nun ustasıymış. Terzi İbrahim Aydoğdu, Sünnetçi Yücel Aydoğdu’nun abisidir. 

Yine 50’li yıllar ile 70’li yıllar arasında terzi Kemal Cırıl varmış. Sinemacı Kenan Cırıl’ın abisi olan Kemal Usta’nın dükkânı Gazipaşa’da Keresteci Memduh Aksu’nun kereste dükkanı yanındaymış. Kemal Cırıl’ın bir de kalfası varmış. O da daha sonra Foto Müminin evinin yanına, babası Taşçı Osman Usta’nın evinin altına dükkân açmış. Bafra’mızın eski İğnecilerinden Faik Amca’nın da kayınbiraderiymiş. Şehir Kulübünün olduğu sokak Gazipaşalı terzilerin olduğu sokakmış.                                                 

O yıllarda bir de Trabzonlu Terzi Nusret Ergünal varmış. Nusret Usta’nın dükkânı da şimdiki Kuyumcu Turgut Şahinol’un dükkânının olduğu yermiş. Nusret Usta 1960’lara kadar terzilik yapmış. 

Yine o dönem onun arkadaşı Terzi Osman Ölmez de varmış. Osman ve Nusret Usta’nın 1937 yılına ait Terzi dükkânı önünde beraber çekilmiş fotoğrafı da var. 

Terzi Üzeyir Gönül ise Mühendis Sabri Gönül’ün babasıdır. Üzeyir Gönül de Hacı Muharrirlerin kiracısıymış. Dükkânı şimdiki Belediye Hamamının arka köşesindeymiş. Sonradan tenekeciler arastasına taşınmış. 

Yine o yıllarda Tabakhane Mahallesi’nde Terzi Karabağlı varmış. Karabağlının dükkânı şimdiki Akbank’ın karşısındaymış. Nafız Kaya’nın evinin sokağına giren aranın köşe başının yanındaki ikinci dükkânmış. 

Terziler genelde bu yıllarda hep çarşıdaymış. Bir de Kaydalapalı Mustafa Usta varmış. Onun dükkânı da Hüseyin Saral’ın kahvesinin yanındaymış.                                                                            

Eski insanlar elbiseye çok düşkünmüş. O yıllarda konfeksiyon olmadığından dolayı elbiselerini, mantolarını, takım elbiselerini ‘’Bafra’nın Altın Makasları’’ olan bu zanaatkarlara diktirirlermiş. İkinci el elbiselerini ise Kör Salim’e sattırırlarmış. Kör Salim ikinci el elbise satarmış. Salim Bey Saraç Yusuf’un babasıymış. İkinci el veya giyilmemiş elbiseleri seyyar olarak gezer satarmış. Üst üste üç dört ceketi giyer veya elinde taşıyarak elbiseleri, ceketleri, mantoları seyyar olarak gezer ve ihtiyacı olanlara düşük fiyatla satarmış.                                                                                                                                             

Bir de şimdiki Derbent Barajının orada, İnözü Köprüsünün başında terzi Salih Usta varmış. Salih Usta,  İsmail Ahıskalı’nın kalfasıymış. Terziliği Ahıskalı’dan öğrenip, köprübaşına daha sonra dükkân açmış. O köprü şimdi baraj sularının altında kaldı. Salih Usta yukarı köylülerin elbiselerini dikermiş. 

Erkek terzileri ikiye ayrılırmış. 70’li yıllarda Samsun’da meşhur olan Kürkçü Rauf’un babası terzi Hüseyin Bey de 60’lı yıllarda Bafra’nın tanınmış pantolon terzisiymiş. Kuyumcular arastasında Kuyumcu Faysal’ın karşısında dükkânı varmış. 

Yine 60-80 arası Bafra’nın ünlü terzilerinden Alaattin Kesici vardı. Alaattin Bey’in dükkânı önceleri, İmren Lokantasının karşısındaki Bakkal Muammer’in olduğu yerdeymiş. Daha sonra Bektaşların manifatura dükkânının karşısına taşınmış. Alaattin Kesici son zamanların en meşhur erkek terzisiydi.                                                                                                   

Eski insanlar takım elbiseye çok önem verirlermiş. Rahmetli dedem Ahmet Başkaya yeni yaptırdığı takım elbisenin pantolonunda çift ütü izi var diye hiç giymeden Kör Salim’i çağırıp elbiseyi sattırmış. Gidip başka terziye başka elbise yaptırmış. 

70’li yıllarda bir de Gömlekçi Fevzi varmış. Dükkânı Derviş Efendi Sokağın girişindeymiş. 

Yine 55-70’li yıllarda Terzi Naci Karael varmış. Onun dükkânı da Şekerbank’ın üç dükkân ilerisindeymiş. 

Bir de Şoför Naci’nin kardeşi terzi Rasim Müderrisoğlu varmış. Dükkânı da Yüncü Hacı’nın yün sattığı yerin yanındaymış. Rasim Usta’nın dükkânı 1950’den beri oradaymış. 

Bir de yine o yıllarda tanınmış terzilerden terzi Ahmet varmış. Ahmet Usta Pamuklardanmış. Onun için ona ‘’Pamukların Ahmet Usta’’ derlermiş. Pamuklar dediğimiz terzi Mualla Karayılan’ın anneannesi tarafının lakabıdır. Evleri Büyükcami’de Emin Gülcü’lerin karşısındaymış. Ahmet Usta 1950’lerin terzisiymiş. Bektaşların Manifatura dükkânı yanında dükkânı varmış. 

Bir de terzi Saim Usta varmış. Saim Usta, Şevki Bektaş’ın kayınpedereymiş. Dükkânı Balıkçılar Çarşısında, Balıkçı Karacanın Osmanın karşısıymış, yani Kalayların arka tarafındaki dükkânmış. 

Yine 50-80 arası Bafra’nın tanınmış Gömlekçisi Dursun Bey varmış. Onun dükkânı da Mahmut Barutçu’nun kumaş mağazasının karşı köşesindeymiş. Daha sonra oraya Alaattin Kesici taşınmış. 

Yine 1950-70 arası Terzi Mehmet Erol varmış. Mehmet Erol terzi İbrahim Ünsal’ın kalfasıymış. Onun dükkânı da şimdiki Vakıflar Bankasının karşısındaymış.                        

Yine 1950-70 arası Terzi Mehmet Özsaraç bulunuyormuş. Şapkacı Burhan’ın abisi olan Mehmet Bey’in dükkânı da Özmenlerin iş merkezi yapılmadan önceki yerdeymiş. Yan yola yakınmış. 

Yine o yıllar arasında terzi Hüseyin Pınar bulunuyormuş. Onun dükkânı da evlerinin altındaymış. Hüseyin Pınar’ın evi Aslanlı Köşkün arkasındaki evdir. Yani şu an bağlamacının yanı başı…                              

Bu terziler 1925’li yıllarda ve sonrasında Kumaşı İstanbul’dan getiren Osman Kefelinin ve öğretmen Geyvan Kefeli’nin babası Yakup Kefeli ve amcası Mehmet Kefeli, Aytekin Barutçunun babası Mahmut Barutçu, Bafralı Gazeteci Hüseyin Baş’ın babası Nazım Baş, Kamil Yeni ile İsmail Ahıskalı’dan ve Nafız ve Nail Kurt’un babası Ömer Kurt’tan alırlarmış. 

Bu kişiler Bafra’nın o dönemlerin kumaş tüccarlarıymış. Bu kişiler vapurla İstanbul’a giderler, kumaşları alıp vapurla da geri gelirlermiş. 

O yıllarda İngiliz ve merinos kumaşları revaçtaymış. Bir takım elbise yaklaşık bir hafta veya en geç 10 günde terziler tarafından dikilir ve teslim edilirmiş. Dikim esnasında birinci prova, ikinci prova ve kol provası yapılırmış. Nafiz Kurt’un abisi Nail Kurt ise Kumaş Desinatörüymüş ve İngiltere’de bu konuda eğitim almış.                                                                                                         

Yine 1937’li yıllarda Bafra’ya İbrahim Kolbaşı tarafından Singer Bayiliği alınmış ve Bafra’nın genç kızlarına dikiş makinası kullanması öğretilmiş. Bu dikiş makinası kullanımının yaygınlaşmasıyla elle dikilen işler makinayla dikilmeye başlandı. 

Benim rahmetli babaannem Zahide Çizmeli’nin 1934’te bekar olduğu genç kızlık döneminde Singer Dikiş makinası varmış. Babaannem terzi değilmiş ama dikim işini çok sevdiğinden dolayı babası Salim Çizmeli, 1934 yılında kızına hediye olarak İstanbul’dan Singer dikiş makinası alıp getirmiş. O Singer dikiş makinası hala sağlam vaziyette bizde duruyor. Singer dikiş makinalarının İstanbul’a ilk geliş tarihi ise 1904 yılıdır. Singer Türkiye’ye gelen ve bayilik veren ilk yabancı şirkettir. 

Ahmet Faruk Urfalı 

8 Ocak 2018 Salı, BafraHaber.com

  • BafraHaber Yorum
  • Bafra'nın Altın Makasları içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 2
User defaultYorum Id: 107385
05 Aralık 2020
20:14
  • Yorum Id: 107385
  • 05 Aralık 2020
  • 20:14

Bafra nın altın makaslarında yazmadığınız hüseyin pınar 'ın eşi müzeyyen pınar da var .o da evde kadın terziliği yapar dı. terziliği de sizin de yazdığınız emine hanım dan öğrenmiştir. 50 yıl dikiş dikmiştir.

Cevap
  • Yorum Id: 178748
  • 23 Mayıs 2023
  • 17:51

Birde terzi eyup erkoc vardi

User defaultYorum Id: 107425
06 Aralık 2020
06:37
  • Yorum Id: 107425
  • 06 Aralık 2020
  • 06:37

Yine bafrada gazipaşa mahallesi'nde gazeteci vural dilmaçın matbaasının karşısında köşede bayan tersisi olan mustafa ve hüseyin uysaler isminde iki kardeş vardı bunlarda bafraya mübadil olarak gelmiş terzilik mesleğini 70 li yıllara kadar sürdürmüş kişilerdir.