19. Yıl
Gücü Hizmetinizde
EDİTÖR
BAFRA
ASAYİŞ
ŞİKAYET KUTUSU
SAMSUN
GÜNDEM
VEFAT
SPOR
YAZAR
GALERİ
VİDEO
ETİKETLER
VİP
Giriş Yap
Kayıt Ol
EDİTÖR
BAFRA
ASAYİŞ
ŞİKAYET KUTUSU
SAMSUN
GÜNDEM
VEFAT
SPOR
YAZAR
GALERİ
VİDEO
ETİKETLER
YORUM MERKEZİ
9 Aralık 2024, Pazartesi
Namaz Vakitleri
Nöbetçi Eczane: YıldırımEczanesi
Üyelik
BAFRA HABERLERİ
GÜNDEM
EĞİTİM
VEFAT
EDİTÖR
SİYASET
SPOR
BAFRA BELEDİYESİ
SİVİL TOPLUM
ASAYİŞ
SAMSUN HABERLERİ
ALAÇAM
19 MAYIS
YAKAKENT
SAĞLIK
YURT VE DÜNYA
PORTALLAR
FOTO GALERİ
YAZARLAR
YORUM MERKEZİ
TOP 10
POPÜLER
VİDEO GALERİ
ARŞİV
KURUMSAL
KÜNYE
İLETİŞİM
GİZLİLİK
UYGULAMALAR
ANDROID
I-PHONE
TELEGRAM - Android
TELEGRAM - Apple
YAZARLAR
Recep Yılmaz
Kır gönlünün zincirlerini
4 Aralık 2013, Çarşamba, 00:00
2909
Bafra’da yedi kardeş mutluluk içinde yaşıyorduk. Benden 8 yaş büyük ablam evlilik yaşına gelmiş nasibi de çıkmıştı. Kız isteme faslından kısa bir süre sonra nişanlandı ve aynı yıl evlendi.
İnançları aynı olan aileler evliliklerini onayladığından evlilikte sorun yaşanmamıştı.
Ablamın arkadaşlarından Selma Abla ablam kadar şanslı değildi. O dönemin çok zor koşullarında öğretmen okuluna girerek mezun olmuş mecburi hizmetini tamamlayarak Bafra’ya öğretmen olarak tayini çıkmıştı.
Selma Abla aynı zamanda mahallemizin kızıydı. Babası, Yaşar Amca çok otorite biriydi. Ailede herkes ondan çok çekinir, saygıda gösterirdi.
Kızı Selma’ya öğretmenlik yaptığı okulda bir kısmet çıkmıştı ama kısmet onlara göre biraz sorunluydu. Damat adayı aleviydi…
Alevilerin erkek çocuklarına sıkça verdiği Hüseyin adını taşıyordu. Yaşar Amca bir şekilde bu olayı duymuş duyar duymazda bu iş olamaz diye kestirip atmıştı.
Babasından öyle duymuş öyle görmüştü. Babası da önyargıyı dedesinden öğrenmişti. Yüzyıllardır süregelen kutuplaşma ve inat nasıl çözülecekti.
Selma Abla damat adayını sevmiş gönlünü iyice kaptırmıştı. Tek çare Anadolu’nun klasik yöntemine başvurmaktı.
Eğitim alıp öğretmen olmuştu, gönlünün ve cahilliğin zincirini kırıp sevdiği adama kaçacaktı. Bir okul çıkışında Selma Abla, yüzyılların anlamsız yapısını yıkarak sevdiği adamın eşi olacak ve mutluluğa yelken açacaktı.
Yerinde ve haklı cesareti, iyi bir yuva kurmasını sağlayacak ilk çocuğunu da doğuracaktı. Çocuklar, açılmayacak sanılan kapılar için en iyi anahtardı. Yaşar Amcaya ne yapıp edip torununu vermişler, o sert mizaçlı adam kuzu gibi olmuştu.
Damadıyla da barışmış onu çok sevmişti. Yaptıklarına çok üzülmüş olacak ki günlerinin çoğunu kızı torunu ve damadıyla geçiriyordu.
Kızının evliliğini niye onaylamadığını, neden bu kadar inat ettiğini, aslında bunun çok lüzumsuz olduğunu iyi anlamıştı.
Her bayram damadın yolu gözleniyor, kızı ve torunuyla mutlu geçireceği günlerin hesabını yapıyordu.
Sahi, Yaşar Amca bu evlilikten ne zarar etmişti? Hüseyin Hoca eşinin ailesini çok sevmiş, onların her derdine koşup duruyordu, hayırlı bir damattı. Artık ailede sözü geçenlerden biriydi. Her sorunun çözümünde ona da danışılıyordu. Şimdi ne Yaşar Amca ne de Hüseyin Hoca hayatta değil.
İyi örnek olarak aynı durumdaki binlerce insana yol gösterici olarak, hoşgörünün güzelliğini yaşatıyorlar. Ölümsüz olmak, önyargıların kırılmasıyla mümkündü. Onlar benim gönlümde hala yaşıyorlar. En büyük ibadet; sevgi, hoşgörü ve saygı değil mi?
Recep Yılmaz
Yazarın Diğer Yazıları
Bafra Katranı Ve Yaşanmış Bir Öykü
31 Ekim 2015, Cumartesi
Mübadelenin Bafra`ya Armağanı Avukat Okan Çakmaklı
12 Kasım 2015, Perşembe
Bafra`da 1920 Yılında Bir Beyaz Rus Pilot
30 Kasım 2015, Pazartesi
TÜM YAZILARI
0
0
0
0
0
0
0
BafraHaber Yorum
Kır gönlünün zincirlerini içeriğine yorum yapmaktasınız
Yorum Yap
Toplam Yorum 0