Dr. Ahmet Çapku’nun doktora tezi olan “İbn Sînâ, Gazzâlî ve İbn Rüşd Düşüncesinde Ahiret” isimli kitabı okuyan herkesin aklına ilk gelecek fikri yazımın başlığı yaptım. Muhammed İkbal’den bu yana dini düşüncenin yenilenmesi tartışılır. Dinin değil, dini düşüncenin. İkisi farklıdır. Dini düşünce, Müslüman bireyin kutsal metinlerden yola çıkarak ürettiği bilgidir. Sünnî ve Şiî dünyanın inanç esaslarının çoğunluğu bu tür bilgidir. Tabi ki bu durumu kabullenmek avam için zordur. İşin aslını bilen havas ise şöyle bir mantık yürüterek dini bilginin dinin kendisi olduğunu iddia eder. Bilgi bir yönteme, metoda göre üretilir. Usul [: Metod] denilen bilgi üretme yöntemi asıldan çıkarılır. Asıldan kastedilen ise Kutsal Metinlerdir [Kuran ve hadisler]. Bu ne kadar doğru`
Hemen iki meşhur örnek vererek konuya giriş yapabiliriz. Ehl-i sünnet (Sünnî) inanç esaslarına göre dünya ekseni etrafında dönmez ve hilafet [:devlet yönetimi işi] Arapların Kureyş kabilesinin hakkıdır. Eğer bu bilgiler asıllardan üretilmiş ise asılların doğruluğu konusunda şüphe ortaya çıkacaktır. Oysaki dünyanın dönmediği o günün astronomi bilgisine uygundur, birkaç Kuran ayeti bağlamından kopartılarak ve zorlama bir yorumla bu görüşe kurban edilmiştir. Hilafetin Kureyş’e ait olması ise günün realitesine uygundur. Çünkü en güçlü kabile odur. Peygamberin arkadaşı Ebubekir’e ait bir söz hadis olarak algılanmış ve bu görüşe kanıt olarak sunulmuştur.
Bu tür örnekler çoğaltılabilir. Doğrusu dile getirdiğimiz sorunu görebilmek için uzman olmaya gerek yok. Mezhepler tarihine ait birkaç klasik eser okununca hemen fark edilen türden bahisler. Üzerinde durmak istediğimiz konu şu: bugün dini inancın esasları olarak okullar vasıtasıyla öğrencilere, camiler ve iletişim araçlarıyla halka iletilen şeyler gerçekten de dinin esasatından mı acaba`
Dr. Çapku’nun incelediği üç Müslüman bilge ahirete ait inanç esaslarını belirlerken özgün bir metod geliştirmeyi düşünmeyip, başta Aristo olmak üzere Eski Yunan feylosoflarının metafiziği açıklarken kullandıkları yöntemi benimsiyorlar. Ahiret ve ahirete ilişkin konularda asıl olan Kuran’dan bir yöntem geliştiremiyorlar. Neden acaba` Bunda İbn Haldun’un deyimiyle hadarî olmayıp bedevî olmalarının etkisi olabilir mi` Her üç bilgede mantık biliminde Aristo’yu muallim olarak kabul ediyor. Mevzunun bu kısmı üzerinde konuşulması gerekiyor fakat mantığın temellerini Aristo’nun atması bir şeyi değiştirmez. Doğru doğrudur. Nerden ve kimden gelirse gelsin.
Ahiret ve ahiret hallerine ait yargılarını kanıtlamak için kullandıkları bilimsel bilgi ise yaşadıkları dönemin fizik ve astronomi bilgisinden ibaret. Üç bilgeyi günümüzdeki bir fizik ve uzay bilimleri fakültesinde derse soksak ve kitaptaki görüşlerini öğrencilerle tartışsalar ne durumda kalacaklarını düşünemiyorum. Bugün çoğu insanın inanç dünyasını bu âlimlerin bakış açısıyla üretilmiş bilgiler oluşturuyor. Modern dünyada bu dini altyapı daha ne kadar sürecek`
Adını andığım üç Müslüman âlim üzerlerine düşeni yapmışlar ve kendi zamanlarının insanlarının inanç problemlerine zamanlarının bilgi birikiminden yola çıkarak çözümler üretmişler. Bizler günümüzde onların kullandıkları bilgi ve yöntemleri asla kullanmadığımız halde neden onların oluşturduğu inanç dünyasını devam ettirelim`
Dini bilgi için metafizik terimi kullanılır. Fiziğin, maddenin ötesi anlamında. Metafiziğin dünyasında konuşabilmeniz için öncelikle fiziğin bilgisine vakıf olmalısınız. İbn Sînâ, Gazzâlî ve İbn Rüşd dönemlerinin fiziğini mükemmelen biliyorlardı. Günümüz din bilgini ise modern fiziği bilmeyi bırakınız, ortaçağdaki üç Müslüman bilgenin ürettiği düşünceleri tekrardan başka bir şey yapıyorlar mı`
Kaza ve kader konusunda kitap yazılıyor, içinde kuantum fiziğinden bilgi yok. Bedenlerin dirilmesi anlatılıyor, DNA bilgisine ait bir şey yok, genetik araki bulasın. Kanıt olarak kullanılan argümanlar ortaçağ biliminin argümanları. Uzayı ve yaratılışı açıklamak için kullanılan deliller Aristo’nun delilleri. [Örnek: esir maddesi.] Gezegenler meleklerin mekânı, kuyruklu yıldızlar şeytanlara atılan taşlar.
Sihir ve büyü kabul edilir, hatta peygamber sihirbazlarca ele geçirilir, ay ikiye yarılır, tekrar birleşir, cinlerle evlenilir ve çocuk bile meydana gelir vs vs… Dini bilgi alanı bu ortaçağa ait saçma sapan düşüncelerden ne zaman temizlenecek`
Gazzalî mantık bilimini bilmeyenin bilgisine güvenilmez demiş. Fizik bilmeyenin de metafizik bilgisine itibar edilmez.
Konuya devam edeceğiz...