O Sinop Burnu var ya... Artık yok!

<p>Türkiye'de, nükleer santral yapımı için Mersin, Sinop ve Sakarya uygun görülmüştü. Bu üç şehirden de en öne çıkan yerler Sinop ve Mersin olduğu için "bu iki bölgenin güvenli, hiçbir sorun olmayacak" gibi iddialara yöneticilerin de acaba ne kadar inandığını sorgulatmıştır bize. Sinop en kuzeyde, Mersin epey bir güneyde... Tüm bu ''güvenilir'' sebeplere dayanarak Sinop'taki ilk nükleer enerji santralimizin (en büyüğü olarak) kurulmasına karar verildi.</p> <p> Nükleer santral;</p> <p>Enerji elde etmenin en basit ve en zararlı yöntemi.</p> <p> Bütün gelişmiş ülkeler kaldırmaya çalışırken, bizim gibi 3. dünya ülkelerinin kurmaya çalıştığı bir facia türü.</p> <p> Atom bombasının kontrollü, yavaş patlayan hali.</p> <p> Alternatifleri olduğu halde çevreyi ve insan sağlığını hiçe sayarak inşa edilmesi planlanan santral.. </p> <p>Sinop İnceburun'da kıyım başladı; katledilecek toplam ağaç sayısı 225bin...</p> <p> Ülkemize enerji lazımdır nükleer enerji de ucuzdur hadi yapalım mantığıyla yapılmaması gerektiğini düşündüğüm santral. </p> <p> Yurdumda bu enerji şeklinin kullanımı ne derece sağlıklı ve ne derece güven çerçevesinde gerçekleşecek kaygısını taşımak da herkesin kafasında olan bir soru baloncuğu..Nedenleri ortada..o da şudur;</p> <p> İleride anne olmayı düşünen biri, karar sahiplerinin ihmalkar davranıp çocuğunun hastalıklı doğmasını ve acı çekmesini ister mi? Yâda yeterince gelişmemiş organları  yüzünden doğumdan hemen sonra ya da çocukluğunu yaşayamadan kanserden ölmesini ister mi? Yaşasa bile kendi çocuklarına bırakacağı korkunç ve ölümcül bir mirası taşımanın ağırlığını hissetmesini isteyebilir mi?</p> <p> Bu talebi ve hakkı, bütün o atom karıncalarının, bilmem kaç senelik kalkınma planlarının, bütçe açıklarının, iç ve dış politikalarının vesairenin üstündedir. Sırf bu bile ülkemde bir nükleer santral kurulmasına karşı olmak için yeterli bir sebeptir...</p> <p> Daha küçük bir çocukken bana radyasyona maruz kalmış fındıkları avuç avuç yediren, göstere göstere çayları içiren devlet babanın kucağına bu kez de çocuğumu oturtmayı reddediyorum deme hakkı vardır.</p> <p> Çernobil faciasının, reaktörün eski teknoloji olmasının yanısıra, teknisyenlerin gereken denetimi yapamamasından kaynaklandığı düşünülürse, bizim gibi denetim mekanizmalarının asla çalışmadığı bir ülkede kurulmadan önce iki kere düşünülmesi gereken enerji santrali türü. Ayrıca, Türkiye tıbbi atıkları temizleyemezken, onları bile bile insanların yaşadığı yere hiç düşünmeden bırakabiliyorsa, nükleer santralin atıklarını nasıl yok edebilecek? </p> <p> Dünyada şu anda birçok ülkede nükleer santral olduğu doğrudur ama bu kadar sığ bilgilerle bir sonuca varmak ne kadar isabetlidir.</p> <p> </p> <p>Araştırdım; şu anda enerji ihtiyacının yaklaşık %75`ini nükleer enerjiden karşılayan ve bu açıdan dünyada 1. sırada yer alan Fransa`da en son nükleer santral 1991 yılında üretilmiştir. Yine dünyada bu anlamda üst sıralarda yer alan Almanya ise nükleer enerjiden yavaş yavaş çekilme kararı almıştır. Yani bir daha nükleer santral inşa etmek bir yana dursun olanların da ömrü bittiğinde yenileme işlemi yapılmayacaktır. Bugün dünyada nükleer enerji santralı yapan Fransız ve Amerikan şirketleri kendi ülkelerinden sipariş alamadıkları için 3. dünya ülkelerine yönelmişlerdir. Olayın bir başka boyutu da yine nükleer enerji üretimi bakımından önde gelen birçok ülke de yenilenebilir enerji kaynaklarına ciddi yatırımlar yapmaya başlamışlardır. </p> <p>ABD 1979'dan beri nükleer santral yapmıyor efendim. Bunun en büyük nedenlerinden biri nükleer atıklara gerekli muameleyi yapmanın maliyetinin çok çok yüksek olması. Kendi ülkelerinde nükleer santralin hayalini kurmuyorlar gelmiş bizim ülkemize nükleer santral kuruyorlar. </p> <p>Ülkemizde ise yenilenebilir enerji üzerine birçok çaba desteklenmezken, enerji açığının nükleer santral eksikliğine bağlanması ne derece mantıklıdır. Yada nükleer enerji ne derece doğru bir çözümdür bilinmez.</p> <p> Bilmeyenler için söyleyeyim; Amerika, Fransa ve gelişmiş ülkelerin hiçbiri çok pahalı ve kısa ömürlü olduğu için artık nükleer santral inşa etmiyor ve sadece nükleer silah yapmak isteyen ülkeler bu yönde eğilim gösteriyorlar. Ayrıca dünyada hiçbir büyük sigorta şirketi bir nükleer santrali sigortalamıyor. Çünkü ortaya çıkan felaket sonucu milyarlarca dolarlık zararın yanı sıra yıllarca sonu gelmeyen sağlık sorunları baş gösteriyor. Rüzgarın istediği yere götürdüğü radyasyon yüzünden de ölen, sakat kalan, özürlü olarak doğan yüz binlerce insan ve hayvan ortaya çıkıyor.. Çernobil'den sonra ortaya çıkan beş boynuzlu koçları iki başlı horozları ve inekleri hatırlarsınız sanırım. Ve yapışık ikiz sayısında da inanılmaz bir patlama oluşmuştu aynı dönemlerde. Kanser oranı resmi belgelerde sabit olarak rekor seviyede artmıştı. Bütün bunları yaşamış bir ülkede kim nasıl böyle bir riski göze alır ve neden insanlar bu kadar sessiz içine sindirir bilemiyorum..</p> <p> Nükleer enerjiyi bir çözüm olarak gören zihniyetin desteklediği ancak benim kesinlikle anlayamadığım ve karşı olduğum bir olaydır bu.</p> <p>Belki enerji olmadan yaşayabilirsiniz ancak bundan yüz yıl sonra insanlar enerji olmadığı için değil, temiz su kaynağı ve oksijen olmadığı için ölecek.</p> <p> Haluk Mete</p>
  • BafraHaber Yorum
  • O Sinop Burnu var ya... Artık yok! içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0