<p>Zamanımın küçük kısmı Trafikte geçiyor. Her iki ehliyete de sahibim.</p> <p>Ama bakıyorum da, nedense Trafik kurallarına Trafik polisi varken uyulacak diye bir kaide var halkımızda genel olarak.</p> <p>Ne yayası ne sürücüsü, Trafik kurallarına ne yazık ki uymuyor ve kuralları hep hiçe sayıyoruz.</p> <p>Şehrimiz de en çok dikkatimi çeken, anne babaların bilgisi dâhilinde ya da bir şekilde motosiklet tedarik edip kendilerini Kenan Sofuoğlu zanneden 10-12 yaşlarındaki sürücüler.</p> <p>Üstelik ilkokul çağlarında bu bilincin yerleşmesi için trafik kolları, ya da başka etkinlikler oluşturulduğu halde... Dostlar alışverişte görsün misali, sadece derslerde kalıyor bütün bunlar. Trafik Eğitimi şart diyoruz ama, sadece demagoji edebiyatı yapıyoruz.</p> <p>Demek istiyorum ki; Milli Eğitim Bakanlığından tutunda, ebeveynlere kadar herkes sorumludur. Polislerimiz hangi köşeyi, ya da ışıkları tutsun ki? Tutsa bile, bunun 24 saat olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? </p> <p>Trafiğe alkollü olarak çık, dört kişilik arabaya sekiz kişi at, kural tanıma... Sonuç altı ölü, iki yaralı.  Sonra, ''ecel, kader, kısmet, ne gelirse Allah'tan, ömrü bu kadarmış''... Deyip, vurdumduymazlığın sonucunda oluşacak veballer için sığınılacak cümleyi sarf etmek.</p> <p>Keşke bilebilseydik, kurallara uymanın hem kendimizin hem de başkalarının yaşam sorumluluğu olduğunu. Bir kask veya emniyet kemeri takmakla yaşam kalitemizin azalmayacağını. Yada ''kurallar beni bozar arkadaş'' diyenlerin hakkından gelebilmek için, önemli yerlere mobese kameralar koyup daha etkin bir şekilde denetleyebilsek. Bu da imkân dâhilinde yaygınlaşacak büyük ölçü de.</p> <p>Kazaların yüzde doksan yedisinin sürücü hatalarından, diğer yüzde üç oranı ise mekanik arızaların sonucu ile meydana geldiği bilirkişilerin raporuyla açıklanmaktadır. Alt geçit üst geçit dururken illa da yasak olan yoldan geçenlerimiz olur ve bir marifetmiş gibi geçtikten sonrada birde sırıtır. Hatalı sollamaya ve belirlenen hızların dışına çıkmaya bayılır bazıları. Hani muhabbetlerde gülelim diye şu hikâyeyi anlatanlar vardır ya; ''geçen gün kırmızı ışıkta geçtim ama fark edilmedim'', ya da ''Trafik polisine acil olduğunu belirttim yol verdi''. İşte bu hikâyedeki kahramanımız muhabbetlerde eğlenceli bir kişilik olduğunu sansa da trafik canavarının ta kendisidir. Bu kabına sığmaz eğlencesini ancak düz duvar durdurabilir ve bir gün tongaya düşme olasılığı yüksektir.</p> <p>Kulak misafiri olmuştum bir yerde. Hayretle dinlediğim bir sürücü, ''elli iki saat boyunca uyumadan nasıl direksiyon salladığını, alkollü iken üç saatte Trabzon'dan Samsun'a nasıl geldiğini övüne övüne anlatıyordu. ''Bunları gerçekten yaptın mı?'' diye soranlara da, yüzü hiç kızarmadan anlatıyordu. Bu tip adamlar ehliyet alıyor ve trafiğe çıkıyorsa biz bir şeyleri çok yanlış yapıyoruz. Şu ehliyet sınavını yaparken birde detaylı bir psikolojik test yapılsın, ya da eskiden olduğu gibi her beş senede bir vize işlemi, yani tekrar sağlık kontrolü şart. Yoksa böyle çok canlar girmeye devam eder toprağın altına.</p> <p>Trafik emniyeti ülkemizin en önemli konularından biridir. Tüm tedbirlere rağmen maalesef kural ihlalleri nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında birçok insanımız hayatını kaybetmekte, sakatlanmakta ve bu kazalar sonucunda büyük ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Ayrıca şunu da belirteyim; Cezaların caydırıcı bir seviyede olmadığı sürece herkes kendi halinde ve kafasına göre takılmaya devam edecektir.</p> <p>Kısacası "kurallara uyalım uymayanları uyaralım " ama bundan dolayı dayakta yemeyelim.</p> <p>Herkesin “Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası” nı kutlar, kazasız günler dilerim.</p> <p> </p> <p>Haluk METE</p> <p> </p>