BAFRA

Bafra’da Edebiyat Neden Yeterince Gelişmedi?

 
 787
Bafra’da Edebiyat Neden Yeterince Gelişmedi? - Bafra Kültür ve Sanat Günleri kapsamında düzenlenen Şairler ve Yazarlar Buluşması, Bafra Tütün Müzesi’nde başladı. Kültür etkinliğinde konuşan tarihçi ve sosyolog Emin Günaydın,Bafra’da edebiyatın yeterince gelişmemesiyle ilgili öznel düşüncelerini katılımcılarla paylaştı.
Bafra Haber

 |  - Bafra Kültür ve Sanat Günleri kapsamında düzenlenen Şairler ve Yazarlar Buluşması, Bafra Tütün Müzesi’nde başladı. Kültür etkinliğinde konuşan tarihçi ve sosyolog Emin Günaydın,Bafra’da edebiyatın yeterince gelişmemesiyle ilgili öznel düşüncelerini katılımcılarla paylaştı.

Bafra’da edebiyatın gelişmemesiyle ilgili olarak geçim kaygısı ve ekonomik yapının, kentleşme ve sosyal değişimlerin, toplumsal algılar ve yerel kültürün, hikâye ve roman geleneğinin zayıf olmasının ve son olarak edebiyatın beslenmesi için uygun bir ortamın bulunmamasının etkili olduğunu vurgulayan Emin Günaydın, paneldeki konuşmasında şunları söyledi:

Bugün burada, kelimelerin ve hayal gücünün gücünü kutlamak için bir araya geldik. Bafra Edebiyat Günleri, edebiyatın ışığını taşıyan, kültürümüzü besleyen ve bizleri birbirimize yakınlaştıran bir buluşma noktasıdır.

Katılımınızla bu güzel atmosferi zenginleştirdiğiniz için teşekkür ederim. Bafra'da Neden Edebiyat Günleri?

Bugün karşınızda bir tarihçi, sosyolog veya öğretmen kimliğimle değil, farklı bir bakış açısıyla bulunuyorum. Konu başlığımız: Bafra’da neden edebiyat günleri? İşte bu soruya mihenk taşı olarak yaklaşıyor ve cevabımı buradan şekillendiriyorum.

Size burada zerk edeceğim fikirler, öne süreceğim tezler ve ortaya koyacağım düşünceler, Bafralı olmamdan dolayı öznel olabilir. Tabii ki tarihçi alışkanlığıyla bunları nesnelleştirmeye çalışmayacağım.

Yola çıktığımız soru “Neden Bafra’da edebiyat günleri?” idi. Ben de diyorum ki: “Neden olmasın?” Rahmetli Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçiliği eserinde kültür ve kimlik değişimleri üzerine önemli tespitlerde bulunur. Bir coğrafyaya ait olma ve o coğrafyanın gereklerini anlamaktan bahseder. Toprak, içinde barındırdığı ortak kültürü oluşturur. Çorumlu, İzmirli, Bafralı olmak gibi aidiyetler gelişir. Ayrıca, “İzmirli iyidir, Ankaralı kötüdür, oradan adam çıkmaz.” gibi önyargılar da hep var olmuştur.

Buradan hareketle Bafralılar kimdir, nasıl bilinirler? Bafralı olmak nedir? Bafra’nın toprağı nasıldır? Birine “Bafralıyım.” dediğinizde ne gibi tepkiler alırsınız? Bir de tarihsel süreç ve onun oluşturduğu anlayış var. 1978 yılında bir Sinopluya Bafralıyı sorsanız nasıl bir cevap alırdınız? İşte yaşadığımız coğrafya, sosyo-kültürel öğeler buranın kimliğinin şekillenmesinde oldukça etkilidir.

Bafra, içeride farklı, dışarıda farklı anlatılabilir. Tarıma dayalı ekonomi, köyden kente göç, işsizlik oranlarının yüksekliği buranın insanlarını farklı alanlara yöneltmiştir. Bafra ile ilgili mafya algısı, şehirden göç, geçim kaygısı gibi unsurlar bu kentin sosyolojik yapısını şekillendirmiştir. Tüm bu tabloya bakıldığında, “Memleket edebiyatı” dediğimiz tür ortaya çıkıyor. Ahmet Kutsi Tecer’in “Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür.” anlayışına işaret eden bir durum söz konusu.

Herkes anasır-ı erbaa dediğimiz, kainatı yaratan dört unsuru—toprak, su, hava ve ateşi—kendinde taşır. İnsan bu topraktan gelir, kabul eder veya etmez. Bafra, bu anlamda gerek verimli toprakları gerekse Allah’ın bahşettiği su kaynaklarıyla öne çıkar. Bereketin ve üretimin bol olduğu yerlerde ise huzur ve gürültü iç içe geçer.

Bu bağlamda Bafra, Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi edebiyatın en uygun adaylarından biri olabilir. Bakmayın siz Kemal Tahir’in Çankırı ve Çorum’u anlattığına, Orhan Kemal’in Adana’yı işlediğine ya da Necati Cumalı’nın Susuz Yaz eserinde Ege’yi anlatmasına. Eğer bu yazarlar Bafralı olsalardı, Bafra’yı anlatırlardı. Peki, hiç mi edebiyatçımız yok? Hiç mi irfanımız, hikayemiz yok? Çukurova’nın İnce Mehmet’i varsa, Bafra’nın da Ali’nin Mehmet’i var.

“Neden Bafra’da hikâye ve roman yazılmamış?” sorusunu kendimize sormalıyız. Burada üretim süreklilik arz etmektedir. Doğa, insan ilişkilerinde verimliliğiyle insanı yener. Bafralılar bu uğraşın dışına çıkamaz. Bafralıysan, inna lillah ve inna ileyhi raciun! Topraktan gelir, toprağa dönersin.

Bafra’da iş vardır, boş vakit yoktur. İşin olduğu yerde edebiyat gelişmez çünkü edebiyat karın doyurmaz.

Bunu anlayacak bir bilinç gereklidir.

Edebiyat, denizin olduğu, özgürlüğün hissedildiği yerlerde gelişmiştir. Toprağın hâkim olduğu yerlerde ise şiirin remizli, mazmunlu ve gizli söylemi; hicvin öne çıktığı görülmektedir.

Şimdi ben de size bir soru sormak istiyorum:  Bafra’da neden hikâye ve roman yok? Bunu irdelememiz gerekiyor.

Bafra'da Edebiyat Neden Gelişmedi?

Geçim Kaygısı ve Ekonomik Yapı:

Bafra, verimli topraklarıyla tarımın ön planda olduğu bir bölgedir. Ancak bu verimlilik, insanların sürekli çalışmasını ve geçim kaygısıyla mücadele etmesini gerektirir. Edebiyat gibi sanatsal uğraşlar için gereken boş zaman ve zihinsel rahatlık, bu yoğun hayat temposunda pek mümkün olmamıştır.

Kentleşme ve Sosyal Değişimler:

Bafra'da kentleşme süreci, işsizlik ve göç dalgaları nedeniyle kesintili olmuştur. Bu durum, toplumsal yapının sürekli değişmesine ve edebi bir kimliğin oluşmasını engellemiştir. Bafralı yazarlar, genellikle göç ettikleri şehirleri anlatmış, doğdukları toprakları eserlerine yeterince yansıtmamıştır.

Toplumsal Algılar ve Yerel Kültür:

Bafra'nın kimliği, dışarıda ve içeride farklı şekillerde anlatılmaktadır. Bu belirsizlik, bireysel edebi anlatıların gelişmesini zorlaştırmıştır. Ayrıca, güçlü bir aidiyet duygusu, bireysel hikâyelerin önüne geçmiş ve edebiyatın toplumsal bir çerçevede kalmasına neden olmuştur.

Hikâye ve Roman Geleneğinin Zayıf Olması:

Bafra'da şiir, hiciv ve remizli anlatımlar daha yaygındır. Roman ve hikâye gibi uzun soluklu edebi türler ise yeterince gelişmemiştir. Bu türler, bir toplumun derinliklerini yansıtabilmek için kritik öneme sahiptir ve Bafra'nın bu alandaki eksikliği, edebi üretimin süreklilik kazanmasını engellemiştir.

Edebiyatın Beslenmesi İçin Uygun Ortamın Olmaması:

Edebiyat, genellikle deniz, özgürlük ve sanayi gibi unsurların bulunduğu şehirlerde gelişir. Bafra ise toprak, üretim ve köy kültürüyle şekillenmiştir. Bu yapı, şiir gibi kısa anlatıları desteklerken, roman ve hikâyenin yaygınlaşmasını zorlaştırmıştır.

Sonuç: Edebiyat Günleri Bir Çıkış Olabilir Mi?

Bafra'nın edebi kimliğini oluşturmak için bilinçli çabalar ve teşvikler gereklidir. Bafra Edebiyat Günleri, bu topraklarda edebiyatın gelişmesi için atılmış önemli bir adımdır. Edebiyatın burada filizlenmesi için anlatı kültürünü görünür kılmak, yazarları desteklemek ve toplumsal bilinci artırmak büyük önem taşımaktadır.


Bafranın haberi, bafra
  • BafraHaber Yorum
  • Bafra’da Edebiyat Neden Yeterince Gelişmedi? içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 5
User defaultYorum Id: 240281
24 Nisan 2025
20:27
  • Yorum Id: 240281
  • 24 Nisan 2025
  • 20:27

Hocam ağzınıza sağlık. bravo.

User defaultYorum Id: 240289
25 Nisan 2025
00:46
  • Yorum Id: 240289
  • 25 Nisan 2025
  • 00:46

Edebiyat nöbeti diye bir dergi çıkıyor bafrada. bu arkadaşların kaçı abone bu dergiye merak ediyorum. soracağım ama dergiyi çıkartanlara. lafla peynir gemisi yürümüyor.

User defaultYorum Id: 240291
25 Nisan 2025
06:14
  • Yorum Id: 240291
  • 25 Nisan 2025
  • 06:14

Şalgam turp pırasa kelem den sıra gelmiyor

Daha Fazla Yorum