Anneler gününe

Phiadelphia’lı küçük Anna Jarvis, 1906 yılının 9 Mayıs günü annesini kaybetmiş, bu ılık Mayıs sabahında kalbi yanmış, tutuşmuştu. Her çocuk gibi oda annesinin ölümüne çok üzülmüştü. Geçen günler, haftalar, aylar hatta koca bir yıl bile üzüntüsünü unutturamamıştı. 1907 yılının 9 Mayıs günü, annesi için küçük bir anma töreni düzenledi.Annesinin unutulmasını istemiyordu. Bütün annelerin unutulmaması, her yıl belirli bir günde anma törenleri düzenlenmesi için öğretmeninden yardım istedi, Küçük Jarvis ile öğretmeninin çabaları kısa zamanda olumlu sonuçlar verdi. Washington’daki kongre, bu düşünceyi beğenmiş ve 1914 Mayıs’ının ikinci pazarının anneler günü olarak tesis ve resmi tatil ilan edilmesine karar vermiştir. Böylece önce Amerika’da başlayan ‘Anneler günü’ bütün dünyaya yayıldı.

             Yurdumuzda’da Türk Kadınlar Birliği’nin girişimi ve önerisi üzerine 1955 yılından beri, Mayıs ayının ikinci Pazar günü ‘Anneler Günü’ olarak kutlanmaktadır.

            İşte ‘Anneler Günü’ nün böylesine hüzünlü bir öyküsü var. Annelik öyle samimi, öyle katıksız, öyle karşılıksızlık bir şeydir ki , halis safi sevgi ve muhabbet insanın hamurunda ve bütünüyle annelerde mevcuttur. İşte bu halis sevginin yuvası, annenin şefkat dolu yüreğidir. Anneler bu şefkat sırrı ile, çocuklarına karşı olan sevgilerine bir ödül, bir rüşvet istemediklerinin delili ebedi saadetlerini  sadece çocuklarının mutlulukları üzerine kurabilmeleridir. Çocuğun sevilmesi için hiçbir şey gerekmez, çünkü annenin sevgisi koşulsuzdur.

        Düşünsenize bir anne bebeğini 9 ay karnında taşıyor, bin bir zahmetle doğuruyor, sütüyle sevgi ve şefkatle çocuğunu besliyor, adım adım büyümesini her halini tavrını nakış nakış yüreğine işliyor. Kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayana kadar süren bir mücadele. Daha da ötesinde ana- babaların gözünde evlatların hiç büyümemesi, her zaman çocuk olarak kalmaları, büyüdüm artık dediğinde bile, ‘hele bir anne veya baba olun o zaman anlarsınız çocuklar hiç büyümez’ diye tekrarladıkları kelime.

             Aynen dedikleri gibi çocukken hiç sevmediğimiz bu kelime gün geliyor birde bakıyorsunuz sizin dilinizde ve çocuklarınıza söylüyorsunuz. Anne olmakta çok güzel bir duygu, aslında çocuk olmakta, Küçük mutluluklar çok büyük mutluluklara dönüşebilir, önemli olan hatırlanmaktır sadece, hatırlanmak küçücük bir mutluluk, sarılıp kucaklaşmayla büyük mutluluğa dönüşür. Anne olamayan kadınlar, hiç önemi yok, çünkü kadınlık başlı başına ince duyguları içerir, her kadın da ister doğurganlık özelliği olsun ister olmasın annelik içgüdüsü ve merhameti taşır, sevgi vermek önemli olan.

              Aslında bugün acıları ve sevinçleri beraberinde hatırlatıyor. Hem annelerini kaybetmiş çocukların, hem de çocuklarını kaybetmiş annelerin acıları deşiliyor. En acısı da hepimizin refahı için şehit olan Mehmetçiklerimizin, güvenlik güçlerimizin, annelerinin acısı.

 

         Gelin  farklı bir şey yapalım, anneleri olmayan çocukları sevelim bu kez,   sokak çocuklarının, küçük yaşta çalışmak zorunda kalan emekçi çocukların başını okşayalım, yanağına bir öpücük konduralım, çocuk yuvalarındaki kimsesiz çocukları sevelim.

              Çocuklarını yitirmiş şehit annelerinin anneler gününü kutlayalım, çocuklarının yolunu gözleyen huzur evindeki annelerin anneler gününü kutlayalım, hiç çocuğu olmayan annelerin anneler gününü kutlayalım, yapayalnız kalmış annelerin anneler gününü kutlayalım. Kapitalizmin yemi olmadan, geçim sıkıntısı, hediye sıkıntısı falan külfet oluşturma korkusu taşımadan, yanağına konduracağınız bir öpücük yeter annelere, emin olun( ama yine de cimrilik yapmadan ufacıkta olsa bir hediye alın bence, her ne kadar almayın gerek yok deseler de beklerler ) latifeydi tabi ki. Tüm kadınların anneler günü kutlu olsun.

 Sevgiyle Kalın

  • BafraHaber Yorum
  • Anneler gününe içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0