Çamaş ve Onun 3 numaralı yönetimi yazdıklarımızdan rahatsız olmuş…
Ben zaten rahatsız etmek hatta acıtmak istemiştim.
Rahatsızlık tamam, devam ederlerse acıtacağız da…

Büyük Başkan Haber Gazetesinde “Bize kimse akıl vermeye kalkmasın” diyerek büyük bir gaf yaptı.
İkinci bir yazı ile de durumu kurtarmaya çalıştı.

Büyük Başkan, babasının parası ile takım kurup yönettiği güne kadar eleştirilere açık olmalıdır ve olacaktır da…

Zira kulübün adı her ne kadar 1930 Bafraspor olarak değişse de; başta Bafra Belediyesi’nin paraları olmak üzere Bafra Halkının paraları ile yaşamaktadır.
Bafra Belediyesinden aktarılan paralar da Bafralının su, çöp, emlak vb. gibi vergilerinden toplanan paralardır.

Şunu unutmayalım ki;
BAFRASPOR’A HARCANAN PARALAR, YUKARIDA SAYDIĞIM VERGİLERDEN BELEDİYE KASASINA GİREN NAKİT PARALARDIR.
 BELEDİYENİN YATIRIMLARI DA, İLLER BANKASINDAN, ÖZEL BANKALARDAN ALINAN KREDİLER İLE GERÇEKLEŞMEKTEDİR.

ÖZETLE: NAKİT PARA İLE SPOR, BORÇ İLE YATIRIM YAPMAKTAYIZ.
Sadece bu konu dahi sayfalarca yazmamızı, günlerce kamuoyunu meşgul etmemizi gerektiren acı bir tablodur.

Akıl vermek konusunda posta koyan Zoraki Başkan yanlışı gördü ve Pazar günü basına servis ettiği yazılı basın açıklamasının son paragrafında “eleştiri hatta tavsiye niteliğindeki yorumlara saygılı olduğunu” beyan etti.
Belli ki birileri, “Dur celallenme Çamaş, haddini bil, Bafraspor’un başkanısın, babanın takımının değil. Hesap da vereceksin, eleştiri de çekeceksin.” demiş.

“Veremeyeceğimiz hesap da yok” demiş zoraki Başkan…
Ama hesap verdiği de yok…
“Hesap verdiği de yok” derken yanlış anlaşılmasın
Zoraki Başkan, bu konuda henüz güvenilir.

Ancak sevgili komutanımın ünlü bir sözü vardı.
“Güvenmek kontrole mani değildir” der ve çok güvendiği beni denetlerdi.
Ben bu sözü kendime şiar edindim.

Velhasıl, siz de denetlenmeli, hesap vermelisiniz.

Ben yukarıda “hesap verdiği de yok” derken şunu kastettim:
Kulübü tek adam olarak yönetiyorsun.
Herkes gidiyor, sen oradasın…
Sanki herkes kötü bir tek sen iyisin.

Sonuç iyi yönetemiyorsun.
Tekrarında fayda var Bafra’nın parası ile hovardalık yapıyorsun(uz).

Basit bir hesapla, 3. Lig’deki bir takımı aldın Bal Ligi’ne düşürdün.
Hem de bunu öyle pahalıya yaptın ki, adını trilyonlar koydum.
Kimse sana hesap sormadı,
Sen de kimseye hesap vermedin.
İşin doğrusu ben bu konuyu başka bir yazıya bırakacağım.
Şu senin ünlü dönemini iyi bir masaya yatıralım. Ama herkes bilsin ki bu dönem ayrıca Zihni Şahin Dönemidir ve bütün günahların, onun da boynuna asılacaktır.

Yukarıda “Zoraki Başkan” ve “Büyük Başkan” yakıştırmalarında bulundum.

Haber Gazetesindeki yazıda çoook büyük bir başkan havasındaydın.
Yönetmeyi biliyor, futbolu biliyor, olaylara vakıf ve kendinden emin…

Sonraki yazıda ise zoraki Başkan kostümünü giymişsin.
Ben istemedim, zoraki oldum diyordun açıkça…

------------------------------------------------

Şimdi sıra geldi ne amaçla yazıldığını anlamadığın kelimelere.
Bunlardan sadece “siz her beğenmediğinizi pavyondaki karı gibi gönderecek misiniz`” cümlesine kısa bir açıklık getireceğim. O da kadınlardan yana…

Bu yakıştırmada amaç asla ve kat’a kadınları aşağılamak değildir.
Anlatılmak istenen oldukça açıktır.
Sorumsuzluk ve keyfilik içindeki yönetimin tavırları hovardaca görülmüş ve hovardaların mekanı pavyondan ironik bir betimlemede bulunulmuştur.
Gönderilen değil gönderene ve göndermedeki lakayt tavırlarına, sorumsuz, keyfi davranışlarına dikkat çekilmiştir.
Teşbih yapılmıştır anlayana…

Yazdıklarımı veya tarzımı beğenmeyebilirsiniz.
Beni eleştirebilirsiniz.
Şunu unutmayın ki; Ben eleştirilerimi, yüz yüze gelebilecek ayarda yaparım.
Biraz da hitap ettiğim kitleye göre.
Yani seviyemden değil seviyeden yazarım.
Seviyeden yazarım ki; anlaşılsın…
Bazen o seviyenin de altına inerim.
İnerim ki; iyi anlaşılsın…

Kantarın da topunu kaçırmışsam bilerek yapmışımdır.
Yüzlerini de bir daha görmemek üzere yazmışımdır.

Durun! Sizinle daha çok yüz yüze geleceğiz.
---------------------------------

Yazıyı uzatmayalım, kolanın kapağı açıldı ne de olsa.
Gazı da çok kaçmadan sonraki yazılara bırakalım Çamaş Yönetimini.

Ali İhsan Başaloğlu
Editör