Kurumsallaşamayan kurumlar ve basınla ilişkileri

Kurumsallasamayan kurumlar ve basinla iliskileri
Bir önceki Bafra Kaymakamı Ali Katırcı ile ilk temasım, “katılmadığım basın ile tanışma toplantısı” sonrası olmuştu.
Kaymakam Katırcı sabah saat 08.30`da basınla tanışmak amacı ile kahvaltılı basın toplantısı düzenlemiş, ben de çok erken olduğu düşüncesi ile kahvaltıya katılmamıştım.
Bu tür kahvaltılar her yerde en erken 9`da yapılır, 10`da yapılanları dahi görülmüştür. 

Katırcı ile başka bir kahvaltıda bir araya geldik. Neden gelmediğimi köşemden kısaca yazmıştım ama çok merak etmişler daha detaylı anlattım.
Katırcı, yeni gelmişliğin heyecanı ile belki de farkına varmadan, basın mensuplarına hafif davranmıştı. Bizimkiler de bu hafife almaya tam tekmil katılarak karşılık vermişlerdi.

Yeni Bafra Kaymakamı Halis Arslan`ı Bafra Haber ekibi ile (Yazarı, çizeri, editörü, muhabiri, yayın yönetmeni, reklam direktörü) ziyaret ettik.
Kurumsal kimliğimiz ile Kaymakam Arslan`a boy göstermek istedik.
Ama olmadı...
Sayın Kaymakam Arslan, farklı basın kuruluşlarında çalışan iki arkadaşımızı özel olduğunu sandığımız ziyaretimize kaynak yaparak keyfimizi kaçırdı.
Doğrusu biraz bozulduk.Onlar için de bizim için de hoş olmadı.
Kim bilir, belki de Kaymakam Bey bu şekilde davranarak bize boyunu göstermek istedi...
Ziyaret de zaten şiir, kitap arasında sulandı gitti.

Ziyarette, kaymakamlık ve basın ilişkileri arasındaki koordinasyon bozukluğu hakkında da bir şeyler söyleyecektik ki, ona da fırsat olmadı... 

Bafra`da ciddi bir kurumsallaşma sorunu yaşıyoruz.
Kurumlar artık yöneticilerinin karakterleri ile yönetiliyor.
Kurum kültürü kavramları anlamsızlaştı.
Basın da; samimiyetsiz şahıslar ve tek tabanca gazeteciler yüzünden “kurumsallaşamamaktan” nasibini tam aldı.
Bir çeşit körler sağırlar birbirini ağırlar durumu...

Kaymakam Ali Katırcı`nın daire amirlerine verdiği protokol dersini hatırlarsınız...
Hatta bu toplantıda bir ileriye gidilmiş ve çatal bıçak kullanma adabı dahi anlatılmıştı.
Müdürlerimiz çok kızmışlardı ama haksızdılar.
Protokol denilince biraz dikleniyoruz ama
Protokol; gelenek, örf, adet, norm denilen davranış kuralları değil midir?
En liberal olanımızın dahi sınırları yok mudur?

Bu yazıyı yazmamdaki amaç kurumlara protokol dersi vermek değil tabi ki.
Amacım, kurumlarımız ile basın arasındaki ilişkilerdeki aksaklıkları dile getirmek, kurumsal kültürün önemine değinmek, basının da kendini sorgulamasını sağlamak...
Kurumların halkla ilişkilere önem verdiği bir dönemde yaşıyoruz. Kurumsal verimlilik standartları, kurumları tanıtım çalışmalarına yöneltmekte. Tıpkı özel şirketler gibi devlet kurumları da PR çalışmaları yapmakta ve bunu ağırlıklı olarak kitle iletişim araçları aracılığı ile sağlamakta.
Basına bu denli ihtiyacı olan kurumlar, basın ile nasıl iletişim kuracağını bilememekte.
Kaymakam Katırcı, göreve yeni başladığında ilk tanışma toplantılarından birini basın ile yapmış ve basın çalışanlarının kafasına göre ziyaretlerinin önünü kesmişti.
Kaymakam Arslan ise birçok gazeteci tiplemesi ayrı ayrı bir araya gelmek zorunda kaldı.
Neden? 
Çünkü Bafra`da derli toplu bir gazeteciler derneği,  bazı (lafın gelişi bazı) derneklerin de gazetecilik vasfı yok.
Hal böyle olunca da Kaymakam Bey, derneklerin ayrı ziyaretleri dışında bir de bizim gibi ziyaretler ve bireysel ziyaretleri kabul etmek durumunda kaldı.
Bu arada Kaymakam Arslan hala Bafra Basını ile bir araya gelme gereği görmedi.
Biliyorum, bir araya geldiği zaman görecekleri ile sahada görecekleri ters orantılı olacak.
Bakan-başkan muhabirleri, jandarma-polis muhabirleri, kamusal-özel haber muhabirleri, bayram gazetecileri, reklam gazetecileri, seçim gazetecileri, eski gazeteciler, gazeteci yanında takılanlar orada olacaklar.
Her ne olursa olsun, basınımız kimden oluşursa oluşsun, yukarısı kendisine yakışan, üst seviyeden bakış sergilemelidir.

Tüm bunların sonucu;
Birçok kurumun elinde basın listesi yok,
var ise güncel değil.
Planlı programlar önceden bildirilmiyor,
hep unutulup, kısa bir süre kala telefon ile ulaşılabilene haber veriliyor.
Haber duyurusu yapma araçları ve yöntemleri belirsiz ve düzensiz.
Basın, mutlaka izlemesi gereken haberlere çağrılmıyor.
Çağırdıklarında sadece fotoğraf çektirtip fotoğrafçı,
haberleri gönderip, yayımcı muamelesi yapıyorlar.

Ayrıca kavram kargaşası sorunu da var...
Gazeteci kime denir; gazete dağıtan veya gazetenin sahibi gazeteci midir ya da hangi şartlarda gazeteci sayılır; basın danışmanı (müşaviri) basın mensubu mudur; gazete temsilcisi kimdir; basın daveti, haber-etkinlik duyurusu nedir ve nasıl yapılır; haber-etkinlik duyurularında hangi yöntemler kullanılmalıdır.
Bu liste uzadıkça uzar. 

Yukarıdaki soruların çoğu başka bir yazının konusu olsun biz şimdi durumu kurtaracak olan önemli başlıklar ile ilgili tavsiyelerde bulunalım. 
Dinleyen dinler. 
Gazeteci, teknik olarak kısaca haber üreten, düzenleyen, yayımlayandır. Çok tartışılan bir konu olmakla beraber Yargıtay “haberin oluşumuna doğrudan katkısı olanları” gazeteci saymaktadır.
“Gazeteci kimdir”in cevabını duayen gazeteci Nezih Demirkent şöyle ifade ediyor.
"Her eline kalem alan kişi ya da her sarı basın kartı sahibi olan gazeteci sayılmayabilir. Yine 'Ben 40 yıldır yazı yazıyorum' demek ya da bir gazetenin birinci sayfasında imzasını görmek bir insanın gazeteci olması için yeterli değildir."

Peki haber nedir?
Bugün okuduğum bir yazıda Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı haberi çok güzel açıklamış.
Şöyle diyor Dalyancı: “Haber, kimi kişilerin yayımlamasını istemedikleri bir şeydir. Gerisi reklamdır.” 
Gazete temsilcisi ise gazete yönetiminin tepesindeki kişidir.
Yerel medyada bu kişi çoğu kez sahip-gazeteci-muhabirdir. 
Basın danışmanı (müşavir) ise çalıştığı kurumun basın ile ilişkilerini sağlayan, organize eden ve kurumu lehine bültenler hazırlayıp servis edendir. Gazeteci sayılması mümkün değildir.
Radyo ve televizyonların bünyesinde haber dairesi (haber oluşturan) varsa çalışanları gazeteci sayılmaktadır.
Akşama kadar müzik dinlettiren radyoların ve çizgi film oynatan televizyonların çalışanları da sahibi de gazeteci değildir.

ŞİMDİ TAVSİYELER
GÜNCEL BASIN LİSTESİ:
Kaymakamlığın elinde;
Haber takibi yapan, muhabiri olan veya muhabirlik yapan gazetecilerin ve
basın kuruluşlarının kategorilere ayrılmış temsilcilerinin listesi bulunmalıdır.
Muhabir listesi, haber amaçlı duyurularda kullanılır.
Basın kuruluşlarının listesi ise temsilci olan kişilerin özel olarak davet edileceği etkinlik veya programlarda kullanılır.
Örneğin, Cumhuriyet Balosu veya önemli bir konuda basın ile istişare amaçlı toplantılar.
Basın listelerinin güncelliği sağlanmalıdır. Listenin var olduğunu biliyorum ama güncel değil. 4 yıldır Bafra`da görev yapan İHA Muhabiri yeni eklenebildi. Ben de düne kadar 2007 yılında kurulan bir gazete ismi ile kayıtlıydım.
KAYMAKAMLIK İNTERNET SİTESİNDE YAYIMLANMALI
Bu liste kaymakamlık internet sitesinde yayımlanmalıdır. (Şu anda Bafra Haber menüsünde güncel hali yayımlanmakta, kaynak olarak kullanabilirsiniz.)
LİSTEYE KİMLER EKLENECEK
Gazete ve haber dergileri,
Bünyesinde haber dairesi bulunduran TV ve radyolar,
Muhabir kadrosu, iletişim bilgileri ve sabit bir mekanı olan internet haber siteleri listeye eklenmelidir.
Bu vasıflara sahip olmayan internet siteleri, haber üretmedikleri için gazeteci olarak sayılmaları mümkün değildir. Yayıncılık gazetecilik değildir. Facebook`ta haber yayımlıyor...
 
HABER/ETKİNLİK/PROGRAM DUYURU YÖNTEMLERİ
Kurum ve kuruluşlar, planlı programlarını en az bir gün önce (Kurumların bütün programları en az bir gün önce planlıdır.) mesai saatleri içerisinde E-Posta ve SMS ile basının haber merkezlerine duyurmalıdır. 
Toplu SMS sistemi ve E-Posta kutularında grup oluşturulması hız ve eşitlik sağlayacaktır. Toplu SMS sistemleri olmayanlar telefonlarında grup oluşturabilirler. 
Bir basın danışmanının her haber için 16 basın çalışanını aramasını beklemek doğru değildir. Ayrıca basın da bu kadar aranmayı istemeyebilir (Örnek Bafra Haber). 
Çağın en önemli iki iletişim araçlarından birini kullanamayan basın mensubu varsa ve bu kişilerin de duyması veya gelmesi sizin için önemliyse telefon ile arayabilirsiniz.
(Bafra Haber`i aramanıza gerek yok SMS ve E-Postaları 24 saat takip edilmektedir.) 
Anlık gelişen durumlarda (önemli bir basın açıklaması vb.) haber merkezleri SMS ve E-POSTA ile haberdar edilir ayrıca telefon ile de aranabilir.

BASIN DUYURUSU/DAVETİ
BASILI (MATBU) DAVETİYELİ
Bir etkinlik veya program için davetiye basılmış ise davetiye muhabire değil, basına, kuruluşun ismi ile gönderilir. 
Örnek: Bafra Haber
Kurum-Kuruluş, basın kuruluşunun yetkilisini/temsilcisini özel olarak davet etmek istiyorsa ismi ile davetiye hazırlar.
Örnek: Bafra Haber Ali İhsan Başaloğlu
Gazete (Muhabir) haber amaçlı, temsilci (sahip, yayın yönetmeni, editör vs) misafir olarak davet edilir.
Örneğin, siyasi partilerin veya oda-birlik-dernek gibi STK`ların kongrelerine basın temsilcileri misafir olarak davet edilir. Bafra`da bu kültür pek oluşmamıştır.
BASILI DAVETİYESİZ
Etkinlik veya program için davetiye hazırlanmamışsa diğer yöntemler ile (SMS-E-POSTA-TELEFON) haber duyurusu yapılır.
Kurum amiri veya etkinliği düzenleyen, basın temsilcisini de misafir olarak davet etmek istiyorsa, diğer misafirlerini davet ettiği şekilde davet yapar. Etkinliğin duyurusu ile misafiri aynı şey değildir.

Örneğin, Kaymakam köy gezisi yapacaktır. Basın temsilcisini de geziye davet etmek isteyebilir. Bu davet, (davetiyesiz olduğu için) kaymakamlık basın danışmanı veya o işe bakan kişi tarafından haber merkezine yapılır.  
Tabi, yukarıda yazdıklarımın gerçekleşebilmesi için basın kuruluşlarının da bunlara hazır olması gerekir.

Bu yazı 10 Kasım tarihinde oluşturuldu. O günden bugüne bazı değişimler yaşandı. Yazıda değişiklik veya çıkarma yapma gereği görmedim. 
Kaymakam Beyin bazı tutumlarına gösterdiğimiz demokratik tavırlar olumlu sonuçlar verdi. Ancak bir sistemleri olmadığı için hala aksaklıklar bulunmakta.

Bu yazının tüm kurum ve kuruluşlara faydalı olacağını umuyorum

  • BafraHaber Yorum
  • Kurumsallaşamayan kurumlar ve basınla ilişkileri içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0