Yunanistan gezimiz 5: Kavala tütün müzesi ve şehir gezisi

Yunanistan gezimiz 5 kavala tutun muzesi ve sehir gezisi
19 Mart Cumartesi sabah otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra Rehberlerimizin önderliğinde Yürüyerek Kavala gezimize başladık. Önce Kavala Tütün Müzesinde idik. Yetkililer tarafından müze gezdirildi ve bilgiler verildi. Bu Müze bizleri çok ilgilendiriyordu. Bafra’da yeni Tütün Müzesi yapılmakta olup açılışa hazırlanıyordu. 

Tütün Müzesini gezerken Kavala şehrinde bize göre daha modern şekilde tütünlerin tonga haline getirildiğini ve işlendiği kanaatine vardım. Tütün ekimi ve yetiştirilmesi, dizilmesi, kurutulması aynen bizim tarzımızda yapıldığını anladım. Tarlaların sürülmesi, sabanlar tırmıklar hep aynı idi. Müzede tütün ile ilgili tüm ayrıntılar sergileniyordu. Daha çok zamanında işletmelerde kullanılan tüm makineler ve bazı maketler yapılarak Müze tütün kültürünü çok güzel ifade ediyordu. Gönül arzu ederdi ki Bafra Tütün Müzesi ile ilgilenen yetkililerinde bu Müzeyi gezerek bilgi almalarında fayda olacağına inanıyorum. Bize düşen Dünya’da birincisi Kavala’da olan İkincisi de Bafra’mızda yapılacak müzemizin daha güzel olması dileğimizdir.

Müze yetkilileri tarafından bilgiler verilirken rehberimiz Vasilis bizlere tercümesi ile yardımcı oluyordu. Müze Kavala Belediyesi tarafından özel bir müze olarak kurulmuş yapımına 2007 yılında başlanmış ve 2010 yılında hizmete girmiştir. Müzede tütün ekiminden başlanarak, zirai aletlerin sergilenmesi tütünün işlenerek hazır vaziyete getirilmesine kadar geçen evreler sergilenmiş. 

Bafra Tütün Müzesi hazırlanırken tüm vatandaşlarımızdan önemle ricamız odur ki ellerinde bulunan tütünle ilgili her malzemeyi değerlendirmek üzere Müze yetkililerine vermelidirler. Türkiye’mizin ilk Tütün Müzesinin Bafra’mızın şanına yakışır bir Müze olması hepimizin göstereceği ilgi ve alakadan geçer.
Kavala kalesine doğru yürüyerek gezimize devam ediyorduk. Osmanlı eserleri hala dimdik ayakta duruyorlar. Kale yolunda kilise haline dönüştürülen Pargalı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Camii ve tüm heybeti ile dimdik ayakta olan Kanuni tarafından yaptırılmış Kavala su sarnıcı.
Kaleye doğru çıkarken tüm ihtişamı ile bizleri karşılayan Osmanlı İmarethanesi Aşevi ve külliyeler aynen ayakta ve şimdi otel olarak hizmet vermekte. Buraları gezerken Tarih ve Osmanlı film şeridi gibi gözümün önüne geldi.
Ecdadımız her gittiği yerde eserler ve kültür mirası bırakmış. Bizler gezdiğimiz buralardan örnek alarak elimizdeki ata mirasını korumalıyız. Mekânları Cennet olsun.

Kavala fazla düzlük araziye sahip değil. Bir nevi Samsun benzeri ve daha dik bir görünümde idi. Kale mevkiinde At üzerinde kılıcı elinde muhteşem bir heykel, yanında müze haline getirilmiş bir konak ve arazi ile karşılaşıyorduk. Buradan bakıldığında bütün Kavala şehri ve liman ayaklarımızın altında görünüyordu. Bu heykel ve ev Osmanlı Paşası Mısır valilerinden Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya ait olup annesinin mezarıda burada bulunmaktadır. Mısır tarafından satın alınmış bu arazi Mısır toprağıdır.

Kavala şehrini gezerken gençlik yıllarımda Kolay köyümüzde Kocaşaban lakaplı bir ninenin tef çalarak şu tekerlemeyi söylemesi gözümün önüne geldi.
Kavaladan aşağı, kovaladım tavşanı
Viran kalsın köyünüz edemedim akşamı…
Daha çok düğünlerde kına gecelerinde bu mani devamlı bu nine tarafından söylenir köyümüzün genç kızları oyunlar oynarlardı. Kendisi Rum kökenli vatandaşlarımız ile arkadaşlık yapmış onlarla beraber oyunlar oynamış bir kişi idi.
Kavala’da bu hikâyeyi anlattığımda aynı tekerlemelerin ordada söylendiği ve birde manası olduğunu öğrendim. Tavşan paskalyanın simgesi imiş. Kavala halkı tavşanları alarak kalenin en üst yerine çıkıp oradan salıp denize kadar peşlerinden koşarlarmış. Koçaşaban denilen nineyi anmış olduk. Allah rahmet eylesin.
Değerli okurlarım Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan bahis konusu açılmışken tarihi bir bilgiyi sizlerle paylaşmadan gecemeyeceğim. Kavalada dünyaya gelen Mehmet Ali Paşa 1811 yılında Mısır Valisi olmuştur. 2.Mahmut döneminde Yunan isyanı başlamış padişah Mısır Valisinden isyanı durdurmasını emretmesine rağmen kendisine Girit ve Mora valilikleri verilmese harekete geçmeyeceğini söylemesi üzerine Osmanlı devleti ile arası açıldı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa oğlu İbrahim Paşa ile birlikte Osmanlıya karşı ayaklandı, Osmanlı ordularını yenilgiye uğratarak Kütahya’ya kadar ilerledi.

2.Mahmut isyanı bastıramayacağını anlayınca İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi. Bu ülkeler kayıtsız kalınca derler ki “Denize düşen yılana sarılır” sözünü söyleyerek Rusya’dan yardım istedi. Rusya boğazlarda hâkimiyet sürdürebilme arzusu ile bu çağrıya kayıtsız kalmadı donanması ile boğazlara inince İngiltere ve Fransa Rusya’nın sıcak denizlere inmesinden çekindiklerinden Osmanlı ile Kavalalı Mehmet Ali Paşa arasında antlaşmayı sağladılar. Kısaca bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
Değerli okurlarım Kavala sahil gezimiz sonunda saat 12.40 sularında Kavala’ya veda ederek Kilkis şehrine hareket ettik. Saat 15.10’da Kilkis’e geldik. 
Sizleri sıkmadan gezi notlarımı paylaşmak arzusundayım. Kilkis anılarımız ve burada yapacağımız sergilerimiz, konserimiz ve dostlarımızdan bahsederek yazı dizimize son vereceğim.
Hoşçakalın..
İdris ANARAT
  • BafraHaber Yorum
  • Yunanistan gezimiz 5: Kavala tütün müzesi ve şehir gezisi içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0