Siz ki ölürüz de düşürmeyiz dediniz Bafra Belediyespor`u

İsmail Hocam geçen ay yani ölümünün 1. Ayında Sedat Hoca ile yaptığı konuşmada Unutulduk mu Hocam diyerek öldüğümüze mi yanalım unutulduğumuza mı diyerek serzenişte bulunmuştu.
Aradan bir ay daha geçti. Bazıları bilir ve bekler şimdi söz verdiğimiz gibi bir yıl boyunca her ayın 25 inde bir yazı ile sizlere hatırlatacağım bu acı ve kanlı günü.
Bu yazı hem acı duymak isteyen, bu acıyı unutmak istemeyen gerçek dostlara hem de yeter artık uzattın, ne gerek var bu kadar kaşımaya diyenlere.
Hocalarımız öldürüleli tam 2 ay oldu.
Bu zaman içinde kırkları okundu, elli ikileri okundu, Seval Hanım Ankara’dan Bafra’ya geldi, Hocalarımız adına Halı saha turnuvası başlatıldı, Belediyenin önüne dev bir poster asıldı, Beşiktaş Hocası Ertuğrul Sağlam ve TFF Başkanı Hasan Doğan Bafra’ya geldi.
Her şey ne kadar güzel.
Bir ay içinde neler yapılmış neler.
Bak gördün mü İsmail Hocam hiç de unutmamışız sizi

Hep sen şaka yapacak değilsin ya bu kez de ben yapayım.
Yukarıda pek çok şey yapıldı görünmesine bakmayın samimi olarak hiçbir şey yapılmadı.
Şimdi bunların bazılarını mercek altına alalım, bir şeyler daha ekleyelim.
Sedat Hocamın eşi Seval Abla dağ gibi kocasının devrilişinin kırkıncı gününde mevlit yapmak üzere Samsun’a geldi. İsmail Hocamın eşi Leyla Ablam ile beraber Samsun’da cenaze namazı kıldığımız camide Mevlit okundu. Mevlide davete kulüpten birkaç kişi iştirak etti.
Yanisi, bu mevlit aileler tarafından yapıldı.
Çünkü kayıp onların kayıbı, acı onların acısı…
Gelmişken Bafra’ya da geldiler.
Hem Emniyette ifade vermek hem de Belediye Başkanı ile görüşmek.
Görüştüler… Kısa ve kısa. Hepsi o kadar.
Sağ olsunlar büromuzu da ziyaret ettiler.
Görevimizi yerine getirdiğimiz için teşekkür ettiler.
Yüreği yanık iki eş el ele içeri girdiler, el ele dışarı çıktılar.
Hallerinden başkası anlayabilir miydi`
İkisi de kocalarını, hem de dağ gibi, aslan gibi kocalarını
Bafra’da kahpe kurşunlara hedef yapmışlardı.
Biz nasıl anlayabilirdik ki onların acısını.
Ne karılarıyız ne de çocukları.
Nasıl anlayabiliriz ki…
40 gün boyunca sessizce oturan Seval artık sinirliydi…
Hiç kimse sırtımızı sıvazlamadı diye başladı.
Başkanlarınız 20 sonra yanımıza geldiler bu süre içinde bir kez aramadılar.
Sedat’ın görev yaptığı tüm yerlerin başkanları tek tek bizi aradılar ama sizinkiler aramadı, dedi.
Hatta şunu da eklememi istedi özellikle, Kaymakamınız da bir kez aramadı. Bu cenazeler Bafra’nın cenazesi değil miydi, dedi.

Daha neler neler…
TURNUVA
Bir şeyler yapmak lazım.
Geçen sene bir bahar turnuvası düzenlenmişti.
Haydi, bunu ikileyelim hatta Sedat Gezer ve İsmail Kurt anısına diyelim.
Öylesine bir turnuva katılımcılar hariç.
Geçen seneye oranla büyük bir katılım oldu kurumlar arasından. Hepsine teşekkür ederim.
Ama öylesine bir turnuva işte.
Açılış maçına kimsenin gelmediği, mahalle maçı gibi başlayan bir turnuva.
Kim mi gelmeliydi`
Bafra Belediye Başkanı, yoksa vekili, Bafra Belediyespor kulübü Başkanı yoksa yardımcısı.
Hiçbiri yoktu işte.
Ama biliyorum kapanışına gelecekler en azından.
Geçen sene de gelmişlerdi zaten…
Hazır tam zamanı iken turnuvanın adını Sedat Gezer ve İsmail Kurt turnuvası veremediler.
Bunu düşünememişlerdir,
Başka bir şey olsa onların adına da sayamazlardı bu turnuvayı.
DEV POSTER
Nihayet 35 gün sonra doğru bir şey yapılmış, Bafra Belediyesinin önüne Abdullah arkadaşımızın ölümsüzleştirdiği o resim dev boyutlarda asılmıştı.
O resme bakıp içime bir ağlama hissi vurunca rahatlıyordum sanki. Sanki yapabileceğim tek şey buydu.
Hocalarım beni görüyor, hocalarım ben üzüldüğüm için seviniyor.
Artık başka ne bekleyebilirler ki.
Onlara verebileceğimiz en güzel şey, ağlamak, üzülmek, özlemek.
Amanım o da ne`
Resimler sadece 12 gün sonra kaldırılmış belediyenin önünden.
Yazdık bir yazı sorduk gitti. Ne gelen var ne giden.
Duyduk birkaç kelam söylemeyelim.
Söyleyelim safane bir tanesini.
Neymiş efendim, birileri o resme bakınca çok üzülüyormuş da o yüzden aramışlar belediyeyi
Her derde derman belediye halkına üzüntü çektirir mi hiç.
Hemen indirivermiş aşağıya resmi.
Amanım siz üzülmeyin yeter ki.
Bu arada siteden de yetiştirdi birileri
Simitçinin kâtibi mi deseeem, ya da kim…
Resimler ömür boyu mu kalacaktı orada, demez mi adam.
Adam dediğime bakmayın lafın gelişi.
Kim bu, simitçinin mi katibi, yoksa kimin necisi…
 
 
 
ELLİİKİ
Derken elli iki mevlitleri yaklaştı hocaların. Sorduk soruşturduk var mı bir plan.
Yokmuş. Elli ikisi okutulmayacakmış Belediye tarafından.
Belediye mevlit mi okuturmuş hem.
Oysa döşenenler vardı bizim ünlü yorum bölümümüze…
Neler yapıldığını anlatan yalakalar ya da görevliler.
Yok federasyona baskı yapılmış da falanca para ödenmiş, bir daha baskı yapılmışta diğerleri ödenmiş.
Turnuva başlayacakmış, elli ikisi okunacakmış.
Belli içerden biri, yazmayı da biliyor…
Elli ikisi de okunmadı.
Yalan yok bizim de gücümüz yetmedi.
İmama para ver, şekere para, gülsuyuna para…
Sokağa çıkıp toplasak dedik.
Burası Bafra, rezil olmak bedava.
Yine bu haberin altına yorumlardan bir örnek,
Mevlitleri cenaze sahipleri yaparmış.
Doğru ya. Bana ne babam değil, amcam değil.

Sabah olmuş yine yazı uzadı.
Zaten cinayet haberi veya spor haberi gibi çok da okunmuyor. Yorum desen ona keza.
Unutturmayalım diye yazdık işte.
Bu kez de ağlatmayalım, kızdıralım dedik birilerini.
Yeter artık diyenlere inat her ayın 25 inde değişik bir pencereden unutturmayacağız sizlere.
Sevgili Hocalarım, sizleri unutmayacağız, sizleri unutturmayacağız.
Siz ki ölürüz de düşürmeyiz dediniz Bafra Belediyespor’u.
  • BafraHaber Yorum
  • Siz ki ölürüz de düşürmeyiz dediniz Bafra Belediyespor`u içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0