Sanal Alemin esiri olduk

Sanal alem,teknoloji,yapmacık sevgiler,olmayan saygılar,dedikodular…..
Sanal alem aynen kendine döndürdün, kendin gibi sanal eyledin tüm değerlerimizi….
Sevgilerimizi birkaç satırın içindeki yapmacık zoraki sevgilere döndürdün….
Saygılarımızı hemen arkasından getirdiğin dedikodulara iftiralara boğdurdun….
Hani nerede kaldı o büyük aşklar…
Hani nerede kaldı o kutsal dostluklar…
Cana can katan, canan için can koyan kardeşlikler…
Bir zamanlar radyomuz yok idi ninelerimizin masalları hikâyeleri ile avunurduk.
Bir zamanlar televizyonumuz yok idi mahallemizin o güzel komşulukları ile avunurduk…
En büyük eğlencelerimiz sinemalar idi…
Akşam olunca çay bahçelerimizde komşularımız ile sohbetlerimiz idi…
Bir zamanlar panayırlarımız, fuarlarımız, tiyatrolarımız vardı…
Sanal âlem hepsini birden yok ettin aldın elimizden…
Tatil günlerinde mahalle bir araya gelir mesire yerlerine giderdik…
Büyüklerimiz yemek hazırlığı yaparken bizde günün şartlarına göre oyunlar oynardık…
Şimdi bakıyorum hepside mazide kalmış. 
Sanki bu güne hiç gelmeyecekler gibi kaybetmişiz değerlerimizi..
Şahsen bazen sanal âlem senin esirin olmayacağım, hiç olmasa senede birkaç günümü sana feda etmeyeceğim diyor ve tüm teknolojik aletleri kapatıyor ve kendimi aramaya çıkıyorum.
 Heyhat ne arıyorsun ki, bulamazsın ki.. Kaybolmuşum sanal âlemin içerisinde.
O kendimize has olan birkaç saati bile duyurmak, ifade etmek için seni kullanmak zorundayız. Telefonlarımız,bilgisayarlarımız olmasa ne resimler nede yazılar geliyor bir araya..
Bilgisayar çağından nefret etmemek gerek demek ki…
Benim bu yazımda anlatmak istediğim bu medeniyet çağından uzaklaşmak değil onu kullanmasını bilmektir.
Ne acıdır ki ruhumuz, bedenimiz, kimliğimiz bu çağın esiri olmuş bizleri yönlendiriyor. Hiç birisine dur diyemiyoruz. 6 aylık çocuğumuz bu âlemin esiri olmuş. 2-3 yaşlarında başlamışız çocuklarımızın eline bilgisayarlar,cep telefonları vermeye.. Atariler, oyunlar, yarışlar derken kaptırmışız kendimizi, dur diyenimiz yok…
İlkokul çağlarında öğretmenimizin verdiği ödevler artık internet denilen baba ve annenin kontrolünde. 
Bizim zamanımızda ödevlerimizi babalarımız ve annelerimiz itina ile yaptırılırlar, bulamadığımız bilgiler için mahalle büyüklerimize veya kütüphanelerimize başvururduk.
Değerli dostlarım beni yanlış anlamanızı istemiyorum. Elbette bu çağın gereğidir teknoloji..
Benim burada anlatmak istediğim bu teknoloji bizim sırtımıza binerek bizi yönlendirmesine izin vermeyelim. Bizleri o istediği gibi yönlendirmesin. Aksine bizler onun sırtına binelim, bilgisayarlarımızı televizyonlarımızı bütün teknolojiyi ve sanal âlemi biz yönlendirelim.
Başarabilir miyiz bilmiyorum?
Evlerimizde sabah uyanınca hemen açtığımız televizyonu seyretmek önemli değil yeter ki açık kalsın.
Bizler artık istediğimizi seyreden, istemediğimiz zaman düğmesine basıp ta kapatmıyoruz teknik aletlerimizi. Onlar açıyor bizleri onlar kapatıyor…..
Komşuluklarımız yok denecek kadar azaldı. Apartman daireleri, sokak araları, mahallemizin içinde kayboldular.
Haydi, yeni bir sayfa açalım… Önce akrabalarımızı hatırlayalım, onlarla bir araya gelelim ziyaretler yapalım. Komşularımıza haber gönderelim onları davet edelim imkânlarımız dâhilinde ikramlarda bulunalım.
FAKAT tek bir şart koşalım.
Televizyon yok.. Bilgisayar yok.. Cep telefonu yok…
Bir günlükte olsun onları kaybedelim merak etmeyin zaten istemesek te onlar bizi bir gün sonra bulurlar…
Dostlarım yeni yazı dizileri ile geçmişimizdeki değerlerin hayatını hazırlıyorum. Tarihten birkaç sayfa sizlerle köşemde paylaşmak arzusundayım.
Çok yakında buluşmak üzere hoşça kalın.
Sürçülisan ettiysek affola…
İdris ANARAT…

  • BafraHaber Yorum
  • Sanal Alemin esiri olduk içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0