Çalışan Gazetecilerin Günü kutlu olsun… 1961 Anayasa’sı ile bayramdı, 1971 Askeri Darbesi ile gün oldu. Öyle Dünya Gazeteciler Günü falan da değil… Türkiye’ye özel bir tarih ve adı “Çalışan Gazeteciler Günü” Anlayacağınız gazete patronlarını, medya patronlarını, matbaacıları, matbaası olup da ihale parası çalmak için gazete çıkaranları ilgilendirmiyor. Sokakta bizzat çalışan gazetecilerin, onu yayımlanması için gece gündüz çalışanların günü... Belediye Başkanı Gazetecilerin Günü’nü kutlamak için bir yemek tertip etmiş. Ortada kutlanacak ne var ki… Ortada, ihale hırsızı gazete patronları tarafından 300-400’e çalıştırılan ya da “reklam al kazan-kazanalım” denilerek sokağa salınan muhabirler var..
O muhabirlerin reklam kapılarını ardına kadar kapatan bir belediye başkanı var... O belediye başkanı şimdi o önünüze bir kap yemek koydu. Yiyin arkadaşlar ama o belediye başkanı sizin tek gelir kaynağınız reklam kapılarını da ardına kadar kapattı. Şimdi gidin yemeğe, o bir kap yemeği yerken, başkanın 3 yıllık fecaatlerini dinleyin yarın da yayın organlarınızdan haber yapın. Size her şey müstahak…
Neymiş o kapanan reklam kapıları` Konu yine billboarda geldi. Basın iki şekilde para kazanır. 1- Gazetesini para ile satarak (yerel de yaygın olmayan bir durumdur) 2- Reklam ile… Bafra’daki billboard çılgınlığı potansiyel tüm reklam kapılarını gazetelere kapatmıştır. Şimdi bir delikanlı bu yazıyı o masada okusun başkana… Ve başkan da icraat anlatacağına çalışan gazeteci arkadaşlardan fecaat dinlesin.
Bafra’daki billboard çılgınlığı öyle bir safhaya vardı ki; Bir Oda (Bafra TSO), binasının yanındaki billboardı kapatmış, tanıtımını, kutlamasını oradan yapıyor. Sonra haberlerimiz basında niçin çıkmıyor diye sitem ediyor. Bütün dershaneler billboardları kapatmış, yarış içindeler. Eskiden gazetelerin sayfalarında yer yarışı yapan dershaneler yeni mecralarından çok memnunlar. 4 dershane ortak sınav yapıyor… Basınını yok sayıyor ve sadece billboardları tanıtım amacı ile kullanıyor.
Tüm bunların müsebbibi kim` O masanın başındaki Bay Başkan. O Başkan, 15 tane billboardın 60 tane olmasına müsaade etti, göz yumdu ya da kulaklarını tıkadı… O Başkan, her bulduğu fırsatta basını, önüne gelen herkese şikayet etti. Şölende, şenlikte, okulda… O Başkan, Bafra basınını değil, Samsun basınını, hatta Ordu basınını abat etti. Şimdi siz bir kap yemek yiyin beyler… Boğazınızdan yemeğinizi alan başkanın bir kap yemeğini yiyin. Afiyet olsun… Bu yazının üzerine özel olarak davet bekliyorum. Bizim günümüzde sizin teranelerinizi dinlemek için değil bizim dertlerimizi dinlemeniz için... Ali İhsan Başaloğlu
