Balkon Konuşması

 Gerçek inatçıdır, bu seçimden sonra daha da inatlaştık sanki. Daha bir sinirlerimiz bozuldu. Bence bu süreçten sonra inat etmekten ve  sınırları zorlayan sinirli hallerimizden vazgeçmenin zamanı geldi. Sonuçlardan sonra benim de sinirlerim yüksek reytinglerden sonra tavan yaptı ama artık çok geç... Bundan sonra ne yapmalıyız, nasıl hareket etmeliyiz.Bunu düşünmenin vakti geldi.  

Çoğunluğu Anlamak!

   Çoğunluğu anlamak, %50.2’ yi anlamak ve kabullenmek. Onları neden dışlıyoruz ki` Bence onları dışlamak ve sosyal hayattan itelemek için hiçbir sebebimiz yok. Onlara neden farklı bir gözle bakıyoruz ki` Ortada marjinal bir topluluk  yok. Hepsi bizim insanımız. Hem bizim sayımız onlardan daha az. Bana göre bir çoğu Ülkemin saf, kandırılmaya meyilli ve artık muhtaçlaştırılmaya alışmış. Ülkenin görünmeyen insanı işte, arka sokak da hiç gitmediğimiz varoş da. Bu seçimden sonra bir şey daha dikkatimi çekti, mevcut iktidara oy veren insanlar eskiye göre daha az saklanıyorlar. Evet ben bu partiye oy verdim diyebiliyorlar. Bafra’ nın %58’ ini nereye saklayacağız Allah aşkına. Biz daha kolay saklanırız. Bir de görünmeyip kendi aralarında birbirilerini kahraman ilan edip böbürlenen tipler var tabi orası ayrı. Ben bu süreçten sonra saygı gösterme taraftarıyım. Gerçeği kabullenip ona alışıp hayata devam etmeliyiz. Doğru muhalefet yapmıyoruz demek ki böyle olmuyor, başka çözümler üretmeliyiz. Öyleyle böyle bir arada olmuyor, ya öyle olmalıydı ya böyle...

   Acaba Bazı Şeylerin Farkında Değil miyiz`

 Bende istiyorum gidişattan memnun olmayı ama değilim! %50.2 hayatından gayet memnun ama. Demek ki çoğunluğa göre  Ülkem çok güzel yönetiliyormuş farkında değilmişiz. Ben kendimi azınlık hissetmeye başladım yahu! Bazen düşünüyorum bu insanlarla aynı Ülkede mi yaşıyorum diye` Bu seçimde gördüm ama evet  %50.2 sizinle aynı ülkede yaşıyorum. Bu insanlara göre demek ki ne beka sorunumuz var, ne işsizlik sorunumuz var, ne öğrencilerimizin kaderiyle oynanıyor, ne yoksulumuz var. Uzatmak istemiyorum sorunları, bir tane büyüğümüz var  mitinglerde eline mikrofonu alır hep şöyle der “Fazla uzatmak istemiyorum şimdi bunları anlatmaya başlasam sabaha kadar sürer”. Uzatmıyorum ama, harbiden sabaha kadar sürer hepimiz yorulunuz.  Her şey gayet güzel, ohh ne güzel Türkiye.

   Son Vermek istiyorsan!

  Bence bu gidişata son vermek istiyorsak eğer, iktidarı eleştirmekten vazgeçmeliyiz. Arada saf çoğunluğa karışıp onları yeniden kazanmaya çalışmalıyız. Bir daha ki seçimin en büyük yatırımı bu olur diye düşünüyorum. Sert muhalefetle, Başbakan’ı eleştirmek ile mitinglerde ki bel altı siyaseti sokağa taşımakla olmuyor. Bizim insanımız çok farklı, trajikomik bir durum var sanki şu anda kelimeler yetmiyor bazı şeyleri anlatmaya. Onları kandırıldığına inandırmak, bizim bildiğimiz gibi değil, onların anladığı dilden bilinçlendirmek daha etkili olabilir. Ne yapsak, nasıl kurtulsak` Elimiz ayağımıza dolaştı. Birileri çıkıp seçmen profilimiz hakkında çok iyi bir tez hazırlamalı. Yaşanan süreç alışkanlık yapmamalı, bugünden memnun değilseniz eğer pes etmeden,  yılmadan ve  yıkılmadan çalışmalısınız. "Değişim Şart" diyorsunuz eğer Kendi gerçeklerinizin ardından daha samimi bir şekilde koşmak zorundasınız, yoksa daha çok dinleriz bu balkon konuşmalarını...

 Bir de söylemeden geçemeyeceğim çok önemli bir mevzu var ki adeta içimi tırtıklıyor. Bu Ülke de Nihat Doğan olmak isteyen çocuklar var, "Nihatizm" Ülke geleceğimiz için büyük bir tehdit unsuru.

Böyle yazsam 
Nasıl olur`
Yılmaz Özdil 

Gibi..

Biz yüksek ses ile eleştirdikçe, kendine daha çok yandaş kazanan bir parti var. Bu da muhalefette çok başarısız olduğumuzun göstergesidir. Liderleri eleştirmiyorum çünkü siyaset sokakta, siyaset çoğu zaman bizim klavyemizde, çay ocağında oturduğumuz taburelerde. Onları yıpratan bizleriz. Muhalefet partilerinde de yeniden yapılanma süreci başlayabilir. Muhalefet politikiları değişse bile, bu liderler ile mevcut oy potansiyeli yükseltilemez. Çünkü bu liderlerin geçmişte uyguladığı politikalar üstlerine adeta bir etiket gibi yapıştı, yüzleri eskidi.

 Gerçeği Gör!

 Artık özeleştirimizi yapmanın zamanı gelmiştir.  Ben de herkes gibi sosyal ağ Facebook kullanıcısıyım, bir milyar üyesinden bir tanesiyim. En ağır muhalefet de internette, bu sosyal ağ üzerinde oluyor. İnternet üzerin de içinde iktidarı eleştiren video, resim, söz, karikatür vs. paylaşan insanlar profillerine girsinler ve paylaşımlarının altına bir baksınlar. Paylaşımlarınızı kaç kişi beğenmiş, kaç kişi yorum atmış` Yorum atan insanlar kimler` Sizi acaba kaç kere o partiye oy vermiş bir insan muhatap almış` Paylaştığınız şey üzerinden sizinle polemiğe girmiş`  %50.2’ den kimse sizi internet üzerinde muhatap almıyor. Çünkü sizin gibi düşünmüyorlar. Çünkü kendilerini sizden daha yüksek görüyorlar. Çünkü o videoları da ortaya çıkartan da onlar. Videoların çoğunun Samanyolu Tv menşeili olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar eleştirilerek oy potansiyellerini yükselttiklerinin farkındalar. Bırakın sürekli “paylaş” butonuna tıklamayı, bu kadar abartmayalım, paylaşalım ama bu kadar değil! Bunları yaparak duyarlı toplum neferi olmuyoruz ve emin olun ki zarar veriyoruz. Fanatizm gibi bir şeye benzetiyorum yaptığınızı, takım tutar gibi...

  Mutlu Olmak İstiyorsan Kimseden Bir şey Bekleme!

 Eleştirmekten vazgeçelim, çıkan sonuçtan hepimizden sorumluyuz. Bu Ülke de eleştirerek insanların akıllarına hitap ederek kimseyi kazanamıyoruz. kazanmak istiyorsak %50.2’ yi dinlemek zorundayız, anlamak zorundayız onları tekrar nasıl kazanırız bunu maliyetini çıkartmalıyız. Maliyet diyorum anlayın işte, maddi manevi… Bir de yine bu seçim de referandum da olduğu gibi partisini satanlar var , size diyecek bir sözüm yok.

 Pes etmek yok!

Biz daha ölmedik Türkiye, bu ülkenin sınır çizgilerinde biz varız! Parçalatmayacağız, böldürmeyeceğiz.  İş oraya geldiği zaman da  muhalefet yapıp eleştirmeyeceğiz!

Saygılar Türkiye.

  • BafraHaber Yorum
  • Balkon Konuşması içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0