14.01.2021 Perşembe akşamı saat 18.30’da, Apartmanımın kapısını açtığım sırada, arkamdan saldıran 3 kişinin hedefi oldum. Aramızdaki arbade neticesinde; gözlüğüm ve apartman kapısının camı kırıldı, ben kafama ve kulağıma darbeler alarak saldırıyı oldukça az bir zararla savuşturdum. Allah’a şükürler olsun, verilmiş sadakamız varmış, kahpeliğe dağ dayanmaz, daha beterlerinden Allah hepimizi korusun.

Bana yapılan saldırının peşine Selçuk Özdağ’a ve Orhan Uğuroğlu’na da pusu kuruldu. Kendilerine acil şifalar diliyorum. 

Bu üç saldırının peşpeşe olması organize olduğu düşüncesini güçlendirdi ve kamuoyu bu olaylara büyük bir tepki verdi. Olayın ardından günlerdir telefonum susmuyor, çok büyük bir destek gördüm. Özellikle Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Sayın Akşener’in ve Sayın Uysal’ın bizzat aramaları beni güvende hisettirdi. Yine birçok vekil, başkan, hakim, savcı ve yetkilinin desteği beni çok sevindirdi. Toplumun böyle güçlü bir tavır koyması alçakları belki bir nebze korkuya sevk edecektir. 

Gelelim alçak saldırı sonrası Bafra kamuoyuna...

Şimdi burada yazacaklarımı özellikle beni sevmeyip, hatta nefret eden, yorumlarıyla kin kusan insanlar ve gruplar dikkatli okusun, çünkü kendilerine yönelik çok berrak ve anlayacakları seviyede bir dil kullanacağım. Bunu çoktan haketmişlerdi, ancak nasip kanımın yere döküldüğü güneymiş...

Bu alçak saldırıyı kınamak için şahsen arayan; Metin Bostancıoğlu’na, Zihni Şahin’e, Hamit Kılıç’a, Murat Cevahir’e, Aydoğan Yılmaz’a, Göksel Başar’a, Nihat Oktay’a, Hakan Aytünür’e çok teşekkür ediyorum. Arayan, mesaj gönderen, “Gelip kapında nöbet tutalım“ diyen adını yazmakla bitiremeyeceğim, onlarca, yüzlerce hemşerime şükranlarımı sunuyorum. Cevap veremeyip, geri dönemediklerim olmuşsa da lütfen beni bağışlasınlar.

Şimdi gelelim Bafra Haber’in adıma yaptığı habere yapılan bir kısım şizofrenik yorumlara!

1-) Ulusal bir TV’de program yapan bir Bafralı avukata saldırı düzenlenmesi ve siyasi parti Genel Başkanları , Adalet Bakanı, İletişim Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın bu olaydan bahsetmesi haberdir. 

Bu haberi yapan bafralı gazeticiye değil, bu haberi yapmaya çapı yetmeyen bafralı gazetecilere ateş püskürün! 

2-) Bana saldırılması hoşlarına giden, beni reklamla suçlayan, yalan konuştuğumu iddia eden, sürekli karşısına çıkmamdan rahatsız olan, siyasete zemin hazırladığımı söyleyen ucubelerle aynı şehrin plakasında olmaktan hiç memnun değilim. Ancak külli irade olduğundan doğduğum yeri tespit edemem, ancak cüzzi irade ile onlarla aynı dünyada olmamayı başarabilirim ve başarıyorum. Ucubeler beni beğenmesin, sevmesin, hatta sövsün hatta alçakça saldıranlar gibi Bafra’ya geldiğimde onlarda bana saldırsın! Siz nasıl eziklersiniz ki bir insanın evinin önünde linç edilmesine alkış tutuyorsunuz, bir insanın kanının akmasını alkışlıyorsunuz. Benim yüzüm kanarken sokakta köpek görse gelir yüzümü yalar, bir köpek kadar refleks gösteremeyen ucubeler akılları sıra bana hiza çekiyor! 

3-) Her yazımı veya haberimi siyasete bağlayan takıntılıları ise mutsuz edecek bir şey açıklamak istiyorum. Siz hasetinizden çatlasanız, kapı kapı bana söverek aleyhte çalışsanız dahi eğer birgün sandığa girecek olursam, alayınızı sandığa Bafra halkının sevgisiyle gömecem. Eğer o gün geldiğinde, benden daha fazlasını yazıp, konuşup, paylaşıp, yapabileceğine inanan varsa da karşıma çıkar, fikrini anlatır, projesini anlatır, Bafra vizyonunu anlatır, pısmış kendi gibi nick name ile haber altına kin öfke bırakmaz.

4-) Ben bu alçak saldırıdan sonra şunu gördüm. Memleketim Bafra’da beni sevenler sevmeyenlerim kat be kat üstünde, birini herkes seviyorsa, ya da herkes nefret ediyorsa zaten bir sorun vardır. Beni sevmeyen ve kanımın akmasına mutlu olan ucubeler! Bekleyin, eğer öldürülmezsem, Bafra’nın geleceğinde sizin zihniyetlerinize yer olmasın diye son nefesime kadar mücadele edeceğim. 

5-) Her eleştiriye karşı, kanımın aktığı güne kadar seviyemi ve saygımı korudum. Kapıkaya yazımın ardından direk yapılan hakaret ve saldırılara bile bu tonda cevap vermedim. Ancak bana pusu kurulmasına, saldırılmasına, kanımın akmasına alkış tutan ruh hastalarına karşı susmamı da beklemeyin. Ben bu kadar derviş karakterli olsam zaten saldırıya uğramazdım, benim sabrım buraya kadar, bana bu konuyla ilgili kolpa yapan kim olursa cevabını misliyle alır. 

6-) Eğer her yorumunuzda beni,  “Bafra’nın siyasetine oynuyor” şeklinde lanse ediyorsanız, o zaman yeni tarz siyasetle de tanışın, oy almak için “ gılı gılı “ yapan, haddini geçene gülüp geçen, pısırık ve sünepe devri bitecek!

Allah, kötülerin şerrinden korusun, bizleri güzel günlerde buluştursun!

Av. Afşin Hatipoğlu

17 Ocak 2021, İstanbul