Bafra Kaymakamı Ali Katırcı bu başlığı görünce;

koruması aracılığı ile beni ayağına çağırtarak, “sen kim oluyorsun da beni göreve davet ediyorsun. Ben, sen göreve çağırınca mı iş yapacağım, kaymakam siz çalış deyince çalışmaz”  diye fırça atıp “bir daha gözüme gözükme” diyerek kovmuş mudur?

Ya da “Ne oldu yine Bafra’da. Basın beni hangi görevim veya sorumluluğumdan dolayı göreve davet ediyor” diyerek merakla yazıyı okumuş mudur?

Elbette ki, yazıyı okumuş ve sorumluluk alanına giriyorsa gereğini yapmıştır.

Kaymakam yetkilerini bilir, ayağına çağırma, fırçalama gibi bir davranışı aklından geçirmez;

ahlaki olarak da kendisine yakıştırmaz...

Yetkisini, basının görev ve sorumluluklarını bilmeme, haddini aşma ya da eski kafalılık...

Emniyet müdürü açısından durum bundan ibarettir…

Ya bizimkiler?

Birbirimizi beğenmesek, hatta sevmesek de beraber çalışmak zorunda olduğumuz basın mensupları…

Polisin muhabiri fırçaladığı olayda yerini şaşırmış, ne yaptığını bilememiş basın mensupları…

Hakarete uğrayan arkadaşlarına arka çıkacağına, hakaret edenin önünde duran basın mensupları…

Siz kendinizi önde sanıyorsunuz ama gazeteciliğinizin arkasına geçilmiş farkında değilsiniz…

Sebebi ne olursa olsun bir gazetecinin hiç kimse tarafından ayağa çağrılamayacağının, fırça atılamayacağının, kovulamayacağının farkında değilsiniz…

Basının hür olduğunun, hiyerarşik olarak kimseye bağlı olmadığının, sadece topluma karşı sorumlu olduğunun, üç erkin denetleyicisi konumunda dördüncü kuvvet olduğunun farkında değilsiniz…

Çünkü gazeteci değilsiniz…

Bu faslı duayen gazeteci Nezih Demirkent’in gazetecilik ile ilgili yaptığı güzel bir tespit ile kapatıyorum.

"Her eline kalem alan kişi ya da her sarı basın kartı sahibi olan gazeteci sayılmayabilir. Yine 'Ben 40 yıldır yazı yazıyorum' demek ya da bir gazetenin birinci sayfasında imzasını görmek bir insanın gazeteci olması için yeterli değildir."

İkinci faslı da, basının yetki ve sorumluluklarını bilmeyenlere Yargıtay içtihatlarından bir pasaj yazarak kapatıyorum.

Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir.

Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durumda halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur.

Bedenen gazeteci olabiliriz ama ruhen belki…

Saygılar 

Bu yazı da nereden çıktı diyebilecek yeni okurlarımız için:

Bafra Haber Muhabiri Yalçın Köse, “BONZAİ” “BAFRA POLİSİ GÖREVE” başlıklı haber sonrası Bafra Emniyet Müdürlüğüne sebebi söylenmeden çağırılmış, Bafra Emniyet Müdürü Mustafa Yiğit tarafından, “Bafra Polisi siz çalış deyince çalışmaz” diyerek fırça atılmış son olarak da “bir daha gözüme gözükme” diyerek adeta kovulmuştur.