Eğitim Sen: Çocukların Yaşadığı Sorunlara Kalıcı Çözümler Üretildiğinde 23 Nisan Gerçek Anlamda Bayram Gibi Kutlanacaktır!

Eğitim Sen Bafra Temsilcisi Salim Hepsert, çocukların yaşadığı sorunları dile getirdiği basın açıklamasında şunları söyledi:

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 102. yılını kutluyoruz.

Ülkemiz, dünyanın ilk ve tek çocuk bayramını kutlamakla övünürken ülkemizde çocukların karşı karşıya kaldığı tehlikeler, yaşadıkları ağır sorunlar Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği bu bayramı gölgelemektedir. Çocukların eğitim hakkı başta olmak üzere, en temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir. Çocuklara yönelik şiddet, istismar, cinsel saldırı, ayrımcı uygulamalar ile çocuk işçiliği üzerinden sürdürülen emek sömürüsünün devam ettirilmesi, ülkemizde çocuklar açısından bir ‘bayram’ ortamının olmadığını göstermektedir.

Okula gidemeyip çalışmak zorunda bırakılan, çocuk yaşta evlendirilen, cemaatlere, tarikatlara mecbur bırakılan çocuklar için kutlanacak bir günden bahsetmek mümkün değildir.

Bugün TBMM’nin açılışının 102. yılında;

İsterdik ki çocuklara armağan edilen bu günde savaşlardan, açlıktan, yoksulluktan, iklim krizinden söz etmeyelim.

İsterdik ki çocukların gülüp eğleneceği bu günde çocuk işçiliğinden, mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının yaşadıklarından, eğitimden mahrum bırakılan çocuklardan söz etmeyelim.

İsterdik ki yarınların çocukların olacağı bir dünyada evlerinden, yurtlarından ayrılmak durumunda kalan göçmen, mülteci çocuklardan söz etmeyelim.

İsterdik ki bilimsellikten, laiklikten, eşitlikten uzak; ücretsiz ve kamusal olmayan eğitimin yarattığı sorunlardan söz etmeyelim.

İsterdik ki çocuk yaşta evliliklerden, çocuk istismarından söz etmeyelim.

Ülkemizde yaşayan çocuklar, göstermelik törenlerden çok, erken yaşta büyümek zorunda kalmadan çocukluklarını doyasıya yaşamak, geleceğe umutla ve güvenle bakmak, nitelikli bir eğitim ve sağlıklı bir yaşam istemektedir. Kamuoyunda sıklıkla gündeme gelen bazı istismar vakalarının da, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde açılan kurslar, dini eğitim veren kimi vakıf ve cemaatlere ait yurtlarda olduğu görülmektedir. Yine çocuk iş gücü sürekli artmakta, eğitim çağındaki çocuklarımız okumak yerine tarlada, sanayi sitelerinde son derece sağlıksız, ilkel koşullarda çalışmaya ve yaşamaya zorlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye, sözleşmenin çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı, ayrım gözetmeme, güvenli bir ortamda büyüme hakkı şeklindeki temel ilkeler üzerinden belirlenen yükümlülüklerinin bir bölümünü yerine getirmediği gibi, çocuklara karşı işlenen suçlara karşı kalıcı çözümler bulma konusunda da yetersizdir.

Bugünkü Türkiye tablosunun çocuklarımıza vaat ettiği geleceğin aydınlık olmadığını görmek için, son yıllarda çocuklarımıza yönelik olarak işlenen suçlara, her geçen gün artan istismar haberlerine bakmak yeterlidir. Çocuklarımız eğitim biliminin evrensel ilkeleri olan düşünen, eleştiren, sorgulayan niteliklerinden maalesef çok uzaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi; devletleri çocuk haklarına saygı duymaya davet etmekte, ayrıca devletlere bu hakların korunması ve ihlal edilmemesi için çeşitli yükümlülükler yüklemektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların istismardan korunmasında öncelikli görevi devletlere vermektedir. 

Çocuklarımızın karşı karşıya olduğu tüm tehditlere, onların haklarına yönelik her türlü olumsuzluğa rağmen, çocuklarımıza göstermelik değil; gerçek anlamda millet egemenliğine dayalı demokratik, laik ve onurlu bir gelecek bırakmak için tüm gayretimizi seferber edeceğiz. Bu kararlılık ve inançla; başta geleceğimizin güvencesi sevgili çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve tüm vatandaşlarımızın ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.

Bafranın haberi, bafra