Hey gidi Koca Bafralı Hey

İranlı Keman Virtüözü Farid Farjad’ın hüzün dolu Amad Amma isimli parçasını dinleyerek okudum tüm yorumları.
Sonra “boş ver deyiversinler canlarının istediğini” deyip yine Yanni dinlemeye başladım.
Yunanlı Yanni’yi ve onun ekibindeki Ermeni Samyel’i, Japon Sayaka’yı, Venezuelalı Pedro’yu.
Ve şimdi çok daha iyiyim.

Evet, Ahmet’in yazısı ve tartışmalar.
Bu tartışmaları biz Pazar Günü de yapmıştık, kuş cıvıltıları arasında Opera izlerken.
Kiminin iğrenç midemi bulandırıyor,
Kiminin de karnını mı doyurdu dediği, Opera’yı izlerken.

İşte burası Bafra ve bunlar söylenebilir, bunlar her yerde söylenebilir.
Herkes sanatı sevmeyebilir ya da operadan nefret edebilir.

Dört arkadaşız…
Ahmet ben ve iki öğretmen.

İçlerinden bir ben savunuyordum Belediye Başkanı ve bürokrasinin canı istemese gelmemesi gerektiğini.
Onlar ise “olur mu canım, Devlet Operası geldi, herkes gran tuvalet orada olmalıydı” diyordu.

Ben “yaa olur mu kardeşim adam Opera’dan hoşlanmak zorunda mı, ya sevmiyorsa” dedikçe onlar “devlet” diye başıma çıktılar. Sonunda “tamam “dedim. Devlet Operası, Devlet Tiyatrosu gelince Devlet orada olmalı.


Ya zaten devlet oradaydı 
Kaymakam Bey Tek başına koca devleti temsil ediyordu salonda.
Yasamayı da, Yürütmeyi de, yargıyı da…

Ama işin doğrusu samimi olmayan gelmelerden hiç hoşlanmam.
Asıl değinmek istediğim konu da samimi olmayan zoraki gelmeler.
Anlamayanların gelmesi,
Anlamayanların sırf yüksek sınıftan görünmek için orada olması,
Anlamayanların yalakalık olsun diye orada olması,
Anlamayanların bilmediği şeye verdiği paranın gücü ile orada olması,


İte kaka gelecek olan devlet erkânındansa
koşa koşa gelen ahali benim için daha değerli.

Hiç olmazsa ite-kaka 30-40 dakika sonra gelip de,
Herkesin pür dikkat kesildiği, nefes almaktan bile imtina ettiği bir temsilde
Kaymakamı da yerinden kaldırıp en öne oturma cesareti göstermez benim ahalim.

Bafra’da böyle tiplere ne denilir siz bilir misiniz`
Koca Bafralı…

Biz şimdi bu vakadan birkaç ders çıkaralım sırası gelmişken,
Bunu da koca Bafralılar kapak yapsınlar kendilerine.

Tiyatro, opera, müzikal gibi temsillere kesinlikle geç gelinmez. (Zamanında gelenlere saygı gösterelim)
Hani biz taşralıyız oldu ki biraz geç geldik,
En öne, kırmızı koltuğa oturmak için ısrar edilmez.
Temsillerde cep telefonu sesi açık bırakılmaz.
Temsilde aradan önce salondan çıkılmaz.
Temsilde mırın mırın cep telefonu ile konuşulmaz. (Bunu yapan da bir tiyatrocuydu)
Fuayede kapalı alanda sigara içilmez. Artık yasak. (Ahmet Bey, iki tane daha kalmış kaldırıverin lütfen, siz çöp kutusunu dert etmeyin)
Basın mensubu arkadaşlar, siz de oyunun başında bir iki poz alın ve çekilin kenara. Öyle zırt pırt gelip de sahnenin önüne işgüzarlık yapmayın. Samimi iseniz sonuna kadar bekleyip ışıklar yanınca alkışları da çekin.

Yıllardır Bafra’da temsillerin geç başlamasına itiraz ederim.
Her seferinde de alışacaklar abisi denir.
Kırk yaşıma geldim hiç kimse alışmadı.
Aksine, “bakma sen 8 dediklerine kesin 8.30’da başlar” dendi.

Gelin bir karar alın;
Temsilleri zamanında başlatın. Kapıları da kapatın.
Gelen gelir, gelmeyen gelmez.
Kuru kalabalık olacak diye etkinliğin şereflenecek diye bekleme boşuna.
Senin etkinliğine zamanında gelen sanatsever şeref katacaktır.
Yoksa İsminin önünde unvan bulunanlar değil.

Editör

  • BafraHaber Yorum
  • Hey gidi Koca Bafralı Hey içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0